19 yıllık AKP iktidarının 7.Olağan Büyük Kongresi Ankara'da yapıldı. Koronavirüs salgınına rağmen kalabalığın dikkat çektiği kongrede, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajlarının anlamı çokça tartışıldı.
Erdoğan'ın mesajlarını, kongreyi, yeni MKYK listesini T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu, gazeteci ve akademisyen Ayşe Çavdar, akademisyen Osman Sert, T24 yazarı Murat Sabuncu'ya yorumladı. Osman Sert, Berat Albayrak tartışmaları ile ilgili olarak "Berat Albayrak'ın uzun süre partiye döneceğini düşünmüyorum" dedi. Erdoğan'ın Anayasa mesajlarını yorumlayan Gökçer Tahincioğlu "AKP'nin içerisinde muhalefetin uzun süredir yürüttüğü Anayasa çalışmasına karşılık verilmesi ihtiyacı duyulduğunu düşünüyorum" diye konuşurken, Ayşe Çavdar, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının AKP'li kadınlar tarafından da olumsuz görüldüğünü söyleyerek "Erdoğan İstanbul Sözleşmesi'nde yalnız kadınlara verdiği sözden değil, AKP'li kadınlara verdiği sözden de dönmüş oldu" yorumunu yaptı.
Kongrenin coşku anlamında 'sönük' olduğunu vurgulayan Tahincioğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bize gelen bilgiler hemen her şehirden 100-200 kişinin Ankara'ya gideceği yönündeydi. Salon dışı çok kalabalıktı. Sosyal mesafenin hiç dikkate alınmadığı bir vahim tablo vardı. Dışarısı içerisinden daha coşkuluydu. Cumhurbaşkanı da zaten "Kar var mikroplar kırılıyor" dedi, onun dışında uyarıda da bulunmadı. Coşku bakımından benim beklediğimden sönük geçen bir kongreydi. Cumhurbaşkanının konuşmasında beklenti biraz büyüktü. Biz bir yol haritası göreceğimizi, belki reform paketlerinde olmayan şeyleri duyacağımızı düşündük. Sivil Anayasayı takvimlendirmesi, yurt dışı yatırımcılara çağrıları dışında heyecan verici bir bölüm duyamadık. Tansiyon düşüktü. Liste bakımından da önceki tahminlerin az çok tuttuğunu, denge gözetildiğini gördük."
Erdoğan'ın Anayasa mesajları ile ilgili olarak Tahincioğlu, şu yorumları yaptı:
"Anayasa konusunda bence şöyle bir düşünce taşıyor; Cumhur İttifakı'nın oylarının tartışılmalı olduğu dönemde AKP ve MHP tarafından yapılacak bir Anayasa'yı zaten Meclis'te çoğunluğu olmaksızın referanduma götürmesi belirli şeylerle mümkün. AKP'nin içerisinde muhalefetin uzun süredir yürüttüğü Anayasa çalışmasına karşılık verilmesi ihtiyacı duyulduğunu düşünüyorum. Muhalefette ciddi çalışmalar var. Bana erken seçim olmayacak gibi geliyor."
"MKYK sayısının yükseltilmesi kongreye yönelik dinamizm katma ve geniş katılımla 2023'e gidiyoruz mesajı verme dışında çok bir anlam ifade etmiyor. Mahir Ünal'ın Meclis'e gireceği söyleniyor. Özlem Zengin'i görüyoruz listede. Lütfi Elvan var önemli. Milli Görüş geleneğinden gelen, AKP'nin tabanında karşılık bulabileceği bazı isimlerin alındığını görüyoruz. Kabinede değişiklikler olacağı izlenimi verdi. Kabine için en önemli tartışma, Berat Albayrak'ın bir biçimde orada olup olmayacağı. Cumhurbaşkanlığı'nda olabileceği gibi kulisler var, izleyeceğiz süreci."
Beklentinin kongre öncesinde çok yükseldiğini ifade eden Çavdar, şunları söyledi:
"Anlamsız bir şekilde beklentinin yükseltildiğini düşünüyorum. Öyle bir ihtimalde vardıysa son anda vazgeçilmiş olmalı, bu konuşmada gerçekten hiçbir şey yoktu. İki saate yakın bir konuşma olacak deniyordu. İki ihtimal olduğunu düşünüyorum. Konuşmadan kestiler diye düşündüm çünkü hakikaten bir şey yok bu konuşmada. Salona gelenlerde de büyük beklentiler vardı. Biliyoruz ki AKP'nin içinde de herkes son dönemdeki sarsıntılar konusunda hemfikir değil. Başta HDP'nin kapatılması davası, Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesi, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması sadece ülke için değil, AKP için de tedirgin edici bir şey."
