2022 yılında dünyanın birçok ülkesinde gündem seçim. Dünya siyaseti ve Türkiye siyasetine yön verecek seçimler hakkında konuşan Barçın Yinanç, Yunanistan’da da Türkiye gibi 2023’te seçim yapılması örüldüğünü belirterek bu durumun iki ülke ilişkilerinin seyrine de yansıyacağını söyledi.
Barçın Yinanç ve M. Kaan Kurtuluş, Türkiye'nin dış politikasında ve dünyada yaşanan gelişmeleri ‘Dış politika ile İçli Dışlı’da yorumladı.
Times dergisinin Türkiye’yi, yaklaşan seçimler nedeniyle dış politikada tehlikeli bazı adımlar gerekçesiyle küresel riskler sıralamasında 10. sıraya yerleştirdiğini hatırlatan Yinanç, “Sonuç olarak Yunanistan’da da seçim süreci başlıyor ve orada Türkiye ile ilişkiler Türkiye’dekinden çok daha fazla gündemde. Bu nedenle 2022’de Türkiye-Yunanistan arasında patlak verecek krizleri çokça konuşabiliriz ya da tam tersine 2 taraf seçime gidiyoruz birbirimize bulaşmayalım da diyebilir” dedi.
2022’nin ilk diplomatik atışmanın da Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı’nın Yunanistan ziyareti ile Ankara ve Atina arasında gerçekleştiğini söyleyen Yinanç, “Bu bize yılın geri kalanında neler olabileceğine dair mesajlar veriyor” yorumunu yaptı.
KKTC’de hükümet kriziyle dağılmasının ardından 23 Ocak’ta seçim yapılacağını hatırlatan Kaan Kurtuluş ise, Ankara’nın KKTC’yi her zaman yakından takip ettiğini ve bir anlamda da dizayn ettiğini belirtti. 23 Ocak’taki seçimlerin de çok yakından takip edileceğini söyledi.
Fransa’da bu yıl yapılacak seçimlerin, Eyfel Kulesi’ne AB bayrağı çekilmesi ile yaşanan polemikle başladığını söyleyen Yinanç, Macron’a ‘yeterince Fransız değil’ eleştirileri yapıldığını söyledi. Yinanç, “Avrupa’nın lokomotif ülkelerinden Fransa’da bile seçimlerde polemiksel ve manasız tartışmalara şahitlik edebiliriz” dedi. Fransa’da iki cumhurbaşkanı adayının da seçim sürecini Ermenistan’a giderek başlattığını söyleyen Yinanç, “Ermenistan ile ilişkiler, Ermeni meselesi zaman zaman gündeme gelebilir. İslamofobi tartışmaları gündeme gelebilir” dedi.
Yinaç, Fransa’nın AB dönem başkanlığı yaptığını da hatırlatarak “Fransa’da bu dönemde Avrupa’nın savunma kimliğine dair bir yol haritası belirleyecek. Burada Türkiye’nin konumu ne olacak bu da önemli. O nedenle Fransa’daki seçimler Türkiye açısından da önem taşıyor” diye konuştu.
Macaristan’da da bu yıl seçim olacağını ve popülist milliyetçi Başbakan Viktor Orbán’ın yıllardır yönetimde olduğunu ifade eden Kaan Kurtuluş ise, Orban’ın karşısında 6 muhalfet partisinin ortak adayla seçime gireceğini söyledi. Kurtuluş “6 benzemez belediye başkanlığından gelen adayla Orban’ı yenemeye çalışacak bu açıdan ilginç bir seçim olacak” dedi.
ABD’de yapılacak ara seçimlerin Kongre’nin dengesini değiştirebileceğini söyleyen Kurtuluş, sonuçlardan Cumhuriyetçi kontrolüne geçen bir Kongre’ye dönüşmesi durumunda bunun Trump dönemindekine benzer bir kilitlenmeye neden olabileceğini söyledi. Kurtuluş, “Bu seçim Türkiye’yi de ilgilendiriyor çünkü Kongre’de şu anda en önemli görünen karar Türkiye’ye F-16 satışı. Kongre’de şu anda ciddi bir Türkiye karşıtı algı var. Cumhuriyetçiler gelirse bu algı değişmeyecektir” dedi.
Yinanç ise Türkiye’nin Kongre ile ilişkilerini düzeltmesi gerektiğini belirterek ABD’nin Ankara’ya atadığı büyükelçinin eski bir senatör olduğunu söyledi. Yinanç, “Belki büyükelçinin profili Kongre ile ilişkilere bir katkı sunabilir” dedi.
Yinanç’a göre önümüzdeki altı ay bolunca “stratejik otonomi, stratejik egemenlik” gibi kavramlar Türkiye’yi de yakından ilgilendiren tartışmaların konusu olacak.
Yinanç AB’nin kendi savunma mimarisine dair “stratejik pusula” belgesini Mart ayında, NATO’nun ise geleceğe dair görev yönergesi sayılabilecek “stratejik konsept” belgesini ise Haziran ayında karara bağlanacağına dikkat çekti.
“Türkiye Avrupa güvenlik mimarisi oluşurken, NATO’nun konumunun erozyona uğrayıp AB’nin öne çıkmasını tercih etmez” diyen Yinanç; Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları alanındaki eksikliklerinin de bu konuyla bağlantılı olduğunu vurguladı.
Yinanç şöyle konuştu:
“Türkiye AB üyesi olmadığı için AB’nin stratejik pusula belgesiyle çizeceği savunma mimarisinden dışlanmamak için Avrupa’ya çağrıda bulunacaktır. Bu anlamda Avrupa karşısına iki itirazla karşılaşabilir. Bir; Rusya’yla ilişkiler; S400 gibi stratejik silah alımı nedeniyle soru işaretleri belirebilir İki; Avrupa değerleri. “Türkiye olarak Avrupa değerlerinden uzaklaşıyorsun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarını uygulamıyorsun,” mesajıyla Türkiye’nin Avrupa’lılık kimliği sorgulanabilir.”