T24- Yazar Cengiz Çandar, annesini kaybetti. Çandar'ın annesinin vefatının ardından Radikal gazetesindeki köşesinde yayımlanan (25 Mart 2011) yazısı şöyle:
Anne
Bilenler bilir, anne ölümünün yaşı olmaz. Sıralı olabilir ama zamansızdır. Zamanı olmaz. Bunu ben yaşamadan, öğrenmeden önce de biliyor gibiydim. Seziyordum. Anneme son zamanlarında “Sakın bizi yetim bırakma” dediğim vakit, olağanüstü güzel bakan gözlerini yüzüme diker ve saçları bembeyaz hale gelmiş koca adamdan gelen ve hayatın en önüne geçilemez bu basit gerçeğine meydan okuma niteliğindeki bu sözlerin anlamsızlığını, alaycı bakışlarıyla anlatmaya çalışırdı.
Sezgilerim doğrulandı. Anneyle uzun yaşamak bir şans gerçi ama gerçekten zamanı yokmuş bu önüne geçilmez ilahi kuralın. Sonuçta, ben de artık ‘yetimler kulübü’ne girdim. Galiba onun da yaşı yokmuş. Ağır bir duygu gerçekten. Anne herkes için bambaşka bir şey. Hepimizin içinden çıktığı beden. Can kaynağımız. Anne, seni, kim olursan ol, her ne olursa olsun, sorgusuz sualsiz sonsuza kadar içi titreyerek sevecek tek kişi. İnsanlığa onun sunumuyla katılmışsın. Onun içinden çıkmışsın; seni içinden çıkartmış beden o. Varoluşunu ifade biçimine bile anadil derler.
O bedeni toprağın altına koyup, onsuz yaşamaya devam edeceğiniz toprağın üzerine çıktığınız vakit, artık kaynağınız kurumuş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Toprağın üzerinde hareket eden bedeninizde ayaklarınız sanki artık yere basmıyor, başınız toprağın altındaki annenizin yükseldiği gökyüzünde sanki bedeninizden ayrılıyor, fiziğiniz sanki artık boşlukta hareket ediyor gibisinden bir his...
Annemi kaybettikten sonra, acımızı paylaşan herkese, dostlarımıza, bu arada ta Afrika’dan aramak inceliğini gösteren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve ayrıca ilk arayanlardan biri olan Başbakan Tayyip Erdoğan’a da sonsuz şükran duygularımı iletiyorum. Hiçbirini unutmayacağım.