11 yeni termik santralın tehdidi altındaki Çanakkale’nin sakinleri kentin Dilovası’na dönmesinden korkuyor. Hazine’ye ait devlet ormanlarına yapılması planlanan santrallar hem yöre insanının sağlığını, hem de 360 bin ağacı tehdit ediyor. Yoğun sanayileşme sonrası kanser vakalarında patlama yaşanan Dilovası gibi olma korkusu yaşayan yöre halkı, santral istemiyor ve “Neden Karabiga” sorusuna yanıt arıyor.
Cumhuriyet gazetesinden Özlem Güvemli’nin haberine göre, Çanakkale’ye yapılması planlanan 11 termik santral, yaşayanlarda endişeye yol açtı.
Karabigalılar iki haftada bir ÇED toplantısına katılıyor. Bugüne dek yaklaşık 20 ÇED toplantısına katılan kasaba halkı, termik santralların çalışma prensipleri konusunda bir çevre mühendisi kadar da bilgili. 55 yaşındaki Zeliha Akyel, ÇED toplantısında tepkisini “Benim torunlarımı büyümeden kanser yapacaksınız. Siz çekip gideceksiniz biz küllerle kalacağız. Biz termik istemiyoruz” sözleri ile dile getirdi.’
Sahip olduğu eşsiz doğası ve efsanelere ev sahipliği yapmış binlerce yıllık geçmişi ile tanıdığımız Çanakkale’nin üzerinde “kara bulutlar” dolaşıyor. Yıllardır Kaz Dağları’ndaki siyanürlü altın işletmeciliğine karşı direnen kentte şimdi de 11 adet yeni termik santral yapılması gündemde. Bu santralların 5’i fokların yaşadığı mavi bayraklı plajı ve Priapos antik kenti ile ünlü Karabiga’nın 15 km’lik sahil şeridi boyunca uzanan el değmemiş bakir koylarına yapılıyor. Biga Yarımadası’nın tamamındaki termik santral projesi sayısı ise 7. Hazine’ye ait devlet ormanlarına yapılması planlanan santrallar hem yöre insanının sağlığını hem de 360 bin ağacı tehdit ediyor. Yoğun sanayileşme sonrası kanser vakalarında patlama yaşanan Dilovası gibi olma korkusu yaşayan yöre halkı, santral istemiyor ve “Neden Karabiga” sorusuna yanıt arıyor.
Biga Yarımadası’nda Lapseki’de Filiz Kirazlıdere1, Kirazlıdere 2, Karabiga’da Karaburun, Biga ve Naren Termik santrallarının ÇED süreçleri devam ediyor. Alarko Holding ve yolsuzluk ve rüşvet opersyonu ile tanıdığımız Mehmet Cengiz’e ait Cenal Termik Santralı’nın inşaatı da verilen yürütmeyi durdurma kararlarına karşın Karabiga’nın ortasında Priapos antik kentinin yanı başında hızla sürüyor. Kent genelinde toplam 4 termik santral da faal durumda. Ancak santralların çoğu 2 üniteden oluştuğu için gerçek termik sayısı bunun çok üzerinde. Yeni planlanan santrallar de tek üniteli olmayacağından Çanakkale’deki 15 termik santral sayısı bir anda 20’ye çıkabiliyor. Bu termik santralların Çan dışındakilerin ortak özelliği ithal kömürle çalışacak olması. Yani bölgede kömür madeni yok, yakıt olarak kullanılacak kömür gemilerle santrallara taşınacak. Deniz manzaralı santrallar soğutma için de denizin suyunu kullanacak. Üretilen enerji Çanakkale Boğazı’nın altından geçirilecek iletim hatlarıyla Trakya’ya, oradan Avrupa’ya satılacak.
Balıkçılık, tarım ve hayvancılıkla geçinen Karabiga’da yoğunlaşan santral planları, yöre halkının hem korkulu rüyası haline gelmiş hem santrallara karşı bilinçlendirmiş. Çünkü kasabada o kadar çok santral planı ve iptal edilen ÇED başvurusu var ki Karabigalılar neredeyse iki haftada bir ÇED toplantısına katılıyor. Bugüne dek yaklaşık 20 ÇED toplantısına katılan kasaba halkı artık bir çevre mühendisi kadar bilgili termik santralların çalışma prensipleri konusunda. Uzun uzun termik santralların ne kadar faydalı ve çevreyle dost teknolojiler kullanılarak yapıldığını dinlemekten bunalan Karabigalıların ÇED toplantılarını nasıl kâğıt üzerinde kalmaktan çıkarıp gerçek edecek hale getirdiklerine tanık olduk. 2 Aralık günü Naren Termik Santralı’nın Karabiga Düğün Salonu’nda pojeyi anlatmak için yapılan ÇED toplantısında “halk” projenin amacından epeydir haberdar olduğu için firmanın yapacağı sunum başlamadan bitti. Bütün salon, “Bize termik santralı anlatmayın, her hafta dinliyoruz bunları. Asıl sorularımıza cevap atlanıp soru cevap bölümüne geçildi. Herkesin en çok merak ettiği soruyu ilk soran 55 yaşındaki Zeliha Akyel oldu: “5 tane termik santral için neden Karabiga’yı seçtiniz?” Akyel sadece sormadı, tepkisini de “Benim torunlarımı büyümeden kanser yapacaksınız. Siz çekip gideceksiniz biz küllerle kalacağız. Biz termik istemiyoruz” sözleri ile dile getirdi.
