Hakan Özyıldız*
2019 yılı Bütçe Kanunu Tasarısı TBMM’ye sunuldu.
Uzun teknik değerlendirmeler yerine, kısa notlarla, öne çıkan konuları bilginize sunacağım.
Harcamalarla başlayayım.
Artık sıradanlaşan ödenek üstü harcama 2018 yılında da devam etmiş. Faiz dışı harcamalarda 54,3 milyar lira, faiz harcamalarında ise 4,7 milyar lira olmak üzere toplam 59 milyar lira yetki aşımı yapılmış. Artık TBMM’nin “bütçe hakkı” sizlere ömür.
Genel olarak 2018 yılsonu tahmini bütçesi ile 2019 bütçesindeki faiz dışı harcamalar arasındaki artış oldukça muhafazakâr (yüzde 13).
2019 yılında en önemli tasarruf kalemi bütçe yatırım harcamaları. Bu yılın yatırımlarından 14,3 milyar lira daha az yatırım yapılacak.
Hane halkına, belediyelere, KİT’lere transferleri içeren cari transferler kaleminde önemli artışlar öngörülmüş. Detaylar henüz belli olmadığı için kalemler hakkında görüş belirtmek imkânsız.
Gelirlere gelince;
Önce teknik bir açıklamaya yapayım. Gelirler çoğunlukla harcamalardan alındığı için, yılın enflasyon tahmini (%16,3) ve büyüme tahmini (yüzde 2,3) kullanılarak tahmin edilir. YEP’e göre gelecek yılın toplamı yüzde 18,6 olacak. İthalden alınan KDV gibi dış ticarete bağlı gelirler için ithalat artışı ve kurlar esas alınır. Bu bağlamda 2018 yılı gelirlerinin içinde yeniden yapılandırma kanunlarından elde edilen 37 milyar liradan fazla ek gelir var. 2019 yılı için tahmin yapılırken böylesi ek gelirlerin hesaba katılmaması gerekir.
Gelirlere artış açısından bakınca, Gelir vergisindeki 33 milyar liralık, yüzde 24,7'lik artış ile ithalden alınan KDV'deki 33 milyar liraya ykalaşan artış oldukça önemli.
Nakit akımı içermeyen Faiz gelirleri kalemindeki artış %64,4 le dikkat çekiyor. Anlaşılan Hazine gelecek yıl borçlanırken yeniden ihraçlara ağırlık verecek.
Ardından Dayanıklı tüketim ve diğer mallardan alınan KDV’deki yüzde 47,6’lık artış geliyor. Beyaz eşya satışlarının durumu nasıl etkilenecek göreceğiz.
En önemli artışlardan birisi de Hazine portföyü ve iştirak gelirlerinde. TCMB, Ziraat ve Halkbank’ın temettü gelirlerini de içeren bu kalemdeki artış oranı yüzde 46,2. Alkollü içeceklerdeki KDV artış oranı yüzde 23,9. İçenlerin durumu daha da zorlaşacak.
Özelleştirme gelirleri yüzde 34,2 olacak. Portföyde ne kaldı?
Bu rakamlar gerçekleşirse, 2019 bütçesi 80,3 milyar lira açık verecek. Bu yıla göre çok fazla artış yok. Ancak faiz dışı dengede önemli bir düzelme var. 2018 yılındaki fazla 4,2 milyar lira iken, gelecek yıl 36,7 milyar lira olacak.
Şimdi klasik bir soru soralım. Bu kadar açık verilmese olur muydu?
Zor bir soru. Bilgiye dayalı cevap verebilmeniz için, Gelir Düzenlemeleri Genel Müdürlüğü, Muhasebat Genel Müdürlüğü ve Sayıştay’ın rapor ve verilerini kullanarak bir tablo hazırladım.
İlk bölümde yasalar çerçevesinde alınmayan vergi istisna ve muafiyetlerini gösteriyor. Toplamı 148 milyar lira. İkinci bölüm Ocak-Eylül 2018 arasında tahakkuk eden fakat tahsil edilemeyen vergi gelirlerini içeriyor. Onların toplamı da 381 milyar lira. Bir de toplamı 72 milyar lira olan, Sosyal Güvenli Kurumu’nun icraya intikale eden veya etmeyen alacakları var. Toplamları 600 milyar lirayı aşıyor.
Durun hemen itiraz etmeyin. Ekonominin içinde bulunduğu durumu biliyorum. Kamu alacaklarının büyük bölümünün ekonomik şartlardan kaynaklandığının farkındayım. Ama eliniz vicdanınıza koyun, eğer istenirse, ekonomi kayıt altına alınmış olsa ve detaylı bir araştırma yapılsa, 80 milyar lira kaynak bulanamaz mıydı? Borçlanma azaltılamaz mıydı?
Borçlanma deyince, 2019 Bütçesinde yapılan önemli bir değişiklik var. Daha önceki yıllarda yüzde 1 olan ikrazen ihraç edilecek özel tertip Devlet iç borçlanma senetleri miktarı yüzde 3’e çıkarılmış. Böylelikle Hazine ve Maliye Bakanlığı 28,5 milyar liralık ek borçlanma imkânına kavuşmuş. Bilindiği gibi bu kâğıtlar piyasada işlem görmez. Hazine’nin KİT’lere, kamu bankalarına ve diğer kamu kuruluşlarına kanunlardan doğan borçları karşılığı verilir. Artışın neden bu kadar yüksek olduğunu, hangi kamu kurumunun alacaklı olduğunu gelecek yıl göreceğiz.
Her bütçe gibi, bunun da başarısı uygulamalara bağlı olacak. Bence öncelikle büyüme tahmininden hesaplanan kalemler zorlanacak. Yerli ve uluslararası birçok kuruluşların gelecek yıl için büyüme tahminleri sıfıra yakın veya negatif. Gelirlerdeki düşüşler, harcamalar azaltılmazsa borçlanmaya baskı yapacak.
Büyümenin çok düşük olduğu dönemlerde kamunun harcama kısmasının ne kadar zor olduğunu geçmiş deneyimlerle biliyoruz.
O zaman daha çok mu borçlanılacak? Daha fazla mı faiz ödenecek? Bu bağlamda Marttaki seçimler ve sonrası bütçenin yönünü belirleyecek.