Cahit Berkay: Rock müziğin içi boşaltıldı, "Sevgilim Boğaz’da bir tur atalım el ele" diye şarkı sözü olmaz

Cahit Berkay: Rock müziğin içi boşaltıldı, "Sevgilim Boğaz’da bir tur atalım el ele" diye şarkı sözü olmaz

Yüzlerce beste ve onlarca albüm ile 53’nci sanat yılını dolduran Cahit Berkay, rock müziğin içinin boşaltıldığını söyledi. Berkay, “Rock müziğinde ‘Hey sevgilim gel senle Boğaz’da bir tur atalım el ele‘ diye bir şarkı sözü olmaz" dedi.

Karar'dan Işıl Çalışkan'a konuşan Berkay'ın yanıtları şöyle:

Kişisel olarak 53’üncü, Moğollar ile sanatta 50’nci yılını dolduran Cahit Berkay, besteleri ve vokaliyle akıllara kazınan müzisyenlerden. Selvi Boylum Al Yazmalım film müziği ile 70’lerin nostaljisini günümüze kadar taşıdı. Moğollar ile 90’larda çıkış yapan ‘Bir Şey Yapmalı’ ile halkın sesi oldu, olmaya da devam ediyor. Bu kez ‘Işığını Yansıt’ isimli ses yarışmasında jüri üyesi. Berkay’a jüride Zuhal Olcay, Nihat Odabaşı ve Selçuk Kaya eşlik ediyor. Marmara Forum AVM’de düzenlenen yarışmanın yarı finali geçtiğimiz gün yapıldı. Berkay ile 26 Ağustos’ta ikinci ayağı gerçekleştirilecek olan yarışmayı ve sanat yaşamını konuştuk.

‘Işığını Yansıt’ yarışmasına nasıl dahil oldunuz?

‘Bir şarkı yarışmasında jüri olmam önerilse ne yaparım’ diye düşünürken Selçuk Kaya’dan geldi teklif. Projeyi dinledim. Çok mütevazı ve ayakları yere basan bir yarışma. Gençlere bir yol gösterme ve profesyonel müzik dünyasına giriş yapmaları için çok uygun şartları var. Çünkü çok uçuk vaatleri yok. Umarım bu yarışmada müzik dünyamıza hak eden güzel bir eleman kazandırırız. Bütün çabamız o.

Bu tarz ses yarışmalarının avantaj ve dezavantajları neler?

Sahnede bir duruş şekli vardır. Sesin ne kadar güzel olursa olsun, parçayı ne kadar iyi yorumlarsan yorumla amiyane tabirle onu iyi satabilmek önemli. Sahneye uyum sağlamak da çok önemli. Umarım bunu değerlendirebilecek biri kazanır. Tabii ki bizim böyle bir kriterimiz yok. Biz sesinin yorumunun, tekniğinin ne olacağına bakacağız. Sonrası kazanana kalmış. Dürüst bir yarışma ise ve torpil işlemiyorsa bir dezavantajı olmaz.

Müzik piyasasının gidişatıyla ilgili neler söylersiniz?

Rekabet çok fazla. Bu piyasaya girebilmek için profesyonel ellerin yardımına ihtiyaç var. Sadece iyi bir yeteneksen bütün kapılar sana sonuna kadar açık değil. Bir de teknoloji o kadar gelişti ki hiç şarkı söylemesini bilmeyene bile söyletebilir hale geldi. Bunu yapabilen bilgisayar programları var artık. Detonesini ve şarkı söylerken kaçan notaları tane tane, hece hece düzeltiyor. Piyasa da artık eskisi gibi değil. Yapım firmaları kendini geri çekti. Bugün gençlerin birçoğu stüdyo masrafını ve klip masrafını kendileri karşılıyor. Hazır bitmiş albümü yapımcıya veriyor. Bazı yapımcılar ise yamyam. Dağıtmak için üstüne para alıyor. Bir yandan da internet ortamında bir kanal açıldı. Kendi çektiğin videoyu YouTube’a koyabiliyorsun. Gençlerin büyük çoğunluğu sesini müziğini duyurmaya yönelik ilerliyorlar. Ama iş biraz daha profesyonel boyuta geçtiğinde pişman olup geriye bakıyorlar. Onlardan biri de benim. Yapımcı sıfatım olmadığı için ciddi anlamda telif kaybım var.

Bu nasıl önlenebilir peki?

Yapımcı firmaların hepsi de kötü değil ama iyi niyetlilerin çoğalmasını temenni ediyorum. Önümüzdeki günlerde yeni bir telif yasası çıkacak. Orada dijital mecrayla ilgili ciddi düzenlemeler olacak. Ama içeriğini ve ne kadar iyileştirme olur bilmiyoruz. Yine de iyi yönde gelişmeler olacağına inanıyorum. İnternet ortamındaki müzik paylaşımı hala korsana çok açık. Bu biraz ahlakla ilgili bir şey. Toplumun bedava müzik tüketme alışkanlığı var. Bir ara çoğu insanın telefonunda Çiçek Abbas, Dila Hatun, Selvi Boylum Al Yazmalım çalıyordu. Benim orada müthiş kaybım oldu. Ben ekmeği suyu bedava almıyorum. Profesyonelce müzikten hayatımı kazandığıma göre benim müziğimden de tüketildiği ölçüde gelir gelmeli. O beni hem yaşatır hem de teşvik eder.

