İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip beslenmeyle ilgili, “Biri çıkıyor ekmek yiyin diyor biri de yemeyin diyor. Biri yağı için diyor diğeri başka bir şey. Biri bal ye diyor biri yeme diyor. Bu işi bir çözün. Halk doğru bilgiyi alsın” talimatına destek verdi. Prof. Dr. Karatay, "Ben de 'Çözelim' diyorum" ifadesini kullandı.
Beslenme konusunda da tavsiyeler veren Karatay, "Bir meyve yersen 5 kilometre koş ki toksik etkisini vücuttan atabilesin. Tarım zehiriyle yüklü meyveleri yemeyeceksiniz. Elmalarda mineral kalmamış. Çocuk başı gibi elma olmaz. Onun için yemeyin. En sağlıklı meyve zeytindir" diye konuştu.
Karatay, Yargıtay'ın kuruluşunun 150'inci yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen 'Şeker en tatlı zehirdir' konulu konferansa katıldı. Çok sayıda Yargıtay çalışanın katıldığı konferansta konuşan Prof. Dr. Karatay, ekmek, toz şeker, sıvı şeker ve şekersiz gazlı içeceklerin trigliseridleri yükselttiğini söyledi. Enerji içeceklerinin zararlarına da dikkat çeken Prof. Dr. Canan Karatay, "Bakın geçenlerde iki genç kalp krizi geçirdi. Biri Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesinde. 22 yaşında üniversite öğrencisi. Dün de Zonguldak'ta bir sporcunun kalp krizi geçirip gittiğini gördük. 22 yaşındaki bir insan niçin kalp krizi geçirir? Altında şekerli gazlı içecekler, özellikle enerji içecekleri yatıyor. Çocuklar zaten heyecanlı, delikanlı bunlar. Maça gidiyorlar, oynuyorlar. Bir de üstüne bu enerji içeceklerini yükleyince kan pıhtılaşıyor, gidiyorlar. Stres de var tabii" dedi.
Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu'na talimat verdi. Dedi ki, 'Biri çıkıyor 'ekmek yiyin' diyor biri de 'Yemeyin' diyor. Biri 'yağı su gibi için' diyor diğeri başka bir şey. Biri 'bal ye' diyor 'biri yeme zararlı' diyor. Birçok alanda vatandaşın aklını karıştıran farklı açıklamalar var. Bu işi bir çözün' dedi. Siz ne dersiniz bu konuda?" sorusuna, Prof. Dr. Canan Karatay, şöyle cevap verdi: "Ben de çözelim diyorum. Tabii çözüm çok önemli. Bir devlet politikası olması lazım. Ama çözüm de yavaş yavaş başlamış durumda. Biliyorsunuz okullarda gazlı içecekler artık satılmıyor. Okullara paketli gıda girmeyecek. Çocuklara paketli gıda verilmeyecek. Gençlerimiz hastalanmayacak. En önemli çözüm de gebelere şeker yüklemesi yapılmayacak."
Gençlerin vücut yapmak için kullandıkları proteinlerin de zararlı olduğunu dile getiren Karatay, her türlü meyvenin vücutta trigliseriti yükselttiğinin altını çizdi ve şu uyarılarda bulundu:
"Meyve yenmeyecek, bitti. Merak etmeyin aç kalmayacaksınız. Ben tüccar değilim, üretici değilim. Hekim ve sağlıkçı olarak konuşuyorum. Meyve şekeri de çocukların karaciğerini yağlandırır. Çocuklar şimdi şişman. Alkol mü, bira mı içiyorlar? Hayır. Ekmek, dondurma, tost, cips, makarna, gofret yeyip, kola, buzlu çay içiyor.
Gut hastalığı şeker zehirlenmesinin belirtisidir, sebebi kırmızı et değildir. Meyve suyu ve fruktoz gut hastalığının nedenidir. Taze sıkılmış dahi olsa meyve suyu içilmeyecek. Alzaymırın, otizmin, parkinsonun, felcin, eklem ağrılarının temeli göbeğin genişlemesidir. Göbekteki yangını söndürmek elimizde. Ekmek yemeyeceğiz.
