Sözcü yazarı Can Ataklı, ABD -Türkiye krizine ilişkin AKP tarafından hazırlanan ortak bildiri metnine CHP'nin imza atmasını eleştirdi. CHP'nin gerçek anlamada bir eylem yapması gerektiğinin altını çizen yazar, "CHP bir kere de 'dayak yemekten' korkmasa. Ama CHP korkuyor. CHP sokağa çıkmalı. Örneğin Amerikan büyükelçiliğinin önünde on binlerce kişinin katılacağı eylem yapmalı. Gaza suya bulanın, dayak yiyin" diye yazdı.
Yazarın "Kavga aslında yüzde 22’nin yüzde 22’sinde sürüyor!" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
"Kimse abartmasın CHP'de süren kavgaya seçimde oy veren yüzde 22'nin belki de ancak yüzde 22'si kadarı katılıyor.
Ama iktidarın da desteği ile ortaya öyle bir hava çıkıyor ki sanki Kılıçdaroğlu gidip İnce gelirse CHP'nin oyu yüzde 50'yi geçecek. İşin kötüsü sadece seçimden seçime gidip oy kullanan pek çok CHP'li buna inanıyor. Tabii bugün 17.00'de “ak mı kara mı?” belli olacak. İmzaların sayımı bitecek ve CHP'nin kurultaya gidip gitmeyeceği resmen açıklanacak. Tahminim bu nedenle kurultay yapılmayacağı yönünde. Çünkü bir siyasi partide “değişim” böyle yapılmaz. Şurası bir gerçek ki CHP'de değişim şart. Mevcut genel başkanla gidilecek bir yerel seçimlerin faciayla sonuçlanma ihtimali çok yüksek. Ki ayrıca zaten CHP içinde savaşan grupların da asıl amacının “değişimi”sağlamak değil, ilk yerel seçimlerde “adayları belirleme yetkisine” sahip olma arzusu olduğunu kimse saklayamıyor. Bu nedenle tahminim şu; CHP'de kurultay yapılmaz. Muharrem İnce'ye destek verenler panik içinde genel merkeze bağlılık gösterisine başlar. Başta Muharrem İnce olmak üzere ona destek veren milletvekili, yönetici ve partililerin önemli bölümü tasfiye edilir. Peki dikiş tutar mı? Hayır, bu mümkün değil. Bu varta atlatıldıktan sonra bizzat Kılıçdaroğlu kurultay kararı alır. Büyük olasılıkla aday olmaz. “Değişim” iddiası olan bazı isimler adaylıklarını ilan eder. Eğer akıl ve mantık hakim olursa en az birkaç gün sürecek bir kurultay yapılır. Önemli değişiklik kararları alındıktan sonra yeni bir isim genel başkan olur. Parti yönetimi tamamına yakın değişir. Bu çare olur mu? O da olmaz ama bir umut yaratır. Yerel seçimler için “benim adamımı seçilecek yere oturtacağım ve parsayı da biz toplayacağız” anlayışı yerine “Değişimin gereğini yerine getirecek biçimde umut olacağız” mantığı ağır basabilirse en azından mevcut belediyeler kurtarılabilir.
Bunu yazmak gerek
Erdoğan popülizmi iyi kullanıyor. Başta CHP olmak üzere muhalefeti yine kilitledi. Amerika'nın çıkışları karşısında “şimdi milli birlik beraberlik zamanıdır” diyerek kendi dışındaki partilere Amerika'ya karşı ortak bildiri yayınlattı. Oysa CHP'nin yapması gereken hükümet bildirilerine imza atmak değil gerçek anlamda eylem yapmaktır. Ama CHP korkuyor. Sokağa çıkamıyor. “Çatışma çıkar” diyor. “Sorumlusu olarak beni ilan ederler”paniği yaşıyor. Şimdi tam sırasıdır işte. CHP sokağa çıkmalı. Örneğin Amerikan büyükelçiliğinin önünde on binlerce kişinin katılacağı eylemyapmalı. Ya da İncirlik Üssü'nün önünde yüz binlerin katılacağı bir miting düzenlemeli. İktidar ne yapacak bu durumda? Polisiyle, jandarmasıyla gelip o kalabalıkları dağıtmak isteyecek. Gaz ve su sıkacak, herkesi coptan geçirecek. Olsun. Gaza suya bulanın, dayak yiyin. Böyle bir uğurda bir kere fena dayak yemek CHP tarihine altın harflerle kazınır. Türkiye'yi tehdit eden aşağılayan Amerika'ya tepki gösteren insanlarına gaz ve su sıkan, coplayan iktidar olarak AKP'ye kara bir leke çalınmış olur."
Yazının tamamı için tıklayın