CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, il binasında gerçekleştirdiği basın toplantısında İstanbul’da 93 okulun depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle tahliye edilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. İstanbul Valiliği'ne alınan karar doğrultusunda dilekçe vereceklerini söyleyen Kaftancoğlu, “93 okulun tahliyesi için Kahramanmaraş depreminin neden beklendiğini ve deprem olmasaydı bu okullarla ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmayacağı" sorularını soracaklarını ifade etti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Bizim hazırlığımız İstanbul depremineydi" sözlerine ise, "Alışık oldukları yalan söyleme işinde ne akar ilerlediklerini bir kez daha görüyoruz. Ülkeyi yönettiğini zannedenler saraylarının genişlemesi dışında hiçbir şeye hazırlanmıyorlar" yanıtını verdi.
İstanbul Valiliği, 20 Şubat Pazartesi itibariyle kentte riskli bulunan 93 okulun öğrencilerinin dereme güvenli okullara naklederek eğitim öğretim görmeye devam edeceklerini bildirdi. CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası eğitim öğretimin ikinci döneminin başlamasına iki gün kala depreme dayanıksız olduğu tespit edilen 93 okulun tahliye kararına ilişkin olarak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Alınan karara yönelik İstanbul Valiliği'ne dilekçe vererek sorular yönelteceklerini duyuran Kaftancıoğlu, CHP'li milletvekillerinin de TBMM'de Milli Eğitim Bakanlığı'na soru önergesi vereceğini söyledi. "Yanıt alamayacağımızı da biliyoruz" diyen Kaftancıoğlu, "Ama bizim görevimiz algıyı yönetmeye çalışanlara sorumluluğunu ve İstanbul halkını hatırlatma görevimizi yerine getirmek" ifadelerini kullandı.
İstanbul İl Başkanlığı'nda gerçekleştirilen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Canan Kaftancıoğlu, şunları söyledi:
"Asrın felaketi deniliyor ancak asrın beceriksizliğine dair söylenecek çok şeyimiz var. Ancak bugünkü basın açıklamamızın dışına çıkmak istemiyorum. İstanbul’da yıkım ve tadilat kararı alınan 3 okula gelecek olursak; ikinci yarıyıla sadece 2 gün kala duyurduğu 93 okulun yıkılması 17’sinin güçlendirilmesi kararı geç alınmış ancak doğru bir karardır.
İstanbul’da 3 bin 647 devlet okulu, resmi rakamlara göre 3 bin 790 özel okul bulunmaktadır. 7 bin 437 okul, 5 milyon kişilik bir insan topluluğundan söz ediyoruz. Şu soruyu sormalıyız. Açıklanan riskli okulların daha önce açıklanması için başka bir coğrafyada deprem olması mı gerekiyordu? Bölgede derem olmasaydı da bu okullara çocuklar bugün de gidecekti.
Diğer kalan 7 bin küsur okul ve buradaki öğrenciler öğretmenler, gönül rahatlığıyla gittikleri okullara devam edebilecekler mi? Bu kalan okullar velilerin çocuklarını rahatça gönderebilecekleri okullar mıdır? 93 okulun yıkılma kararı velilere whatsapp ile duyuruldu. "Pazartesi günü izinli sayılacaktır, salı günü yeni okul ile ilgili bilgilendirme yapılacaktır" mesajı gönderilmiş. Ne kadar planlı değil mi?
Eğitimde fırsat eşitliği sağlamak siyasetin görevi. Özel okullar kendi kaderine mi terk ediliyor? Çocuğunu özel okula gönderen veliler o okullardaki derem güvenliği için kiminle muhatap olacak. Çocuklarımızın devlet ve özel okullardaki güvenliği sağlamak kamu ve mülki idarenin sorumluluğundandır.
İstanbul Valiliği’ne resmi bir dilekçeyle başvuracağız. Asrın beceriksizliğiyle karşı karşıyayız. Olası bir İstanbul depreminde hepimizi enkaz altında bırakı algı yönetecekler. İstanbul'da bulunan 7 bin 400 okulla ilgili zemin etütleri yapıldı mı? 93 okul neye göre belirlendi, süreçler ne durumdadır? Yıkılmış olan okullarda ne zaman eğitim başlayacak, sorularını soracağız.
Milletvekillerimiz de TBMM’de bakanlığa benzer soruları sorarak bunun yanıtını almaya çalışacak. Yanıt alamayacağımızı da biliyoruz. Ama bizim görevimiz algıyı yönetmeye çalışanlara sorumluluğunu ve İstanbul halkını hatırlatma görevimizi yerine getirmek. Valiliğe riskli görülüğü tahliye kararı verilen 93 okulun deprem ve etüt analizlerin ne zaman yapıldığı, 93 okulun tahliyesi için Kahramanmaraş depreminin neden beklendiğini ve eğer Kahramanmaraş merkezli deprem olmasaydı bu okullarla ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmayacağın ve yine bu süreçlerle ilgili daha önce riskli olduğu bilinmesi halde boşaltılmayan ancak derem sonrasında apar topar boşaltılmasını sağlayan sorumlular ile ilgili sorularımızı soracağız.
Kendisine İçişleri Bakanı diyen birilerinin "Biz İstanbul depremine hazırlanıyorduk" demesini, alışık oldukları yalan söyleme işinde ne kadar ilerlediklerini bir kez daha görüyoruz. Ülkeyi yönettiğini zannedenler, saraylarının genişlemesi dışında hiçbir şeye hazırlanmıyorlar.
Hiç merak etmeyelim zor günlere rağmen az kaldı. Sizler bıraktığınız kötülüğü ahlak ve beceriksizlik enkazı altından bu ülkeyi he birlikte kaldıracağız. Sallanmaz zannettikleri, yıkılmaz zannettikleri o koltuklardaki deremi hissedinceye kadar binlerce kişinin öldüğü depremi hissetmeyecekleri açık. Halkın yanında olmaya, yıkılmaz zannettikleri koltukta o depremi yaşatmaya kararlıyız"