Çağlayan: Yunanistan'dan kötü durumda olabilirdik İSTANBUL (A.A)

-Çağlayan: Yunanistan'dan kötü durumda olabilirdik  İSTANBUL (A.A) - 28.09.2011 - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin, böyle bir küresel krize 2001'in o kötü ekonomik performansıyla, şartlarıyla yakalanmış olması halinde Yunanistan'dan çok daha kötü durumda olabileceğini bildirdi.  Çağlayan, İstanbul Finans Zirvesi'nin (IFS 2011) açılışında yaptığı konuşmada, ekonomi denildiğinde sadece finansın akla gelmemesi gerektiğini, aklına ilk etapta yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın geldiğini, tüm bunların olması için de ona destek verecek finansman gerektiğini söyledi.  Dünyanın, hiç kimsenin öngörüde bulunamadığı önemli bir dönemden geçtiğini ifade eden Çağlayan, 2008'de ABD'de emlak piyasasında başlayan, dünyayı kasıp kavuran, hala devam eden küresel krizin özellikle işsizlik, üretim ve finansman mekanizmaları başta olmak üzere tüm dünyayı menfi etkilemeye devam ettiğini söyledi.  Bu krizle hala mücadele içinde olan ekonomilere karşın, krize karşı son derece donanımlı, altyapısı sağlam, her türlü tedbiri almış, siyasi istikrarı sayesinde ekonomik istikrarı yakalamış, sadece global bir oyuncu olmasından kaynaklanan, iş yapmış olduğu dünya piyasalarındaki gelişmelerin kendisini öyle veya böyle etkileyeceği bir Türkiye modeli ile karşı karşıya olunduğunu belirten Çağlayan, iş hayatına başladığı 1980'de ihtilal ile birlikte bugüne kadar Türkiye'de 6 kriz olduğunu, kendisinin ise kalp krizi ile birlikte 7 kriz yaşadığını ifade etti.  Çağlayan, bugün Türkiye'nin dünyada son derece önemli bir ekonomik performansa sahip bulunduğunu, dünyanın her tarafında ciddi problemler yaşanırken, ülkelerin adeta iflas etme noktasına geldiği bir ortamda Türkiye'nin dünyanın büyüme şampiyonu olduğunu, Türkiye'nin bu yılın ikinci çeyreğinde Çin'den sonra dünyanın ikinci büyümesini yaşadığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:  ''Bundan 10 yıl öncesine kadar krizlerle boğuşan, çok basit sebeplerde ortaya krizin çıktığı ve binlerce şirketin batma noktasına geldiği, milyonlarca insanın işini, aşını kaybetmiş olduğu bir ortamda bugün Türkiye, eğer son derece önemli, böylesine büyük ve son yüzyılın en büyük ekonomik depremlerinden birini yaşamış olmasına rağmen dünyada örnek gösterilecek bir ülke oluyorsa, bunun altındaki sebepleri iyi tespit etmemiz lazım. Bu sebeplerin en başta geleni Türkiye'de siyasi istikrarın tesis edilmiş olmasıdır. Yine önde sebeplerden biri mali disiplin ve bütçe disiplinine vermiş olduğumuz önemdir.  Böyle bir küresel krize 2001'in o kötü ekonomik performansıyla, şartlarıyla yakalanmış olsaydı belki bugün Türkiye, Yunanistan'dan çok daha kötü durumda olabilirdi. Çünkü Türkiye, 2001 krizinin yaşandığı dönemde aynen bugün Batılı ülkelerin olduğu gibi, aynen bugün dünyanın bütün önemli ekonomilerinin yaşadığı gibi çok ciddi, gerek bütçe açıkları gerek kamu açıklarıyla karşı karşıyaydı. Bugün Türkiye'de eğer ekonomik performans iyi bir şekilde sağlanmışsa, böylesine küresel bir krizi aynen sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi 'Türkiye, krizin teğet geçtiği bir ülke' olmuşsa, yine bu krizin şiddetle yaşandığı böylesi bir durumda Türkiye hala büyümesine devam ediyorsa, Türkiye hala dışarıdan doğrudan yatırım alıyorsa, bunun en önemli sebeplerinden birisi mali disiplin ve bütçe disiplinine vermiş olduğumuz önemdir.'' Zafer Çağlayan, bugün Türkiye'nin sağlam duruşunun arkasındaki sebeplerin en başında gelenin; bütçe açıklarının Maastricht kriterlerinin daha altında bulunması olduğunu belirterek, ''Yunanistan, İspanya, Portekiz, İtalya, İzlanda, İrlanda'ya bakın. Avrupa'da şu anda problem yaşanan tüm ekonomilerin böylesine bir krize girmesinin temel iki nedeni yüksek kamu borçları ve yüksek bütçe açıkları'' dedi.  Maastricht kriterlerini AB'nin ekonomik anayasası olarak kabul ettiğini ifade eden Çağlayan, Türkiye'nin bu yılın ilk 8 ayında bütçe fazlası veren bir ülke haline geldiğini ve ilk 8 ayda Türkiye Cumhuriyeti devletinin yaklaşık 1,5 milyar dolar bütçe fazlası verdiğini, yüzde 60 olan Maastricht kriterlerinin çok altında bir değerle Türkiye'de kamu borçlarının GSMH'a oranının yüzde 41-42 olduğunu söyledi.  Çağlayan, şunları kaydetti:  ''Bugün Batının problemi de, özellikle Yunanistan başta olmak üzere, birçok ülkenin problemi de geçmişte kendisine verilenleri hesapsız bir şekilde tüketmeleri, kontrolden çıkmış olan önemli harcamalar yapmaları ve geçmişte yedikleri yemeklerin faturasını bugün verecek olmalarından kaynaklanıyor. Yediğiniz her yemeğin bedelini ödemek zorundasınız. Bugün Batı, Avrupa'da sıkıntı içinde olan ülkeler geçmişte yapmış oldukları hovardalığın bedelini şu anda ödüyorlar. Öyle gözüküyor ki özellikle komşumuz Yunanistan'da bu, ciddi bir zaman alacak.  Avrupa'daki krizin bu şekilde gelmesinde bana göre Avrupa'nın iki süper gücü olan Almanya ve Fransa'nın da ciddi sorumlulukları olduğu kanaatindeyim. Maalesef Batı, Yunanistan ile beraber başlayan Avrupa'daki krizin gelişmesine seyirci kaldı. Problemlerin çözümü noktasında tedbir almak yerine bunu sürekli konuşur vaziyette oldular. Biz geçmişte bu filmleri gördük, bunları yaşadık. Böylesine ekonomik sıkıntılarda geç karar almanın faturalarını yaşamış olan bir ülkeyiz. Bugün Yunanistan borçlarını ödeyemez, adeta iflas etme noktasına gelmişse, ki böyle bir şey asla temenni etmeyiz, komşumuzun bir an önce içinde bulunduğu sıkıntıdan çıkmasını ve ekonomik performansını yeniden yakalamasını isteriz... Ama öyle gözüküyor ki zamanında alınamayan, verilemeyen kararlar ister istemez Yunanistan ekonomisini ciddi şekilde sıkıntıya sokmuştur. Bu sıkıntıyı sadece Yunanistan yaşamayacak.''