Genç müzisyenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Olağanüstü güzel bir kuşak var. Gerek Batı müziği, gerek folklor, Tür Sanat Müziği anlamında. Ancak büyük bir kısmı özgün olamama sıkıntısı yaşıyor. Piyasada tutan bir tarz olursa herkes o tarzda müzik yapmaya çalışıyor. Bu işin doğasında var. Ama özgün olmak ve kaliteli şarkı sözü yazabilmek için iyi bir beslenme çantasına sahip olacaksın. İyi bir kültürün olacak. Ben her vesilede buna değinirim. Okuyacaksın! Kendini zenginleştireceksin. Önce kendi kültürünü okuyacaksın... Bizim kültürümüzden Nazım Hikmet, Pir Sultan, Mevlana, Karacaoğlan, Yaşar Kemal geçti. Böyle olağanüstü bir zenginliğimiz var. Fakat şarkı sözlerine baktığınız zaman kafiye uysun da ne olursa olsun... Şiirsel estetik değer kaygısı maalesef çoğunda yok. İsterdim ki hepsi Sezen Aksu gibi olabilsin. Önce kendi kültürünü özümseyeceksin sonra üstüne Hint, Çin, Amerikan, İngiliz ne istersen ekle.

Yılların tadı kalmadı

‘Bir Şey Yapmalı’ şarkınızla bir dönem herkesin sesi oldunuz. Yıllar geçmesine rağmen bu şarkının özgünlüğünü korumasını neye bağlıyorsunuz?

O dönem birtakım haksız yaşam biçimleri vardı. İnsanlar belli bir yaşama zorlanıyordu. Faili meçhuller çok sık yaşanıyordu o yıllarda. Bu özgürlükle ilgili bir temadır. Bu tarz şeylere karşı insanca bir cümledir ‘bir şey yapmalı’. Hiçbir şekilde kavga gürültü değil. Amaç dikkat çekmek ve daha duyarlı olmak. O şarkı sanıyorum daha hala amacına ulaşmadı. Hala ‘bir şey yapmalı’ diyebiliyoruz.

Unutulmaz Yeşilçam film müziklerinin bestecisi olarak mı yoksa Moğollar ile mi anılmak sizin daha çok hoşunuza gidiyor?

İkisi de. Artık sinemada müzik yapmıyorum. Çünkü artık 70’li yılların tadı geçti. Zaman ciddi şekilde bir şeyleri değiştiriyor. Çünkü doğasında var. Bizler yaşlandık ama yenileri geliyor. Sinemada yönetmen, yapımcı, oyuncu anlamında bir değişim var. Gelen kuşak kendi anlayışına ve dünya görüşüne göre yapıyor o işi. Bu doğal bir şey tabii ama ‘O yetmişli yılların sinema keyfi bugün yok’ lafını sık sık duyuyorum.

Yeni projelerinizden de bahseder misiniz?

Her şeyden önce aklımda Moğollar’ın 50’nci yılı var. Bir tribute albüm çıkacak. O albümü eskiden olduğu gibi 45’lik şeklinde bir yıla yaymak istiyoruz. 6 Aralık 1967 Moğollar’ın İstanbul’da verdiği konser tarihi. 6 Aralık 2017’de yine İstanbul’da önemli bir yerde konser vereceğiz. Hem yurt dışında hem ülkemizde turneye çıkacağız. Ama hepsinden öte üretiyor olmamız çok önemli. Yeni şarkılar, yeni yorumlar gelecek.

Rock müziğin içi boşaltıldı

Günümüzdeki rock müziği nasıl buluyorsunuz?

Rock müziğin de içini boşalttılar. Rock müziğin biraz muhalif bir duruşu vardır. O muhalifliğin içinde özgün yapı vardır. Ama bugün rock müzik dünyada da boşaldı. Sadece distortion gitar ve uzun saç ile rock oldu zannediyorlar. Rock müziğindeki o altyapıyı kullanıyorlar ancak içi boş. Mesela rock müziğinde ‘Hey sevgilim gel senle Boğaz’da bir tur atalım el ele ‘ diye bir şarkı sözü olmaz.

Moğollar ile 50 yılı devirdiniz. Dinleyici kitlesi üzerinde nasıl değişimler gözlemliyorsunuz? Moğollar’ın dinleyici üzerindeki etkisi sürüyor mu?

Gençlerin büyük bir çoğunluğu tanımıyor bizi. Bundan bir 8-10 sene evvel daha sık televizyona çıkıyorduk. Ama festivallerde ‘Aa Moğollar! Ne biçim müzik yapıyorlarmış, ne güzel şarkıları varmış’ sözlerini sık sık duyuyoruz.