Akşener: Bir tarafta kadına şiddeti, ölümü reva görenler var; diğer tarafta kadınların haklarını genişletmek isteyenler var!

Akşener: Bir tarafta kadına şiddeti, ölümü reva görenler var; diğer tarafta kadınların haklarını genişletmek isteyenler var!

T24 Haber Merkezi

İyi Parti Genel Başkanı Merak Akşener, kadına şiddetle mücadeleyi düzenleyen 6284 sayılı Kanun'un bazı maddelerinin kaldırılmasını şart koşan Yeniden Refah Partisi'nin ve HÜDA PAR'ın; AKP, MHP ve BBP'nin yer aldığı Cumhur İttifakı'na katılmasına ilişkin, "Bir tarafta seçim kazanmak uğruna kadına şiddeti, ölümü, tecavüzü reva görenler var; diğer tarafta kadınların, gençlerin, çocukların haklarını koruyup hukukunu iyileştirmek isteyenler var. Bir tarafta başkentin göbeğinde yaşanan alçak bir cinayete, Sinan Ateş'in katillerin göz yumanlar var, diğer tarafta Sinan Ateş'i unutturmayacak, katillerinden hesap soracak olanlar var" diye konuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, seçimlerle ilgili mesajlar verdi, iktidarı eleştirdi. Akşener, Altılı Masa'daki aday belirleme süreci ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ile ilgili sert söylemlerde bulunan İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu'nın istifasına ise değinmedi. 

Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı, daha sonra kaldırılan Hatay Defne Devlet Hastanesi'nin temeline ilişin, "Kelimelerin kifayetsiz kaldığı şuursuzluk... Bu iktidarın tüm işleri de aynı böyle sahte temel atma töreni gibi. Yüzleri bile kızarmıyor. Yalan söylemekten gocunmuyorlar" diye konuştu. 

Akşener, Erdoğan'ın İskenderun'da, "Burası CHP'li demedik, bunlar da vatandaşımız" sözleri hakkında da, "Şu edepsizliğe, nobranlığa bakın! Kendi gel, ağzından çıkanı kulağın duysun!" ifadesini kullandı. 

Akşener, "Artık hesap vakti geldi çattı Sayın Erdoğan. 14 Mayıs akşamı milletimiz gür sesini iliklerine kadar hissedeceksin" dedi.

"45 gün sonra milletimiz en doğru kararı verecek"

Akşener'in açıklamasından satır başları şöyle:

"Türk siyasetinde eşi benzeri görülmemiş bu ucube döneme son vermek için milletçe yapacağımız kritik bir seçim var. Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin koşulsuz teminatı. için hayati bir adım var. Ya millet iradesini yeniden hakim kılacağız ya da Saray'ın büyüyen gölgesinde kaybolup gideceğiz. Ya 85 milyonun refahı seçeceğiz ya da yandaşların rant düzenine yol vereceğiz. Ya güç hırsından yolunu kaybetmiş birinin ihtiraslarına teslim olacağız ya da millet olarak istibdadın karşısında yaşasın hürriyet diye haykıracağız. 45 gün sonra milletimiz en doğru kararı verecek. 

Bir tarafta seçim kazanmak uğruna kadına şiddeti, ölümü, tecavüzü reva görenler var; diğer tarafta kadınların, gençlerin, çocukların haklarını koruyup hukukunu iyileştirmek isteyenler var. Bir tarafta Atatürkümüze, cumhuriyet değerlerimize gıcık olanlar var, diğer tarafta 10 Kasım'da hüzünlenenler var. 

Bir tarafta her alanda ülkemizi krizler yumağına sokan beceriksizler var, diğer tarafta bilimin ışığında krizleri çözmeye talip olan liyakatli kadrolar var. 

Bir tarafta başkentin göbeğinde yaşanan alçak bir cinayete, Sinan Ateş'in katillerin göz yumanlar var, diğer tarafta Sinan Ateş'i unutturmayacak, katillerinden hesap soracak olanlar var. 

"İstifa etsinler öyle aday olsunlar; görelim çaplarını!"

