Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selim Kotil, İstanbul’da ön artırma yapılmaması sebebiyle bütün pisliğin Marmara’ya gittiğini belirterek, “Bunun sonucunda İstanbul’un suyunda sadece 25 metresinde balık yaşıyor. Yani İstanbul’da denizinin 100 metresi lağım çukuruna dönmüş durumda” dedi. Kotil, bu durumu çözmek için kendilerinin çözümü olduğunu belirtti.
Esenyurt’ta seçim çalışması yapan Kotil, İBB başkanlığının çok büyük sorumluluk gerektiren bir makam olduğuna dikkat çekerek, “Öncelikle bütün adayların kendine şu soruyu sorması lazım. Belediye başkanı olarak sen kendini neden sorumlu hissediyorsun? Ben bu soruyu kendime sorduğumda ‘İstanbul'un üzerinden geçen göçmen kuşlardan bile mesulüm’ diye cevaplıyorum. İstanbul'da yaşayan insanımızın sağlığından, işinden, aşından, huzurundan kendimi sorumlu hissediyorum. En basitinden sağlık açısından bakarsak; İstanbullu’nun yediği gıdadan, soluduğu havadan, yüzdüğü denizden, banyo yaptığı sudan kendimi sorumlu hissediyorum. Üçüncü Havalimanı yapılırken orada kullanılan araçlardan havaya karışan sülfat toprağa girdi. Şu anda Terkos’a vardı. Biz, bu suyla yıkanıyoruz ve doğrudan sağlığımızı etkiliyor. İBB başkanı olacak kişinin bütün bu sorunlar için önce sorumluluk duygusu sonra çözümleri olması gerekli” dedi.
İstanbul’a ileri teknoloji arıtma getireceklerini belirten Kotil, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Maalesef İstanbul'da sadece kaba pislik arıtması yapılıyor yani ön arıtma yapılıyor. Sonuç olarak İstanbul'un pisliği olduğu gibi Marmara'ya gidiyor. Bunun sonucunda İstanbul’un suyunda sadece 25 metresinde balık yaşıyor. Yani İstanbul’un denizinin 100 metresi lağım çukuruna dönmüş durumda. Bizim dışımızda çözümü olan var mı? Bu konuda proje hazırlayan var mı? İstanbul depreme hazır değil. GSM hattı çöktüğünde ne yapılması planlanıyor? Biz bunların hepsinin çözümünü ve nasıl yapacağımızı konuşuyoruz. Diğer adaylardan sadece ‘depremle ilgili projelerimiz hazır’ cümlesini duyuyoruz. Ama projelerini bizim gibi somutlaştıran yok. Şimdi sen hazırlığın olduğunu söylüyorsun. Varsayalım kazara kazandın, bu sefer millet sana güvenmiş olacak ve ortada böyle bir hazırlığın da olmadığı için olası bir depremde milletin can güvenliğini tehdit etmiş olacaksın.”