İnternetin en çok izlenen videolarından birini yayınlamadan önce ABD’li Jason Russell, Facebook ve Twitter hesaplarında evindeki bahçesinin fotoğraflarını paylaşan ve ilgi çekemeyen biriydi.
Ancak geçen mart ayında Russell; Uganda, Sudan, Kongo ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 30 yıla yakın süredir zorla çocuk asker toplayan, sayısız işkence ve tecavüzde parmağı olan “Tanrı’nın Direniş Ordusu” lideri Joseph Kony hakkında çektiği belgeseli internete yükledi. Amacı, sosyal medyayı kullanarak Kony’nin işlediği suçları durdurmaktı. Russell’ın stratejisi işe yaradı, “Kony 2012” adlı belgesel bir haftadan az bir sürede 70 milyon kişi tarafından izlendi. Russell’ı “isimsiz biri” olmaktan kurtaran internet, bir anda en büyük düşmanı haline geldi. Bitmek bilmeyen yorumlara, sert eleştirilere cevap vermek için günde iki saat uyumaya başladı. 4. gün Twitter’da John Lennon ile hayali bir röportaj yaptığı animasyon klibi yayımladı.
Diğer gün hayatının “rüyanın içinde rüya” konseptini ele alan “Inception” filmine benzediğini söyledi. Sekizinci günde kıyafetlerini çıkararak günün en kalabalık saatinde San Diego sokaklarına koşarak yerlere vurarak şeytan hakkında anlaşılmaz şeyler söylemeye başladı. Bu patlamasının ardından Russell’a “tepkisel psikoz”, bir çeşit geçici delilik teşhisi konuldu. Russell’ı çöküşe götüren şey asla kopamadığı internetti.
Son yıllarda yapılan araştırmalar ve giderek artan vakalar artık internet bağımlılığının görmezden gelinemeyeceğini ortaya koyuyor. İnternet bizi sadece yalnızlaştırmıyor; depresif, endişeli, obsesif kompulsif ve dikkatle ilgili bozuklukları tetikliyor, hatta psikozlu hale getiriyor. Araştırmalara göre sıradan bir insan ayda 400 mesaj alıyor ya da gönderiyor, bu 2007’deki sayının dört katı. Ergenlik çağındaki bir genç de ayda ortalama 3700 mesaj atıyor, bu rakam da 2007’dekinin iki katı. UCLA Nörobilim ve İnsan Davranışları Enstitüsü Direktörü Peter Whybrow, “Bilgisayar, elektronik kokain gibi. İnternet önce manik döngüler sonra da depresyona yol açıyor” diyor. İnternetin bilişsel sisteme etkisi hakkında kitap yazan Nicholas Carr da “İnternet insanların kendileri için en iyi olanı fark etmelerini engelliyor, takıntılı davranışlara yol açıyor” diyor.