İzmir'de, merkezi sistemin frekansına girilip bazı camilerden korsan müzik yapıldığı görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşan eski CHP İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan hâkim karşısına çıktı. Beraatini talep eden Özdemir, "Hakkımda karalama kampanyası başlatıldı ve hedef gösterildim. Bunu kınadığımı da zaten sosyal medyada yaptığım paylaşımda belirtmiştim. Asıl mağdur benim" dedi.
İzmir'de mayıs ayında bazı camilerden yapılan korsan müzik yayınını sosyal medya hesabından paylaşan eski CHP İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınıp, sevk edildiği 3'üncü Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 'Halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçundan tutuklandı. Özdemir'in avukatı Süleyman Karadağ'ın tutukluluğa yaptığı itiraz, 4'üncü Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 'adli kontrol tedbirlerinin yeterli olmayacağı' gerekçesiyle reddedildi.
Özdemir hakkında savcılık tarafından 'halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçundan hazırlanan iddianame, İzmir 50'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Mahkeme, iddianamenin kabul edilmesinin ardından Özdemir'i tahliye etti. Tutuksuz sanık Özdemir, 50'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde hâkim karşısına çıktı. Duruşmaya Özdemir’in yanı sıra CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP’li milletvekilleri Özcan Purçu, Atilla Sertel, Murat Bakan ve Kamil Okyay Sındır, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP PM üyesi Devrim Barış Çelik ve eski bakan Yaşar Okuyan, avukatlar ve partililer katıldı. Özdemir, yaşanan süreçte asıl mağdurun kendisi olduğunu savundu.
Duruşmada savunma yapan Özdemir, “Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. 20 Mayıs'ta farklı camilerde müzik yayını yapıldığını basından öğrendim. 2 saat sonra da konuya dikkat çekmek için paylaşımda bulundum. Paylaşımlarım saatleri de bellidir. Ancak gece saatlerinde hakkımda karalama kampanyası başlatıldı ve hedef gösterildim. Bunu kınadığımı da zaten sosyal medyada yaptığım paylaşımda belirtmiştim. Ben gözaltındayken bir gün sonra yine farklı camilerden müzik yayını yapıldığını öğrendim. Bu da duruma dikkat çekme çabamın haklı olduğunu gösteriyor. Asıl mağdur benim. Bayram günü ailemden ayrı bırakıldım. Kişiliğime, onuruma hakaretler edildi, tehdit mesajları aldım. Sağlık sorunları olan annem ölümle burun buruna geldi. Halkı kin ve düşmanlığa sevk edenler, bizi buraya getirenlerdir. Ben hukuksuzluk yaşadım ve beraatimi istiyorum" dedi.
Duruşmada söz alan Özdemir’in avukatı Süleyman Karadağ, "Müvekkilin eylemleri, herhangi bir suçun konusunu oluşturmamıştır. Hiçbir yorum yapmadan 2 saat önce basında paylaşılan bu videoları hesabından paylaşması, hangi suçun unsurunu oluşturmaktadır?" diyerek beraat talebinde bulundu.
Hâkim, Özdemir’in suçunun sübutu halinde hakkında 'Dini değerleri alenen aşağılama' suçundan cezalandırılma olasılığına karşı ek savunma hakkı verilmesine hükmetti. Bunun üzerine ek savunmasını yapan Özdemir, yaptığı paylaşımlarda küçümseme ve alay olmadığını belirterek, "Her yurttaş gibi olgu aktarımı yaptım. Halkın dini değerlerini aşağılamaktan dolayı hakkımda soruşturma açıldı. Ardından da soruşturma maddem değiştirildi. Edindiğim değerler ışığında bu suçlamayı kendime hakaret sayarım. Her canlı için demokrasi mücadelesi veren biri olarak bu suçu kabul etmiyorum ve suç işlediğimi düşünmüyorum" dedi.
Hâkimin, yapılan paylaşımlardaki 'nota emojisi’ni sorması üzerine Özdemir, "O emojiyi, paylaşımın sesli olduğunu belirtmek için koydum. Herhangi bir aşağılama yapmak için değil" diye konuştu.
Birden fazla paylaşımın yapılması sorusu üzerine Özdemir, "Facebook’ta bir kerede 4 video paylaşılabiliyor. Ancak Twitter’da tek seferde tek video paylaşılıyor. O sebeple 4 ayrı paylaşımda bulundum" cevabını verdi. Devam eden paylaşımlarında kullandığı ‘şaka bir yana’ sözcük öbeği de sorulan Özdemir, "Bu söz öbeği; şaşırma, hayret etme ve dikkat çekme amacıyla kullanılan bir sesteştir" dedi.
Hâkim, ilgili kolluk birimine müzekkere yazılıp iddianamede ek yapılarak sanığın iddianameye konu paylaşımları sonucunda sosyal medyada, basın yayın organlarında ve kamuoyunda, sanığa ve eylemine karşı toplumun kesimleri arasında oluşmuş ve ortaya çıkan bir infial, herhangi bir taşkınlık olup olmadığını, kamu barışını bozan veya bozmaya elverişli herhangi bir somut olgu meydana gelip gelmediğinin araştırılıp mahkemeye sunulmasına hükmederek duruşmayı erteledi. (DHA)