CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, AKP'nin, Katar'da yapılacak Dünya Kupası finallerinin güvenliği için Türk polisinin gönderilmesi teklifine ilişkin, "İstenirse polisi gelsin, eğitelim; ama ‘Katar ile aramız iyi, katar katar para geliyor’ diye Dünya Kupası'nın jandarmalığını üstlenmenin vebali büyük olur” dedi.
TBMM Genel Kurul'unda, Türkiye ile Katar Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi görüşüldü. Tartışmalı geçen oturumda söz alan Utku Çakırözer, AKP'nin, Katar'da yapılacak Dünya Kupası finallerinin güvenliği için Türk polisinin gönderilmesi teklifine tepki gösterdi. Çakırözer, "Hatırlar mısınız; geçmişte birileri çıkıp ‘Türkiye'nin en iyi ihraç ürünü ordusudur’ dediğinde çok alınır, çok gücenirdik. Peki bu yaptığınızın bundan ne farkı var?" dedi ve şunları söyledi:
“Bu kanun teklifinin amacı, 2022'de Katar'da yapılacak Dünya Kupası için Türkiye ile Katar arasında güvenlik iş birliğini güçlendirmek, suç ve terörle mücadelede tedbirlerin alınmasında iş birliği yapmak. Ama iki ülke arasında 2001 tarihli güvenlik anlaşması var. Birkaç yıl önce de orada askeri üs kurduk, yaklaşık 700 askerimiz var. Peki bunlar neden yetmiyor da bu niyet mektubu önümüzde? Biz, bu ilkleri hep Katar'la birlikte yaşıyoruz. Bu niyet mektubu Genel Kurul’a sunulmadan, onaylanıp onaylanmayacağı bile belli değilken bu tamamlayıcı protokolün müzakereleri Ankara'da başlamış. Millet iradesini hiçe sayan bu durumu asla kabul edemeyiz."
"Katar'ın izlediği politikaların yarattığı tüm risk ve tehditleri bizim göz bebeğimiz emniyet güçlerimizin, askerimizin omzuna yıkamazsınız. İstenirse polisi gelsin, eğitelim; ama ‘Katar'la aramız iyi, katar katar para geliyor’ diye Dünya Kupası'nın jandarmalığını üstlenmenin vebali büyük olur. Her tarafa çekilebilecek bir niyet beyanının arkasına sığınarak Katar'daki Dünya Kupası'nın jandarmalığını yapmaya göndereceğiniz polisimizin, askerimizin kılına zarar gelirse bunun hesabını bu millete veremezsiniz."
"Katar Petrolleri gidip Amerikan Exxon'la ortaklık kurarak Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı ve bakanlarıyla petrol çıkarma anlaşması imzaladı. Bugün Katar'a jandarmalığa gönüllü olanlar, Rum kesimiyle anlaşmalara ağzını açıp tek kelime etmiyor. Türkiye'deki fakir fukaranın hakkını da Kıbrıs Türkü’nün hakkını, hukukunu da biz savunacağız."
"Buradan millet adına net biçimde soruyoruz: Katar'a kaç polis, kaç jandarma, kaç asker gönderme sözü verdiniz? Görevleri, üstlenecekleri riskler neler olacak? Stadın kapısında mı duracak, içini mi koruyacak, otelin bekçiliğini mi yapacak, havaalanının güvenliğini mi sağlayacak? Bunları bu kürsüden bu millete açıklamak zorundasınız."
"İşte bütün mesele bu. Neymiş? Benim polisim, benim askerim orada statlarda, otellerde, havaalanlarında jandarmalık yapacak, bütün riski üstlenecek; bunun da Türkiye'ye olumlu ekonomik katkısı olacakmış. Hatırlar mısınız; geçmişte birileri çıkıp ‘Türkiye'nin en iyi ihraç ürünü ordusudur’ dediğinde çok alınır, çok gücenirdik. Peki bu yaptığınızın bundan ne farkı var?"
"Bu teklif, bu haliyle polisimizin Katar nöbetini neredeyse sürekli hale getirecek. ‘Bunun amacı nedir’ diyoruz, yanıt yok. Biraz tanıdık gelecek belki ama Suriye ve Mısır başta olmak üzere, bu coğrafyada rejim değişikliği için, İhvancıların iktidara gelebilmesi için tüm imkânlarını seferber etmiş bir ülke. Suriye'de Esad'a karşı çarpışan radikal unsurları ekonomik ve askerî açıdan destekleyenlerin başında da Katar var. Suudlarla, Körfez ülkeleriyle, İran'la büyük sıkıntıları var. Taliban'ın hamisi konumunda olduğu için Afganistan kaynaklı El Kaide, IŞİD terörünün her an hedefi olabilir. Şimdi siz Katar'ın izlediği politikaların yarattığı tüm risk ve tehditleri bizim göz bebeğimiz konumundaki emniyet güçlerimizin, askerimizin omzuna yıkıyorsunuz." (ANKA)