İstanbul Büyükada'da dijital güvenlik ve stresle mücadele toplantısında gözaltına alınarak tutuklanan hak savunucularının yargılandığı davanın 2. duruşmasında İzmir'de tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu Başkanı avukat Taner Kılıç ile gözaltı sürecinin ardından serbest bırakılan hak savunucuları Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli savunma yaptı. Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme Taner Kılıç'ın tutukluluğunun devamına karar verdi, davayı 31 Ocak 2018'e erteledi.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya bir önceki celse tahliye edilen hak savunucuları İdil Eser, Nalan Erkem, İlknur Üstün, Özlem Dalkıran, Veli Acu, Günal Kurşun, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli katıldı. İzmir'de tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç da duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Kılıç, yaptığı savunmada, suçlama konusu toplantıdan nisan ayından itibaren haberdar olduğunu söyledi. Kılıç, söz konusu toplantının suçlama konusu edilmesiyle insan hakları alanında çalışanların kriminalize edileceğini düşündüğünü belirtti.
Kılıç, yandaş medya organlarında kız kardeşinin eşinin bir dönem Zaman gazetesinde çalışmasını tekrarladığını anımsatarak, “Bu, iddianamede suç delili gibi tekrarlanmıştır. Bu suçun şahsiliği ilkesi karşısında son derece yanlıştır. 27 yıl önce evlenen kardeşime 26 yıl sonra suçlanabilir diye engel mi olmalıydım” diye sordu.
Kılıç, ByLock kullanıcısı olmadığının dosyadaki raporla ortaya çıktığını belirterek, “ByLock listelerinin sürekli değiştiği siyasi aktörler tarafından açıklanmıştır. Bu listeler telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmaktadır. Koray Peksayar'ın 13 Temmuz tarihli raporunda ByLock kurulduğuna veya kurulup kaldırıldığına ilişkin bir ize rastlanmadığı tespit edilmiştir. Telefonum hiçbir zaman fabrika ayarlarına döndürülmedi” dedi. Kılıç, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün telefonu ile ilgili incelemeyi 5,5 aydır tamamlayamadığını kaydederek, “Bu raporun gelmemesi Haziran ayından itibaren tutukluluğumun devamına gerekçe gösteriliyor. Bu raporun gelmemesi benim mağduriyetin devamına gerekçe gösterilemez” dedi. Kılıç, adli bilişim uzmanı Koray Peksayar'ın tanık olarak dinlemesini talep etti.
Kılıç, Bank Asya hesabı ile ilgili suçlamayla ilişkin de, “Hesap hareketlerime bakıldığında 2 Ocak 2014'te paramın tamamını çekerek hesabı kapattığım, yeni bir hesap da açmadığım görülecektir” dedi ve bankacılık alanında yetkili bir kişiden rapor alınmasını talep etti. Tutukluluğunun cezaya dönüştüğünü vurgulayan Kılıç, “8 kişilik koğuşta 24 kişi kalıyoruz. Adi suçlularla aynı koğuşta kalıyorum. Bu nedenle mağduriyetime son verilmesini talep ediyorum” dedi.
Ardından gözaltı sürecinden sonra serbest bırakılan hak savunucusu Nejat Taştan savunma yaptı. Taştan, insan hakları mücadelesi nedeniyle yargılanan ilk kişiler olmadıklarını, son da olmayacaklarını söyledi. İnsan hakları mücadelesi yolunda yargılanan, ceza alan ve faili meçhul cinayetlere kurban giden arkadaşları olduğunu belirten Taştan, “Nasıl bir alanda faaliyet gösterdiğimizi hepimiz biliyoruz. İnsan hakları savunucuları burada, dünyada hakları kimin ihlal ettiği veya kimin hakkını ihlal edildiğine bakmadan, kişilerden öte hakları savunan bir pozisyon takınmışlardır. Bizi buraya şüpheli olarak getiren iddianame, insan hakları savunucularının üzerinden kurulmaya çalışılan baskıların bir benzeridir” dedi. Taştan, ByLock kullanıcısı bir kişiyle telefon irtibatı suçlamasına ilişkin, “O telefon numarasını ben kullanmıyorum. Söz konusu numara eski eşimin üzerine kayıtlıdır. Bana ait telefona da polis baskın sırasında el koydu” dedi.
Gözaltı sürecinin ardından serbest bırakılan diğer hak savunucusu Şeyhmus Özbekli de yaptığı savunmada, gözaltına alındıklarından itibaren bir haritanın medya organlarında dolandığını anımsattı ve “Ben de stresle mücadele nedeniyle çizmemiz istendiğinden korktuğum uçak ve asansörü, kesildiği için de kıvırcık saçlarımı çizdim” dedi.
