Çalışan nüfusun yarısı kayıt dışı çalıştırılıyor

Çalışan nüfusun yarısı kayıt dışı çalıştırılıyor
Kayıt dışı istihdam, çalışanların işverenlerince veya kendilerince SGK’ya ya hiç bildirilmemesi ya da işverenlerince bildirilenlerin de gerçek ücretlerinin veya çalışma gün sayılarının daha  düşük bir rakam üzerinden bildirilmesidir.  Kayıt dışı istihdam, esasen ülkemizin en başta gelen sorunları arasında yer almaktadır. TÜİK verilerine göre çalışan nüfusun yaklaşık yarısı, başka bir ifadeyle çalışan iki kişiden birisi kayıt dışı olarak çalışmaktadır.  Belki dünyanın hiçbir ülkesinde kayıt dışı istihdamın tamamen sıfırlanması söz konusu olmamakla birlikte, yüzde ellilere varan oranın da makul olduğunu düşünmek ve söylemek mümkün değildir. Maalesef ülkemizde şimdiye kadar alınan dönemsel veya spesifik tedbirlerle bu soruna kalıcı bir çözüm bulunamamıştır. Aslında, Türkiye gibi kişi başı milli gelirin düşük, işsizliğin normal sayılabilecek rakamların üzerinde ve kalifiye işçiliğin yetersiz olduğu bir ülkede kayıt dışı istihdamın önlenmesinin çok da kolay olmaması aşikardır.  Çünkü belirtilen olumsuzluklar dikkate alındığından, öncelikle işverenler açısından işçi maliyetlerinden kaçınmak için kayıt dışılık yoluna gidilmektedir. Kaldı ki, işverenlerin zorlama ve telkinlerine dahi gerek kalmadan, düşük de olsa (hiç olmamasından daha iyidir mantığıyla) bir gelire kavuşmaya hazır olan işsizler ordusu içinde beğenmese de iş sahibi olma baskısını yaşayan ve zaten belli nitelik ve özelliklere sahip olunmadığından işi seçme şansı da bulunmayan bir kişinin mutlaka sosyal güvenliğim de sağlansın/sigorta primim de ödensin deme, bu konuda pazarlık yapma şansı bulunmamaktadır. Esasen, kayıt dışı  istihdam, bir ülkenin ekonomik, sosyolojik ve kültürel-yapısal  gelişmişliği ile yakından ilgilidir.  Zira, ekonomik açıdan  milli geliriniz düşük ve işsizsiniz çoksa kayıt dışılığı çözemezsiniz! Sosyal açıdan kendinizi geliştirme, yani kalifiye olma için bir gayretiniz yoksa, hatta Devletin de bu konuda bir organizasyonu ve artı gayreti yoksa kayıt dışı istihdamı çözemezsiniz ! Kültürel ve yapısal açıdan en kolay yoldan iş bulma ve bu işi bulurken ileriyi düşünmeden sadece günlük kaygılarla ilgilenme noktasındaysanız ve Devletin de bunu önleyici mekanizmaları yoksa kayıt dışılığı önleyemezsiniz ! Aslında işin karmaşıklığı ve çözümsüzlüğü bununla da sınırlı değil…. Kayıt dışı istihdamla mücadele, yani kayıt dışılığın tespiti, sadece kişilerin o anda kayıt altına alınmasını değil, aynı zamanda hakkında tespit yapılan işveren ve esnaflar için geriye yönelik işlem yapılmasını, daha açık ifadelerle; geriye yönelik gecikme cezası ve faiziyle sigorta priminin ve azımsanmayacak miktarlarda idari para cezasının ödenmesini gerektirmektedir. Yani, can yakmaktadır…. Haklı olmasa da canı yananlar, siyasiler de dahil her kapıyı çalmakta ve bilinen tüm mekanizmaları harekete geçirmekte, buna karşılık kendini haklı durumda gören Devlet birimleri karşı savunmaya geçmektedir. Yukarıda anlatılan ekonomik, sosyal, kültürel-yapısal gelişmemişlik burada da hortlamakta, işini kaybetmeyi göze alamayan ve şikayet ettiği konuyu yapılan inceleme sırasında inkar eden kayıtsız çalışan Devletin savunmasını delerek kayıtlı sistem kalesine hoyratça gol atmaktadır. Tespit yapılsa dahi işveren açısından daha maç bitmemiştir. Kayıt altına zoraki aldığı çalışanını çok kısa bir süre sonra (10-15 gün veya bir ay sonra) yine kayıt dışı çalıştırmaya devam etmektedir. Çünkü işveren bilmektedir ki; Devlet bir daha semtine büyük ihtimalle uğramayacaktır, uğrasa da kayıt dışı çalıştığı tespit edilen çalışan ya kendisi yanında ya da başka bir işveren yanında çalışmaya devam edecektir.  İşte size kısır döngü ve çözümsüzlük….. Ancak, çok karamsar olmaya da gerek yok.  Devamı önümüzdeki yazılarda…