Çanakkale Boğazı’nda gözlem yapan Prof. Dr. Sarı: Aşırı alg çoğalması var, müsilaj oluşması için şartlar uygun, dikkat etmeliyiz

Çanakkale Boğazı’nda gözlem yapan Prof. Dr. Sarı: Aşırı alg çoğalması var, müsilaj oluşması için şartlar uygun, dikkat etmeliyiz

Çanakkale Boğazı’nda yaptığı dalışlarla gözlem yapan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Çanakkale Boğazı’nda henüz geçen yıl görüldüğü gibi bir müsilaj oluşumu olmadığını ifade etti; “Fakat görüş kötü, aşırı alg çoğalması var. Yani, denizde müsilaj oluşması için bütün şartlar hazır. Dikkatle takip etmeliyiz" dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Çanakkale'de müsilaj görüldüğü iddialarıyla ilgili olarak, "Bizim yaptığımız tespitlerde, gözlemlerde ve uydu görüntülerinde yüzeye vurmuş hangi bir müsilaj tabakası yoktur" demişti; Marmara Denizi'nin yüzeyinde müsilajın tekrar görülmesi hakkında da konuşmuş; "Marmara Denizi'nin yüzeyinde de değil derinde de şu an için müsilaj yoktur. Ancak bu müsilaj olmayacak anlamına gelmemektedir" demişti.

“Doğayla pazarlık olmaz”

Gazete Duvar'da yer alan habere göre, Prof. Dr. Sarı, “Doğa ile pazarlık olmaz. Müsilaj olur ya da olmaz, kesin bir şey söylemekten ziyade, müsilajın nedenlerini ortadan kaldırmalıyız. Çünkü hâlâ müsilajın oluşumu ile ilgili nedenler hala devam ediyor. Yine ve her an ortadan çıkabilir” dedi.

Müsilaj oluşumu sonrası hazırlanan Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nın “çok kıymetli bir üst yönetim belgesi olduğunu” ifade eden Prof. Dr. Sarı, “Bu belge, öncelikle bir bütün olarak, eko sistem olarak daha doğru kullanmaya yönelik, kirletmemeye yönelik önlemler içeriyor. 22 eylemden oluşuyor. Atık arıtma tesislerinin yönetiminden balıkçılığa kadar, zeytin kara suyundan organize sanayi bölgelerinin atık arıtmalarına kadar, denizcilik atıklarından iyi tarım uygulamalarına, balıkçılık yönetiminden sürdürülebilir balıkçılığa kadar çok geniş bir spektrumu içeriyor” diye konuştu. 

“Marmara Denizi’nin kirlilik yükü azaltılmalı”

Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nın açıklanmasının ardından, ilgili kurullar oluşturulurken, TÜBİTAK’ın da bütçe olarak desteklediği süreçte, 37 proje yapıldı. Marmara Deniz’i özel çevre koruma bölgesi ilan edildi. Tüm bu çalışmaların önemli olduğunu ifade eden Sarı, “Ama bunlar yetmiyor. Yani, mesela özel çevre koruma bölgesi ilan edildi ama bunun uygulama planlarını da yapmamız gerekiyor. Marmara Bölgesi, Türkiye’nin yarısına hizmet eden bir sanayiyi barındırıyor, 25 milyonun üzerinde insan yaşıyor, çok yoğun tarımsal faaliyet var. Tüm bunların hepsi, en son durak olarak Marmara Deniz’ine gidiyor. Marmara Deniz’inin kirlilik yükünü azaltmadan, yani atıkları arıtmadan, Marmara Deniz’inde müsilaj olmayacağını beklemek yanlış olur” ifadelerini kullandı.