Ardından Karabiga halkı soruları arka arkaya sıraladı: “Neden özellikle orman alanını seçtiniz? Dünya termikten vazgeçiyor, oluşan enerji açığı Karabiga’dan mı sağlanacak? Rüzgâr santralı projesi ile niye gelmiyorsunuz? Bir beldede birbirine yakın bu kadar termik santral var mı?”
Toplantıda yöneltilen bir soru da ilginç bir ayrıntıyı öğrenmemize vesile oldu. Karabiga Belediyesi’nin meclis üyesi de olan balıkçılıkla uğraşan Fatih Akyel, santral yapılacak bölgenin 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı’nda “Yaban Hayatı Koruma Sahası”nda kaldığını ve bölgede fokların yaşadığını hatırlatınca firma yetkilisi çevre mühendisi, “O sınırlarda bir yanlışlık yapılmış. Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü o sınırlar konusunda sıkıntı olduğunu bize bildirdi” dedi. Akyel de, “Biz her gün balığa çıktığımızda fokları burada görüyoruz. Şimdi o foklar ‘O zaman pardon biz buradan gidelim mi’ diyecekler. O foklar yıllardır burada yaşayıp burada ürüyor. Ne yanlışlığı” diye isyan etti. Karabigalılar bir ÇED toplantısını daha geride bıraktı. Sorularına yine yanıt alamayan Karabigalılara toplantının hemen ardından bu kez soruları biz yönelttik. Hem yanıtlarını hem sorunlarını dinledik
Karabiga Temiz Doğa Derneği Başkanı Aslı Badem 2011 yılında başlayan inşaatın kendi evine 300 metre mesafede olduğunu anlattı. Badem “Biz ona Cenal değil ‘Canal’ diyoruz. evim Karabiga’nın en büyük mahallesi olan ve sağlık koruma bandında yer alan Zeytinlik Mahallesi’nde. Sağlık koruma bandında olduğumuz için başlayan inşaata karşı dilekçeler yazdık ve inşaatın ruhsatsız olduğunu öğrendik. O günden beri Cenal’a karşı hukuk mücadelesi veriyoruz” diyor.
Biga Çevre Derneği Başkanı Kamil Aru aynı zamanda çiftçi. Mevcut santralların olumsuz etkilerini uzun süredir yaşıyor. Ürünlerinin zarar gördüğünü, artık eskisi gibi verim alamadıklarını anlatan Aru, “Bir değil, iki değil, üç değil... Dünyanın da Türkiye’nin de hiçbir yerinde olmadığı kadar çok santralı yan yana sıralayacaklar. Biga’ya resmen termik santral ağı kurmak istiyorlar” diye konuşuyor
Karabigalılar CHP’li Belediye Başkanı Muzaffer Karataş’a da çok kızgın. Konuştuğumuz herkesin dile getirdiği kızgınlığı Aslı Badem’den dinleyelim: “CHP’li Yalova Belediye Başkanı ağaçları kesince oldu. Bizim başkan termik santrallara üretim izni verdi kimse tepki göstermiyor. Başkan buraya ilk termik santral geldiğinde bizimle birlikte eylemlere katıldı. Kendisi toplantılar düzenleyip termik santralların zararlarını anlattı. Sonra belediye başkanı ve mahalle muhtarlarını Almanya’ya termik santral gezisine götürdüler. Dönünce her şey değişti. Termik için planları yaptılar.”
Eski Çanakkale Çevre Platformu ve Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi Başkanı olan CHP’li İl Genel Meclisi Üyesi Hicri Nalbant’a göre Karabiga’nın yeni görevi “kalorifer kazanı” olmak. Çünkü kentteki santrallarda 2 bin megawattlık enerji üretiliyor, planlananlarla birlikte rakam 11 bini geçecek. Santrallarda 40 milyon ton kömürün yanacağını ve 15 milyon tona yakın kül çıkacağını ifade eden Nalbant, küldeki ağır metallerin suya ve toprağa karışacağını belirtiyor. Nalbant, “Üzerimize asit yağmurları yağacak. Sebze ve meyve üretimi de bitecek. Çanakkale topyekûn bir yok oluş sürecine girmek üzere. Durduramazsak burası Dilovası ile Aliağa ile aynı kaderi paylaşacak” diyor.
Almanya’da Merkel Hükümeti enerji üretiminde kömür ve linyitten vazgeçme ve çevre dostu enerji kaynaklarına ise yüksek yatırımlar yapılmasını öngören bir karar aldı. Bu önemli karara kömür ve özellikle linyitten enerji üretimine karşı Alman çevre örgütlerinin yoğun kamuoyu baskısı etkili oldu. Yakın döneme kadar güçlü kömür lobisinin istekleri doğrultusunda yeni kömür santralları açılmasını destekleyen Federal Hükümet, 2030 yılına kadar linyitten enerji üreten termik santralları adım adım kapatılmasını kararlaştırdı. Taşkömüründen enerji üreten termik santrallar içinse son tarih 2040. Karar uyarınca enerji tekelleri 2020 yılına yıllık 20 milyon ton kömür tüketimini kısacak.