Çavdar, Anayasa çalışması ile ilgili mesajları şu şekilde değerlendirdi:
"Yeni Anayasa'da da bir tuhaflık var. Kendi yaptıkları Anayasa'ydı. Asgari pragmatizmde bile elinizde birtakım kozlar olması lazım. AKP'nin muhalefetle oyunları kendisine de mevzi kaybettirmeye başladı. Anayasa tartışmasına Anayasa'nın kendisinden çok, yakınlarda bir seçime gidemez, ama bir güç konsolidasyonu yapmak zorunda. Halkın önüne bir şey koyup onaylatmak zorunda. Ben Anayasa çalışmasının seçim zamanını ötelemekten öte bir anlamı olduğunu düşünmüyorum."
"Tayyip Erdoğan'ın kariyerinde kadınları siyasete sokabilmenin çok önemi var. Kariyerini kadınlara borçlu dolayısıyla. İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanması o yüzden o kadar da tuhaf değil. İstanbul Sözleşmesi'nde yalnız kadınlara verdiği sözden değil, AKP'li kadınlara verdiği sözden de dönmüş oldu. Ailenin öne çıkarılması ise sadece muhafazakar bir politika değil, aslında dünyanın her yerinde iktidarların ürettiği bir neoliberal politika. Devlet sosyal adaletten çekilirken, bunu gerçekleştirmek için ideolojik argümana ihtiyaç var. Müthiş bir ikiyüzlülük var orada. AKP'li kadınlara 'reisleri' şunu söylüyor; "Partiye hizmet ettiğin sürece çok kıymetlisin ama kalan zamanlarda seni erkeklere emanet ediyorum." Bunun cevabını da AKP'li kadınlar verecektir sanıyorum.
Özlem Zengin'i biraz geriye alacaklar diye düşünüyorum. Son zamanlarda çok yıprandı. Berat Albayrak gelmediği için bence Selçuk Bayraktar da yoktu kongrede. Damatlardan biri var biri yok olmazdı. Sadık Albayrak'ın bir barış elçisi değil, bir AKP'li olarak orada olduğunu düşünüyorum. Albayrak tabii olabilir, kabineye de girebilir. Bu yalnızca biraz daha fazla bu konuda espri yapacağı anlamına gelir. Daha ötesinde bir anlamı olacağını zannetmiyorum."
Berat Albayrak'ın uzun süre partiye gelmeyeceğini düşündüğünü belirten Sert şunları söyledi:"
"Cevabı verilmeyen tek şey, Berat Albayrak'ın yeniden gelip gelmeyeceği. Ben uzun süre gelmeyeceği kanaatindeyim. Geri dönmesi için bazı şartlar gerekiyor. Tüm şartlar Berat Albayrak'ın aleyhine. Erdoğan'ın artık Albayrak'a çok fazla yer verdiği kanaatinde değilim. Yapılan açıklamaları da daha çok aile içi toparlama çalışmaları olarak görüyorum."
Kongrenin uzun bir grup toplantısı konuşması gibi olduğunu söyleyen Sert, şu ifadeleri kullandı
"AK Parti için bu sıradan bir kongreydi. Bunu her zaman toparlayabilir. Mesele pandemi döneminde buna cüret edebilmek ve devletin de buna müsaade ediyor olması. Sıra dışı olan, pandemiye rağmen AK Parti'nin bu kongreleri salonlarda yapması ve teşkilata mesaj vermesi. Kongredeki görüntünün tartışılacağını düşünüyorum. Birincisi kalabalık, ikincisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın herkesi ayağa davet ederek, ellerini kaldırtarak bir slogan tekrarlatması. Bu yadırgadığım bir şey. Erdoğan'ın konuşmasını uzun bir grup konuşması gibi düşünebiliriz. Sadece Anayasa ile ilgili, diğer partilere de çağrıda bulunması ve bunu da 2022'nin ilk dönemine bırakması bir erken seçim düşünmediğini göz önünde bulundurunca anlamlı cümleler."
"Tek dikkatimi çeken bölüm Anayasa bölümüydü. Bu açıkçası kasım 2020'den beri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın içinde olduğu bir arayış sürecinin bir parçası. Bir Anayasa yapılamayacağını muhtemelen şu an AK Parti dahil herkes biliyor."