Davanın öğleden sonraki bölümünde savunmanın talebi üzerine bilişim uzmanı Koray Peksayar tanık olarak dinlendi. Daha önce Balyoz davasında da bilirkişi olarak görev yapmış olan Koray Peksayar Bylock kullandığı iddia edilen Taner Kılıç hakkında şunları şöyledi:
"Aslında Taner Kılıç'ın Bylock kullandığı da iddia edilmiyor. Onun IP adresiyle bağlantı kurulduğu iddia ediliyor. Cep telefonunu bir tabanca olarak düşünürseniz, o tabanca (Taner Kılıç'ın telefonu) mermi atmamış diyebiliriz.
Kılıç'ın avukatı Peksayar'a sordu: 19 Ağustos saat 14'te HTS dökümlerine göre 289 bin saniyelik kayıt var. Bir gün 86 bin 400 saniye. Bu kayıt nasıl oluşmuş olabilir bir günde?
Bilirkişi Peksayar bu soruya: "Birden fazla kişinin kayıtlarının karışmasından kaynaklı bir sorun. Dolayısıyla sağlıklı bir bilgi vermiyor bize. Freezy'de kodlardan anladığım kadarıyla her reklam çıktığında, şarkı değiştirildiğinde Bylock'la IP bağlantısı kurulmuş görünüyor" cevabını verdi.
Üye hâkim: Aynı IP üzerinden birçok kişi İnternete bağlanabiliyor ise, bu kullanıcılardan hangisinin Bylock kullandığı sorgulanamıyor mu?
Hakimin bu sorusuna ise bilirkişi: "Bağlantıdan 4-5 sn önce hangi site ziyaret edilmiş, bunların kaydı istenirse hangi kişinin Bylock'a giriş yaptığı anlaşılabilir" cevabını verdi.
Beyanların alınmasının ardından taleplerle ilgili görüşünü açıklayan savcı tutuklu Taner Kılıç'ın mevcut halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Taner Kılıç'ın avukatı: "Bilirkişinin beyanları kafanızda bir şüphe oluşturduysa müvekkilimi tahliye edin, çünkü şüpheden sanık yararlanır. Gülen'in "Bank Asya'ya para yatırın" dediği dönemde, benim müvekkilim bütün parayı çekmiş ve hesabı sıfırlamıştır" dedi.
Savcının tutukluluğunun devamını istediği Taner Kılıç ise bugüne kadar Siber Suçlar Şube Müdürlüğü'nden mahkemeye rapor gelmemesi benim suçum mu, diye sordu.
Saat 17.00'da tekrar başlanan duruşmada mahkeme ara kararını açıkladı.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Taner Kılıç’ın tutukluluğunun devamına hükmetti. Mahkeme tüm sanıklar hakkında adli kontrolün kaldırılmasına, gizli tanığın dinlenmesine, sanıkların vareste talebinin tanımlar dinlendikten sonra karar verilmesine karar verdi.
Ayrıca, Taner Kılıç’ın telefonun teknik incelemesinin hızlandırılması için yazı yazılmasına karar verildi. Banka ve telefon incelemesi için ayrıca bilirkişi raporu alınması talebi ise reddedildi.
Davaya 31 Ocak 2018 saat 10.30'da devam edilecek.
5 Temmuz’da İstanbul Büyükada’da düzenledikleri toplantıda gözaltına alınan ve aralarında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ve Kadın Koalisyonu’ndan İlknur Üstün’ün de bulunduğu 11 insan hakları savunucusu ikinci kez hakim karşısına çıktı.
Çağlayan'daki İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek dava öncesi adliye önünde bir araya gelen ."İnsan Hakları Ortak Platformu" üyeleri, "Hak savunucuları için adalet" yazılı pankart açtı. Platformun Genel Koordinatörü Feray Salman, konuya ilişkin basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, bugünkü duruşmada dinlenmeyen iki hak savunucusu ile İzmir Şakran Cezaevi'nde tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç'ın mahkeme tarafından dinleneceğini belirten Salman, "Yargılanan diğer arkadaşlarımız gibi Taner'in de 20 yılı aşkın sürdürdüğü insan hakları savunuculuğu çalışmalarının tanığıyız. Somut delil olmaksızın terör örgütü üyeliği ile suçlanması ve 5 ayı aşkındır tutuklu bulunması adaletsizdir ve hukuk dışıdır" dedi. ifadesinde bulundu.