Bergama’daki altın madeninin işletmeci firması Eurogold’a karşı verilen mücadelenin yakın tanıklarından eski Bergama Belediyesi Başkanı Sefa Taşkın, o dönemde yaşananları anlatırken “Yılanın ağzındaki kuş gibi çığırıyorduk” diyerek devletin bazı mercilerinin de madenin işletilmesine devam edilmesi için karşılarında durduğunu söyledi. Taşkın, "O dönem algı yaratanlar kendilerine verilen görevi yerine getirdiler" diye konuştu.
Bergamalıların altın madeni karşıtı tutumuyla ilgili bilinçli bir algı yaratıldığını ve bu algı üretiminde dönemin bazı devlet yetkililerinin de yer aldığını belirten Taşkın, “Bergamalılar bu madenin işletilmesinin yasal olmadığını ispatladı. Mahkeme tarafından madenin kapatılması istendi ama ilginç bir şekilde o zamanki hükümetler ve sonraki hükümetler bu kararı uygulamadı” dedi.
Eurogold karşıtı mücadelenin yakın tanıklarından eski Bergama Belediyesi Başkanı Sefa Taşkın, Candan Yıldız'a anlattı.
“Ben tazminat davası açtım ve o dönem Başbakan Mesut Yılmaz bana tazminat ödedi ama yine de mahkeme kararını uygulamadı. İnsan Hakları Mahkemesi de mahkum etti yine tazminat ödediler ama kararı uygulamadılar” diyen Taşkın, “Bu öylesine bir kırıldı ki aynı şirket Yunanistan'da iş yaptığında Türkiye’deki kararı göstererek işletilmesine izin verilmedi. Madenleri sürekli açıp kapattılar ama bu arada başka şeyler oldu anlıyoruz ki devletin üst kademelerinde madenin işletilmesini isteyenler var. Devletin mercileri öyle bir karar alıyordu ki madeni yasallaştırma ve normalleştirme için çaba harcıyordu” ifadelerini kullandı.
Taşkın, suikaste kurban giden Necip Hablemitoğlu’nun ‘Alman Vakıfları’ isimli kitabının bu süreçte çıktığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Bizim izlediğimiz köylülerin direnişini ortadan kaldırmak için bir formül buldular. Bu formül de köylüleri sindirmek oldu. Burada değişik çevrelerin devreye girdiğini görüyoruz. Bu sırada Hablemitoğlu'nun kitabı çıktı. O kitabı bir haberle bütün dünyaya yaydılar. Metin Deliormanlı isimli gerçekte var olmayan, sahte bir profesörün ifadelerini gündeme getirdiler. Kitapta söz edilen belgeler de ortada yok. İkisini birleştirdiğimiz zaman tam bir kumpas olduğunu söyleyebiliriz. Bütün her yerde propaganda yapıldı o zamanki Eurogold şirketi bu kitaptan yüzlerce binlerce basıp dağıttı”
Necip Hablemitoğlu’nun kitabında yer alan iddialarla birlikte maden karşıtı hareketlerin ‘dış güçler’ tarafından desteklendiği tezinin ortaya çıktığını belirten Taşkın, şöyle konuştu:
“Böylesine böyle bir algı hala kullanılıyor. Bergama’daki madencilik olayı dünya global sermayesinin Türkiye’yi teslim alma projesidir bu kadar açık. Fransız devleti buradaydı. Alman sanayisi buradaydı. ABD bankası buradaydı. 650 küsür yerde altın arıyorlar. Nerede bu altınlar? Kim ayrıştırıyor? Nereye gidiyor? Bunları sorduğunuz zaman ticari sır diyorlar. Demek ki Türkiye’yi işgale gelen işgalci güçler, Türkiye’nin bundan kazanç sağlayacağına birilerini ikna ettiler. Bu yüksek çevreler ikna olunca da buna izin verdiler.”