ÇAĞLAYAN: "ORTA VADELİ PROGRAM HEDEFİNİ TUTTURMAK İSTİYORUZ" ANKARA (A.A)

-ÇAĞLAYAN: "ORTA VADELİ PROGRAM HEDEFİNİ TUTTURMAK İSTİYORUZ" ANKARA (A.A) - 12.10.2010 - Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Orta Vadeli Program'da (OVP) yer alan ithalat rakamlarına ilişkin soru üzerine, ''Ümit ediyoruz ki inşallah o hedefleri tuttururuz'' dedi.  Bakan Çağlayan, Makedonya Başbakan Yardımcısı Abdulaqim Ademi ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yapıtladı.  ''OVP'da yer alan ithalat rakamlarının gerçekçi bulunmadığı yorumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz'' şeklindeki soru üzerine Çağlayan, şu anda Bermuda şeytan üçlüsünün baskısı altında olunduğunu ve bu şeytan üçlüsünün de avro ve doların değer kaybetmesi, Avrupa pazarlarındaki daralma ve euro dolar paritesi olduğunu anlattı.  -''İHRACATÇI SİHİRBAZ MANDRAKE DEĞİL''- Çağlayan, bunların ister istemez dış ticaret rakamlarını fazlasıyla etkilediğini ifade ederek, TL'nin aşırı değerlenmesi ve diğer etkenlerin bu hesaplarda, beklentilerdeki gelişmeleri menfi şekilde etkilediğini söyledi. Çağlayan, şöyle devam etti: ''Bizim amacımız 2011 yılında kesinlikle kriz öncesi döneme dönme. Bu noktada çabamızı her türlü koşula rağmen, belirlenmiş olan program hedef çerçevesinde tutturma konusunda yoğun çabamız var. Bugün ihracatçı fiyat veremiyor, kur baskısından dolayı gelecek bağlantısı yapamayor. İhracat yapmak limon satmaya, su satmaya benzemiyor. Bunları satarken, o anda paranızı alıyorsunuz ama ihracat bağlantıları ortalama 5-6 aylık bağlantılar. Bu, 5-6 aylık bağlantılarda 5-6 ay sonraki kurun ne olacağını tahmin etmek zorundanız. İhracatçı sihirbaz Mandrake değildir. Biz kendilerini sürekli forward ve hedge etme konusunda uyarıyoruz. Vadeli işlemler borsasına girme konusunda uyarıyoruz. Yani kuru bir yerde garanti altına almaya gayretini sarfediyoruz. Bugün doların 1,45 seviyesine geldiği noktada forward işlemlerinin de iyi rakamlarla yapılamadığını söylemek istiyorum.  Bankalarda, finans kuruluşları veya bu işi yapan diğer kuruluşlarda kısa vade için bu işlemleri yapıyorlar, ama uzun vadede kimse fiyat vermek istemiyor, verdiği zamanda riskli, daha yüksek fiyatlar veriyor. Bu da ister istemez maliyetleri artırıyor. Bu işin ihracat boyutu.'' -İTHALAT-   Bakan Çağlayan, TL'deki aşırı değerlenmenin devam etmesinin ithalat üzerindeki baskısını ve projeksiyonları irdelediklerini anlatırken, bu noktada sıkıntı olabileceğini söyledi.  İthalat yapma kabiliyetinin çok daha fazla arttığını ve ithalatın özendirici bir hal aldığını belirten Çağlayan, bu durumun da üreticinin rekabet şansını elinden aldığını ve maliyetleri yükselttiğini söyledi. Çağlayan, ''Girdi maliyetlerinde bir artış yok, ama TL'nin aşırı değerlenmesi ciddi anlamda ilave bir maliyet haline geliyor. Ucuzlayan ithalat, rekabet şansını elden alıyor. Kurdaki düşüş, TL'deki değerlenme aynı oranda dönerek bizim içerideki üreticimizin maliyeti haline geliyor'' diye konuştu.  Bakan Çağlayan, bu durumun ithalatın miktar bazında da artışı getirdiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Bunlar Türkiye'nin lehine değil, aleyhine olan gelişmelerdir. Dolar bizim yatırım, üretim ve istihdamımızı menfi etkileyecek olan gelişmelerdir. Bu çerçevede, Türkiye'den başka parasını değerlendiren başka bir ülke yok. Dünyada ciddi kur savaşları yaşanmaya başladı.  İsmini vermeyeceğim ama politika tedbiri almaya, bu işle görevli, faiz belirlemekle görevli kuruluşumuzun zamanında tedbir almayışından dolayı, bunu 1,5 yıldır yaşıyoruz. Ama bu sürdürülebilir değil. Kurun bu kadar düşmesi, bu kur sahibi olan ülkeleri ciddi manada ihracatçı haline getiriyor. ABD'nin özellikle yapmış olduğu planlama budur. ABD bilhassa parasının değerini düşürerek, dünya ihracatından pay almak için bunu yapmıştır. ABD'nin Çin'e yuanı değerlendir baskısının altında yatan da budur.  Bu konuda, ithalat ümit ediyorum ki biz OVP çerçevesinde gerçekleştiririz. Çünkü ithalatımızın yüzde 60'ını dolarla, ihracatımızı da dolar avro eşit yapıyoruz. Zaten sürekli izliyoruz ama dün akşam yaptığımız toplantıda da hangi sektörlerin hangi ülkelerle ticaretimizin nasıl etkileyeceğini ciddi manada çıkardık. Türkiye daha fazla yatırım, üretim, istihdam ve bunun çerçevesinde ihracat yapmak zorunda. Ümit ediyorum ki bundan daha kötüye gitmesin, ümit ediyorum ki somut, önemli tedbirler, politika belirleyen kuruluş tarafından alınsın, daha fazla seyredilmesin. Maalesef bugüne kadar seyretmekle geçirmiştir zamanını bu ilgili kuruluş. Bu konuda, Türkiye ve Türk ihracatçısına çok ciddi kayıplar oldu. Ben bütün gayretimizi TL'nin daha fazla değerlenmeyecek, ithalat daha fazla artmayacak, bilakis ihracatımızın daha fazla artıracak konular üzerinde yoğunlaştığımızı ve çalışmamızın bu olacağını ifade etmek istiyorum.''  Dolar dışındaki yerel para birimleri ile ilgili çalışmalara yönelik soru üzerine de Bakan Çağlayan, parası uluslararası alanda kabul gören ülkelerle bu tür anlaşmaların yapılması gerektiğini söyledi.  Çağlayan, Türkiye'nin avro bazında yaptığı ihracatı uluslararası teammüller çerçevesinde dolara çevirdiği için, yapılan ihracatın yapılmamış gibi gözüktüğünü ve bunun bir şansızlık olduğunu, gözüken rakamların gerçeği yansıtmadığını kaydetti.   Rusya ve İran ile bu konuyla ilgili çalışmayı başlattıklarını hatırlatan Çağlayan, Çin'le de bu çalışmaya başladıklarını, ''Yaptığımız ithalat ve ihracatta kendi para birimlerimizle ticaret yapıyor olmamız hem rekabet imkanı getirecek, hem de ticaret yapma şansımızı artıracaktır. Komşu ve çevre ülkelerle bunu çok rahat bir şekilde yapabiliriz'' diye konuştu.