Millet İttifakı'nı bakanlık dağıtmakla suçlayanlar, atanmış bakanlarını vekil yapma telaşındalar. Seçimi kaybedeceklerini fark edenler milletvekili olma peşindeler. Bu atanmış bakanlar, arkalarında devletin gücü ile seçime girip bir de buna adil ve dürüst bir seçim mi diyecekler? Seçim sürecinde devletin kaynaklarını diledikleri gibi kullanıp sonra da buna demokrasi mi diyecekler? Böyle bir ilkesizliği, ciddiyetsizliği kabul etmiyoruz. Madem tüm kabine üyeleri ani bir aydınlanma ile vekil adayı olmaya karar verdiler, o zaman hodri meydan, istifa etsinler öyle aday olsunlar; görelim çapları neymiş! Üzerlerindeki atanan gömleklerini, devletin zırhını çıkarsınlar öyle aday olsunlar. Ama yapamazlar, vazgeçemezler koltuklarından.  

Kayıp Bakan Nemo

Nereden mi biliyorum? Bir Nebati bakan vardı hatırlıyor musunuz? O ışıltılı gözleri gören var mı? Son zamanlarda çıkıp da alışılmış absürtlüğü ile açıklama yaptığını duyan var mı? Memlekette ekonomi perişan, esnaf kan ağlıyorken 'Kayıp Bakan Nemo'nun neden ortalıkta olmadığını bilen var mı? O koltuktan bir kalkarsa bir daha oturamayacağını biliyor da ondan. Erdoğan'ın açıklamaları olunca aniden ortalıkta beliriveriyor o da kamera önünde yer kapabilmek için. 

4,5 yıl oturdular; seçime 6 ay kala emeklileri, EYT'lileri, atanamayan öğretmenleri hatırladılar. Ey demokrasi sen nelere kadirsin!  Milletimizin senin ve beceriksiz arkadaşların için tuttuğu kabarık defter 14 Mayıs'ta açılacak. 

Asgari ücretin 8 bin 506 lira olduğu bir ülkede, 7 bin 500 lira emekli maaşı vermek, emeklilere hakarettir.

"AK Parti usulü temel atma töreni!"

Parlak ve cüretkâr arkadaşlarımız, boş araziye beton döküp hastane temeli atıyoruz diye Türkiye'ye yutturmaya çalıştılar. Boş araziye demir kafes koymuşlar, üstüne de mikserden beton döktüler. Saray medyasının köpürtebileceği kadar da servis ettiler. Alın size AK Parti usulü temel atma töreni! Kelimelerin kifayetsiz kaldığı şuursuzluk... Bu iktidarın tüm işleri de aynı böyle sahte temel atma töreni gibi. Yüzleri bile kızarmıyor. Yalan söylemekten gocunmuyorlar. 

Bir yılda tüm depremzedelere konutları teslim edeceğiz diyorlar. Madem 1 yıldır yapılıyordu, 21 yıldır neredeydiniz? 

"Psikolojik bir vaka"

Erdoğan, deprem bölgesine gidip 'burası cehapeli demedik, bunlar da vatandaşımız' dedi. Da eki çok önemli, o insanlara 'bu' diyorsunuz. Psikolojik bir vaka... Şu edepsizliğe, şu nobranlığa şu bilinç altına bir bakar mısınız? Şaka gibi ama gerçek. Bu sözleri depremzede vatandaşlara söyledi. Bu sözleri cumhurbaşkanı olarak söyledi, kendi gel. Ağzından çıkanı kulağın duysun. 45 günün kalmış olsa da, sen hâlâ bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyorsun.

"Türkiye, ne sana ne beceriksiz kabilene mecbur değil!"

Sen ülke yönetmiyorsun, sen ihale yönetiyorsun, sen rant yönetiyorsun, sen algı yönetmeye çalışıyorsun.

Türkiye Cumhuriyeti ne sana ne beceriksiz kabilene mecbur değildir! Bu yüzden engelleri yıka yıka biz geliyoruz! İftiraları, yalanları boza boza geliyoruz! Sen meydanlara çıkıp belediyeler nerede, deprem bölgelerine uğradılar mı diye iftira atarken biz Mansur ve Ekrem başkanla, Kahramanmaraşlı, Hataylı kardeşlerimizi ziyaret ediyoruz. Sen kendini kandırıyorsun, vatandaşlarımız onlara ,'yüzümüz sayenizde güldü' diyor. 

"Kapsamlı bir deprem raporu hazırlıyoruz"

AFAD'ı eleştirsek de yardımcı olmaya devam ediyoruz. Uyarmaya da devam ediyoruz. Bir ay önce buradan size deprem eylem planımızdan bahsetmiştim. Bir süredir Millet İttifakı'nı oluşturan diğer partilerle kapsamlı bir deprem raporu hazırlıyoruz. 15 Mayıs sabahı ilk işimiz somut adımları hayata geçirmek olacak. "