Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Şemdinli'de 2005 yılında Umut Kitabevi’ne yönelik düzenlenen bombalı saldırıya ilişkin iddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'nın cemaatin talimatıyla dosyaya kendi adının eklenmesi itirafına ilişkin olarak “Şöyle bir söz vardır; hak er ya da geç yerini bulur. Bu olayda olduğu gibi. Ve bir söz daha vardır; gerçek er ya da geç ortaya çıkar. Bu itirafları avukatlarımla inceliyoruz. Tabii ki yasal haklarımı kullanacağım” diye konuştu.
Şemdinli'de 2005 yılında Umut Kitabevi’ne yönelik düzenlenen bombalı saldırıya ilişkin iddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın dosyaya dahil edilmesini daha sonra davaya bakan ve darbe girişimi sonrasında tutuklanan Yargıtay üyesi Hâkim İlhan Kaya’nın istediğini söyledi. Sarıkaya, İlhan Kaya’nın kendisine Fethullah Gülen'in “Böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu da size bir vasiyetimdir” dediğini söyledi.
Fikret Bila'nın Hürriyet gazetesinin bugünkü nüshasında (3 Ağustos 2016) yayımlanan "Büyükanıt: 'Hak yerini buldu'" başlıklı yazısı şöyle:
Ferhat Sarıkaya, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) karşı yürütülen kampanyanın ün kazandırdığı ilk savcılardan biriydi.
Van Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde hazırladığı iddianame ile dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ı Şemdinli Umut Kitabevi davasına sanık olarak sokmaya çalışmıştı. Büyükanıt Paşa hakkında iftiralara ve PKK itirafçılarının yalan beyanlarına dayanarak bir dosya oluşturmuş ve yargılanmasına izin verilmek üzere Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’na göndermişti.
O dönemde Fetullah Gülen’e bağlı yayın organları da Yaşar Büyükanıt aleyhine yoğun bir saldırı başlatmıştı. Amaçları Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olmasını önlemekti. 9 Kasım 2005’te Şemdinli’de Umut Kitabevi’ne el bombası atılmasıyla başlayan soruşturma ve davada Büyükanıt’ı ‘sanık’ sandalyesine oturtmak istiyordu.
O dönemde Gülen cemaatine yakınlığı bilinen Sarıkaya, yine Cemaat’e yakın yayın organlarında ‘kahraman savcı’ olarak sunuluyordu.
HSYK tarafından meslekten atılan Sarıkaya, daha sonra tekrar mesleğe geri alındı ve Ankara’da görevlendirildi. Bu görevini sürdürüyor.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Fetullah Gülen terör örgütüne karşı başlatılan soruşturmada, Sarıkaya soruşturmayı yürüten meslektaşına verdiği ifadede de her şeyi itiraf etmiş.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’a verdiği ifade dün Alican Uludağ’ın haberi olarak Cumhuriyet’in manşetindeydi.
İtiraflar da neler yoktu ki...
Büyükanıt’ı Gülen cemaatine yakın hâkimlerin isteğiyle iddianameye kattığını...
Sonradan Yargıtay üyesi olan dönemin Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İlhan Kaya’nın kendisinden Büyükanıt’ı davaya katmasını istediğini...
Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı’nın engellenmek ve TSK içinde Fetullahçı örgütlenmeyi kolaylaştırmak amacıyla bu kumpasın kurulduğunu...
Fetullah Gülen’in kendisiyle ilgili olarak “Böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu size vasiyetimdir” dediğini, Hâkim İlhan kaya tarafından iletildiğini...
Meslekten çıkarılınca hiç maddi zorluk çekmediğini, Güney Afrika’ya yerleştiğini ve masraflarını Cemaat’in ödediğini...
Ve daha birçok detayı itiraf etmiş...
Bu kampanyanın yoğun şekilde yürütüldüğü dönemde Büyükanıt ve ailesi hakkında birçok iftira, karalama basında yer almıştı.
Büyükanıt Paşa’yla dün konuştum...
Savcı Ferhat Sarıkaya’nın, kendisine nasıl kumpas kurduğuna ilişkin itiraflarını nasıl değerlendirdiğini sordum.
Hem mutlu hem de çok üzgündü...
Mutluluğunun nedeni kendisiyle ilgili iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkmış olması ve bizzat o savcı tarafından itiraf edilmesiydi.
Üzüntüsünün nedeni ise şahsına ve ailesine karşı o dönemde yürütülen iftira kampanyasını bir kez daha anımsamış olmasıydı.
Şöyle dedi:
“Maalesef yıllarca asılsız iddialarla yıpratıldım. Şahsımda TSK’nın manevi şahsiyetini zedelemeye yönelik iftiralarla ilgili gerçeklerin ortaya çıkması beni mutlu etti.”
Üzüntüsünü de şöyle ifade etti:
“Hem şahsım hem aile bireylerime dönük asılsız iddialardan duyduğum üzüntüyü size tekrar vurgulamak isterim. Ailece duyduğumuz üzüntü çok büyüktür.”
Büyükanıt Paşa, adını ağzına almadan, Savcı Sarıkaya’nın itiraflarıyla ilgili de şunları söyledi:
“Şöyle bir söz vardır; hak er ya da geç yerini bulur. Bu olayda olduğu gibi. Ve bir söz daha vardır; gerçek er ya da geç ortaya çıkar. Bu itirafları avukatlarımla inceliyoruz. Tabii ki yasal haklarımı kullanacağım.”
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin sonuçlarından biri de kumpaslarla ilgili gerçeklerin ortaya çıkmaya başlaması oldu.
Savcı Sarıkaya’nın itirafları bunlardan biri...
Arkasının geleceği de belli...