Rafine tuzlardan da uzak duracağız. Bu sofra tuzları, rengi açılsın diye içine kimyasallar eklenmiş, akışkan olsun diye alüminyum eklenmiş tuzlardır. Kristal kaya tuzu rafine olmamıştır. Kristal olarak kullanılır. Sağlık kaynağıdır, saftır, mineral topluluğudur. Kristal kaya tuzu ömrü uzatır. Bu tuzu suya katıp sabah akşam gargara yapın, hastalanmazsınız."
Tıp Kanunu kitabı Avrupa'da tıp mekteplerinde okutulan İbni Sina'nın günde 2 öğün yemek yenilmesini önerdiğini aktaran Karatay, "2 öğün sağlıktır, 3 öğün hastalıktır. Senelerce araştırıldı. Size 11 asırdır olan lafları anlatıyorum. Endüstrinin oyuncağı olmayın. Spor salonları, yüzme kursları yerine çıkın dışarı hareket edin." önerilerinde bulundu.
Bir insan vücudunun 24 saat içinde yalnızca 5 gram şekere ihtiyaç duyduğunu söyleyen Karatay, bunun fazlasının kanser hücrelerini beslediğine vurgu yaptı. Canan Karatay, "Peki ne yiyeceğiz diye soranlara müjde" diyerek, su, doğal köy tereyağı, soğuk sıkım zeytinyağı, köy tavuğu, köy yumurtası, peynir, kelle paça, ayak paça, kemik suyu, kırmızı et tüketilmesini önerdi. Kelle, ayak paçanın bütün vücudu dinçleştirdiğini, bu bulunamıyorsa kemik suyu içilmesinin önemli olduğunu anlatan Karatay, "Kemiği kaynat, her sabah limonla suyunu iç. Bak bakalım hastalık kalıyor mu?" dedi.
Turp, fıstık, havuç, lahana, karnabahar gibi sebzelerin faydalarına da değinen Karatay, "Turp yerseniz turp gibi olursunuz. Doğal probiyotiktir, ömrü uzatır." diye konuştu. Bu sırada salondakilerden birinin "Ne kadar yiyelim hocam?" sorusu üzerine Karatay, "Yiyebildiğin kadar ye kardeşim, herkesin bünyesi farklıdır." karşılığını verdi.
İbni Sina'nın 10 asır önce "Turp tarlasından geçseniz bile sağlıklı olursunuz." dediğini aktaran Karatay, şöyle devam etti: "Yeni bir şey keşfetmiş değiliz. Asırlar önceki bilgileri anlatıyorum. Havuç, lahana, karnabahar doğal probiyotiktir. Uzun ve sağlıklı yaşarsınız. Kanseri önler. Fıstık yerseniz, fıstık gibi olursunuz ama ithal olmayacak. Yerli kuruyemişleri istediğiniz kadar yiyin. Şu kadar, bu kadar, bir avuç demem, bunlar şehir efsanesi. Eskiden yerli malı haftasında bize 'Fındık, fıstık çıtır çıtır, hem kan yapar hem ısıtır' derlerdi. Şimdi çocuklar cup kek götürüyor. Kuruyemiş, dinçleştirir, güzelleştirir.
Kurubaklagillerin yerli olanlarını bulun. İthal, GDO'lularını yemeyin. Kurubaklagiller tahıl değildir. Şimdi herkes 'Meyve yemeyecek miyiz?' diye soruyor. Bir meyve yersen 5 kilometre koş ki toksik etkisini vücuttan atabilesin. Tarım zehiriyle yüklü meyveleri yemeyeceksiniz. Elmalarda mineral kalmamış. Çocuk başı gibi elma olmaz. Onun için yemeyin. En sağlıklı meyve zeytindir. En sağlıklı meyve suyu zeytinyağıdır. Soğuk sıkım, işlem görmemiş doğal zeytinyağı için. Soğuk sıkım zeytinyağının ana sütünden farkı yoktur. Yağ değildir, zeytin meyvesinin suyudur ve yetişkinlerin ana sütüdür. Zeytin altındır, zeytinyağı altın suyudur."