Ateşe verilen Muhammediye Camisi'nin eski haline getirilmesi için çalışmalara başlandı. Yangının provokasyon amaçlı çıkarıldığını savunan cemaat, “Burada bir mezhep savaşı yaratmak istiyorlar. Bütün ibadethaneler Allah'ın evidir. Cami veya kilise diye bir ayrım yapmıyoruz” diyor.
Caferilere ait Esenyurt’taki Muhammediye Camisi, Cumartesi günü saat 02.00 civarında kimliği belirsiz iki şahıs tarafından ateşe verilmiş, çıkan yangın sonucunda caminin kütüphanesi ile minberi tamamen yanmıştı.
Caminin bir an önce eski haline getirilmesi için temizlik ekipleri yangın enkazını temizlerken, Caferiler de dayanışma için caminin avlusunda hazır bulundu.
Yangın hakkında cami cemaati ve imamı ile konuşan Radikal gazetesinden İdris Emen'in haberi şöyle:
Esenyurt’ta yıllardır ibadetlerini özgürce yaşadıklarını söyleyen Caferiler yangının provokasyon amaçlı çıkarıldığını savunuyor. Cemaat, ‘her cami gibi burası da Allah’ın evidir. Allah’ın evine saldıran bu insanların amacı provokasyondur. Biz her ibadethanenin Allah’ın evi olduğuna inanıyoruz. Cami veya kilise fark etmez. Camiye yapılan saldırıyı kınıyoruz' diyor.
Cami ateşe verilmeden 15 gün önce kimliği belirsiz bir kişinin camiye gelerek kendilerini tehdit ettiğini söyleyen imam Haza Aydın, kimliği belirsiz kişi ile aralarında geçen konuşmayı, "Biz yıllardır burada özgürce ibadetimizi yapıyoruz. Yaklaşık 15 gün önce bir şahıs camiye geldi. Caminin imamı olduğumu söyleyince bana, ‘siz taşlara ve putlara tapıyorsunuz. Zamanı gelince putlarınızı yıkacağız, caminizi yıkacağız’’ dedi. Ben de niyetinin kötü olduğunu anlayınca o kişiyi camiden çıkardım. Ondan sonra da camiye şüpheli hiç kimse gelmedi’ sözleriyle aktardı. Caminin ateşe verilmesi sırasında camide bulunan güvenlik kameralarının çalışmadığını söyleyen Aydın sözlerine şu şekilde devam etti:
"Cumartesi günü saat 02.00’da kimliği belirsiz iki şahıs caminin kütüphanesine giriyor. Yanıcı madde ile camideki kitapları ateşe verip kaçıyor. Her şey 10 dakika içinde oluyor. Yangının çıktığını gören vatandaşlar itfaiyeye haber veriyor. Maalesef cami ateşe verildiği sırada güvenlik kameraları çalışmıyordu. Yangından bir gün sonra da kimliği belirsiz bir kişi camiye gelerek ortalığı dağıtmış. O günden beri her gün üç dört kişi caminin önünde nöbet tutuyor.’’
Esenyurt’ta yaklaşık 10 bin Caferi yurttaşın yaşadığını söyleyen cemaat üyeleri ise Caferiler ile diğer mezheplere mensup insanlar arasında bir sorun olmadığını, yangın sonrasında Sünnilerin de provokasyonu kınadığını dile getiriyor. Caferilere ait bir başka camide imamlık yapan Reza Bahşi yaşananları şöyle değerlendiriyor:
"Esenyurt’ta her mezhebe mensup insanlar var. Buradaki halk birbirine zarar vermeden yıllardır beraber yaşıyor. Bu saldırının Esenyurt dışından gelen kişiler tarafından yapıldığını düşünüyoruz. Camiyi ateşe vererek bizi birbirimize karşı kışkırtmak istiyorlar. Camiyi yakanların amacı provokasyon yoluyla burada bir mezhep savaşı yaratmaktır. Ancak biz bu tarz oyunlara gelmeyeceğiz. Camimizi el birliği ile eski haline getirip tekrar ibadete açacağız. Camii saldırısından sonra cemaatimiz biraz tedirgin. Ancak asla kimseden korkmuyoruz."
Caferiler dışında Sünnilerin de Muhammediye Camisi'nde namaz kıldığını söyleyen mahalle esnafı Hikmet Sarıçayır sözlerine şu şekilde devam etti:
"Ben 22 yıldır bu mahallede esnaflık yapıyorum. Her Cuma günü Caferi camisine gidip namazımı kılıyorum. Camii imamı biz Sünnilere dönerek, 'Ey cemaat bizler Caferi’yiz. Siz kendi mezhebinizin emrettiği şekilde ibadetinizi yapın' der. Ondan sonra da herkes kendi inancı doğrultusunda aynı caminin çatısı altında namazını kılar. Burada kimse kimseye karşı ayrımcılık yapmıyor. Herkes burada bir aile gibi. Esenyurt’ta birçok Caferi camisi, birçok cemevi bulunuyor. İbadet konusunda kimse kimseye karışmıyor. Biz Sünniler olarak caminin bir daha yakılmaması için gerekirse caminin önünde nöbet tutarız. Bu gün komşumuzun ocağı sönerse ve biz buna tepki vermezsek yarın da bizim ocağımız söner."