Türkiye ekonomisi Koronavirüs önlemlerinin gevşetilmesi ve düşük faizli kredi kampanyaları ile üçüncü çeyrekte yüzde 6.7 büyüdü. BDDK verilerine göre 3. çeyrekte TL kredi büyümesi 159 milyar TL'den fazla. Oranın sürdürülebilir olmadığını söyleyen uzmanlar, son çeyrekte daralma bekliyor.
2020 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; sanayi yüzde 8,0, inşaat yüzde 6,4, tarım yüzde 6,2, arttı. Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 4,5 azaldı. Uzmanlara göre 3. çeyrekte yaşanan büyümenin iki nedeni var. Birincisi Covid-19 salgınına karşı alınan önlemlerin gevşetilmesi ikincisi ise ekonomiyi tekrar canlandırmak için başlatılan düşük faizli kredi kampanyaları.
TIKLAYIN -TÜİK açıkladı: Türkiye 3. çeyrekte 6,7 büyüdü
Bilgi Üniversitesi Ekonomi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent konu hakkında Sözcü’ye değerlendirmelerde bulundu. Büyümenin pandemi dönemindeki büyük kredi artışına dayandığını ve oranının sürdürülebilir olmadığı konusunda hemen herkesin hemfikir olduğunu söyleyen Prof. Başlevent, “Şaşırtıcı olan, büyüme oranının sabit sermaye yatırımlarında büyük bir artış sayesinde yakalanmış olması.” ifadelerini kullandı.
Bunun farklı anket çalışmaları ve gerçek hayattan somut verilerle desteklenmesi gerektiğini belirten Başlevent, “Aksi takdirde açıklanan oranın gerçekliğine dair şüpheler çoğalır. 2020 genelinde büyüme oranının pozitif olması için son çeyrekte ciddi bir daralma yaşanmaması gerekiyor. Salgına karşı alınan önlemler daha da genişletilirse bu hedefe ulaşmak zorlaşacak. Açıklanacak kararlara bu gözle de bakmak gerek” ifadelerini kullandı.
Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Evren Bolgün ise 6.7 oranındaki büyümenin öngürülebilir bir büyüme olduğunu söyledi.
Yüzde 6.7’lik büyümenin normal bir oran olduğunu belirten Bolgün, “Sanayi, perakende ve PMI verilerine baktığımızda büyümenin yüzde 6’nın üzerinde geleceği görülüyordu. Finans kesimi başta olmak üzere sanayi, inşaat ve tarım da nispeten toparlamış. Dolayısı ile bu çeyrek yukarı yönlü oldu ama 4. çeyrekte 2019’un son çeyreği yüzde 6.4 büyüme olduğu için baz etkisi negatif çalışacak. Yılın genelinde az bir daralma ile Türkiye ekonomisinin 2020 yılını kapatacağını düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.
Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan 2020 yılının son dönemine ilişkin yaptığı değerlendirmede ise virüs kaynaklı kısıtlamaların dördüncü çeyrek döneminde geri geldiği için hizmet faaliyetlerinin olumsuz etkileneceğini söyledi.
Türkiye'nin corona virüsü kaynaklı kısıtlamaları geri getirmesinin hizmetler üzerindeki etkileri artırabileceğini belirten Erkan, “Aynı zamanda dördüncü çeyrek döneminde fiyat istikrarının ön plana alınmasının etkisiyle, finansal koşullar sıkılaşacak ve talep etkisi sönümlenecektir. Bu da kredi büyümesinden gelen etkinin nötrlenmesi demek olacaktır. Merkez Bankası, yüksek seyreden enflasyon nedeniyle tek faiz oranı olarak yüzde 15'i belirlemiştir. İlerleyen süreç, hem para politikaları hem de ekonomi politikaları alanında enflasyonla mücadeleyi ön plana çıkaracak görünüyor. Bu da kredi büyümesi patlamasından gelen bir büyüme etkisini son çeyrek ve ilerleyen çeyreklerde görmememiz demek olacaktır. Yılın geneli için yüzde sıfır yakınında büyüme öngörmekle beraber, bunun çok az altında veya çok az üstünde sapma olabilir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Ekonomist Atilla Yeşilada da üçüncü çeyrekte gelen yüksek büyümenin beklenen bir durum olduğunu söyledi. Yeşilada bu durumun en önemli nedenleri olarak virüs nedeniyle kapanan iş yerlerinin tekrar açılmasını ve düşük faizli kredi kampanyalarını gösterdi. 2020’nin son çeyreğinde yeniden daralma gözleneceğini belirten Yeşilada, TÜİK’in verileri çok geç açıkladığını söyleyerek, “Son verilerin ardından ekonominin belirli kesimlerini temsil eden bir araştırma yapılıp, öncü milli gelir verileri şeklinde bilgi paylaşımı yapılabilir. ABD böyle yapıyor ve daha sonra rakamları revize ediyor.” dedi.
TIKLAYIN - Ekonomistler: Kredilerdeki artış ekonomik büyümeyi yüzde 6.7’ye taşıdı; sürdürülebilir değil
TIKLAYIN - Uğur Gürses, büyüme rakamını yorumladı: Muhtemelen ülkeye maliyeti en pahalıya mal olan büyüme bu