Türkiye'nin ekonomik gidişatını yorumlayan İyi Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Ümit Özlale, İyi Parti'nin ekonomi politikalarını anlatarak "1 sene içinde enflasyonu yüzde 10'un altına düşürebiliriz, zor olan yoksullukla mücadele" diye konuştu.
İyi Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Ümit Özlale, T24 ekonomi yazarı Barış Soydan'ın konuğu oldu. Türkiye'nin ekonomik gidişatını ve durumunu değerlendiren Özlale, ülkede giderek tırmanan yoksulluğa dikkat çekerek İyi Parti'nin yoksullukla mücadele için geliştirdiği ekonomi politikalarını anlattı. Ayrıca Özlale, KONDA'nın anketine göre İyi Parti'nin yüzde 19'u bulan oy oranını yorumlayarak, "Birkaç ay içinde yüzde 20 bandını aşarız" değerlendirmesinde bulundu.
Özlale artan yoksulluğun altını çizdi. Ekonomik sorunlarla istikrarlı politikalar geliştirerek mücadele edebileceğini ifade eden Özlale, yoksullukla mücadelenin ise daha zor olduğunu söyledi. İyi Parti'nin ekonomi politikalarını da anlatan Özlale, "Üç sorun var. Birincisi yoksulluk. Türkiye yoksullaşıyor. Ve bu artıyor. Türkiye'de faizlerin düşmesi, kurların stabilize olması bir-bir buçuk sene içinde gerçekleşebilir. İyi çizilmiş bir makroekonomik çerçeve ile enflasyonu düşürmek için iyi bir beklenti yönetimi yaratırız. Fiyat istikrarını, Merkez Bankası para politikasında öncelik olarak belirler. 1 sene içinde biz enflasyonu yüzde 10'un altına düşürebiliriz. Bunda problem yok. Zor olan yoksullukla mücadele. Türkiye son 6-7 sene içinde hızla yoksullaşan bir ülke. Bununla mücadele etmek çok kolay değil. Baktığınız zaman en yoksul yüzde 20'de yaşayan gençlerimizin yarısını göz ardı ediyoruz. Bunun dip dalgası daha sonradan çok ağır olur. Bunu sanayi 4.0 ile birleştirdiğimiz zaman, sığınmacı krizi ile birleştirdiğimiz zaman bu gençlere fırsatları vermezsek bunun toplumsal problemiyle baş etmemiz çok daha zorlaşır. Türkiye'nin o yüzden en büyük problemi yoksulluk. Bunun için siyaset üstü bir akıl gerekiyor. Bu yoksulluk katılaşırsa daha sonra hiçbir siyasi parti bunun karşısında söylem geliştiremez" dedi.
Özlale, İyi Parti'nin çocuklarla ilgili geliştirdiği bir proje olan 'Rüzgar Gülü'nü tanıttı. Çocukların devlet okullarında dengeli beslenmesine dayanan projeyi, Özlale şöyle anlattı:
"2001 krizi ağır bir krizdi. Daha sonrasında iyi yazılmış bir istikrar programı sayesinde 2-3 sene içinde bir yüzde 10'un altını görmüştük. O zamanlar bağımsız bir Merkez Bankası vardı. Neden? AK Parti'den önce iyi yazılmış bir istikrar programı vardı. Biz yoksullukla ilgili çalışmalarımızın ilkini açıkladık. Adına 'Rüzgar Gülü' dedik. Kısaca okulda yemek programı. Kısaca anlatmak gerekirse, çocuklarımızın önemli kısmı devlet okullarında. TÜİK istatistiklerine göre bu çocuklarımızın 3'te 1'i aç. Yeterli beslenemiyor. Bu çocuk iyi beslenmezse kansızlık oluyor. Biz bodurluk yaşayan çocuklar görmeye başladık. Beyoğlu'un arka taraflarına gittiğiniz zaman korkunç şeylerle karşılaşıyorsunuz. Bu çocukların yeterli beslenememesinden dolayı sağlıkları bozuluyor. Okulda da başarılı olamıyorlar. Biz bütün bunlardan yola çıkarak çocuklarımıza fırsat eşitliğini en azından dengeli beslenmeyle verebiliriz. Kahvaltı ve öğle yemeklerini devlet okullarında okuyan çocuklara bedava sağlayalım dedik. Biz ailelere dolaylı yoldan nakit desteği de sağlıyoruz. Böylece 1.9 milyon kişiyi yoksulluktan da kurtarabiliyoruz. Çocuklarımız daha başarılı ve sağlıklı oluyorlar. Bugün yoksullukla mücadele etmezsek olumsuz sonuçlarını 10 sene sonra görürüz ve düzeltmek çok kolay olmaz."
"Genç işsizlikte iki unsur var. Bir mezunlar işsiz. İki alttan bir işsiz ordusu geliyor. Üniversitelerin yüzde 80'i çocukların işsizliğini 4 sene erteleyen kurumlar olmuş durumda. Bizim üniversiteleri revize etmemiz lazım. Bizim Teknoloji Kampüsleri dediğimiz bir projemiz var. Bizim üniversitelerin önemli bir kısmını mutlaka teknoloji kampüslerine çevirmemiz gerekiyor. Bu yapı kendi bölgesinde ön plana çıkabilecek sektörlerin hangi becerilere sahip elemanlara ihtiyacı olduğunu söyleyecek. Biz böylece aslında o bölgede iş ihtiyacını karşılayacak kurumları ortaya koyacağız. İkinci Şans dediğimiz bir proje var. İş bulamayan üniversite öğrencilerine tekrar iş dünyasının ihtiyacı olan bireyler haline getireceğiz. Özel sektörün istihdama katkısı sıfır. Son beş sene içinde istihdamın tamamı kamu. Bunun yarattığı mali katılık önümüzdeki dönemde başımızı ağrıtacak gibi görünüyor. İstihdam sağlayacaksak bunun özel sektör marifetiyle olması gerekiyor."
"Çok dipten gelen yapısal problemler var. İlk olarak kanserli hücreleri atmak gerekiyor. O da bu yönetim krizidir. Son 3-4 senede iyi giden hiçbir şey yok gibi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sorunlardan bazılarının kaynağı olduğunu görüyorsunuz. Bu yönetim sistemini değiştirmediğiniz sürece politikaların etkisi de sınırlı oluyor. O yüzden bir an önce parlamenter sistem üzerinde yoğunlaşmamız lazım. Cumhurbaşkanı'nın her gün atması gereken imza sayısı 3 binin üzerinde. Sizin buna yetişme imkanınız yok."
"Oylarımızın yüzde 19'lara yükselmesine şaşırmıyorum. Burada kalmayacağımızı da biliyorum. Birkaç ay içinde yüzde 20 bandını aşarız. Baktığımızda muhalefete bütün kanalların kapandığı bir dünyada biz halkla bire bir temas kurduk. Bunun da artısını görüyoruz."