Muhalefet partisi liderleri Erbakan anmasında buluştu: "Bizim mücadelemiz Ahmet gitsin, Mehmet gelsin mücadelesi değil"
Muhalefet liderleri, Milli Görüş hareketinin kurucu lideri ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın anma töreninde buluştu. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Bizim mücadelemiz Ahmet gitsin, Mehmet gelsin mücadelesi değil" dedi.
Karamollaoğlu, "Adaletin olmadığı yerde ne devletten, ne de insanca yaşamdan bahsedilir. Şimdi Ukrayna’da yeni bir savaş patlak verdi. Savaşın ilk kaybedenleri hep çocuklar olmuştur. Yeryüzündeki savaş ve çatışmalardan dolayı 82 milyon insan mülteci durumuna düştü. Son 10 yılda 2 milyondan fazla çocuk bu çatışmalarda hayatını kaybetti, 6 milyon çocuk sakat kaldı. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı bir ülkede insanca yaşamdan bahsedilebilir mi? 16 milyon insanın açlık, 50 milyon insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir ülkede insanca yaşamdan bahsetmek mümkün mü?" dedi.
"Şahıslarla değil zihniyetlerle uğraşırız"
Karamollaoğlu, "Bunun cevabı hayır. Erbakan Hocamızın mücadelesinin en önemli hedeflerinden birisi adil devlet ve insanca yaşam idi. Yaşanabilir bir Türkiye, adil bir dünya kast ettiği hedeflerdi. Biz de bugün onun çizdiği yolda yürüyoruz. Onun mücadelesini referans alıyoruz. Tıpkı Erbakan Hocamız gibi. Kaynakların bir avuç yandaşa aktarılmasına rıza gösteremiyoruz. Tıpkı Erbakan gibi Türkiye’nin varlıklarının elden çıkarılmasına karşı çıkarıyoruz. Erbakan hocamızın anma vesilesiyle bir araya geldik. Bizler çatışma için diyalog için bir aradayız, kutuplaşma için değil kucaklaşma için bir aradayız. Biz siyaseti makam, mevki için şan, şöhret için yapmıyoruz, yapmayız. Bizim mücadelemiz Ahmet gitsin, Mehmet gelsin mücadelesi değildir. Şahıslarla değil zihniyetlerle uğraşırız. İlke ve prensiplere bağlı kalırız. Tıpkı Erbakan gibi bedel öderiz, millete asla bedel ödetmeyiz" diye konuştu.
DP Genel Başkanı Uysal, “Milli Görüş’ün lideri merhum Erbakan’ın bahsini ettiği gibi, ‘İçinizde hak ve adalet sevgisi olmadıkça nasıl bir hukuki, iktisadi, toplumsal düzenleme yaparsanız yapın, adaleti tesis etmeniz mümkün değildir.’ Bugün kendisinin mirasını işine geldi mi sahiplenen, işine gelmedi mi o mirasa arkasını dönen bir siyasi zihniyetin unuttuğu uzlaşı kültürünü de Erbakan’la beraber hayatının Demirel, Özal’la da birlikte anmak gerekir.” ifadesini kullandı.
HDP milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, “Erbakan Hocamızın aslında çıkış noktası bir uyanış hareketinin başlangıcıydı. O dönemi hatırlayalım, küresel sistem çift kutuplu olarak yayılmacılığını sürdürüyor, ülkemizde de maalesef yansıması vardı. Böyle bir dönemde adeta üçüncü yol diyebileceğimiz, üçüncü çizgi diyebileceğimiz bir çizgi ortaya koydu” dedi.
DEVA Partisi Genel Sekreteri Medeni Yılmaz, “Geçmiş, doğruları ve yanlışları ile içinden geçtiğimiz ortak geçmişimizdir. Geçmişi değiştiremeyiz. Hiçbirimiz geçmiş üzerinden uzlaşmak zorunda da değiliz. Ama yarınlar elimizde. Yarınları, hepimizin ortak yarını yapabiliriz” değerlendirmesini yaptı.
"Erbakan Hocamızı anan her kişi ertesi sabah uyandığında bir daha bu aziz ülkede asla 28 Şubatlar yaşanmayacak diyerek uyanır"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Biz hiçbir olayda tesadüfe inanmayanlarındayız. Erbakan Hocamızı anan her kişi ertesi sabah uyandığında bir daha bu aziz ülkede asla 28 Şubatlar yaşanmayacak diyerek uyanır. Asla bir daha başörtü yasağı olmayacak, din ve vicdan özgürlüğü kısıtlanmayacak diye söz veririz her 27 Şubat’ta." düşüncesini dile getirdi.
Davutoğlu şunları söyledi:
“Hocamızın mirası yaşadıkça bize de şunu demek düşer; sahip olduğunuz bugünkü güçle aldanmayın, vefat ettikten sonra bütün insanlar, siyasi akımlar arkanızdan hayırla konuşacaksa gerçek nimet, gerçek miras odur. Gerisi aldatmacadır. Kimse Erbakan’ı kararlı yürüyüşünden durduramadı, hiç kimse de onu uzlaşmaz birisi olarak görmedi. Hem mücadele etti, mücadele ettiklerine de sabırla yaklaştı.
Yarınki parlamenter sistem buluşmasının 28 Şubat’a denk gelmesi üzerine yapılan spekülasyonlarla ilgili şunu dile getirmek isterim, çok basit bir gerekçesi vardı, pazartesi günü olmasını istiyorduk, en uygun tarih oydu. 28 Şubat tarihi Türkiye’de parlamenter demokrasiye darbe vurulan en vahim tarihtir. Parlamenter demokrasiye darbe vurulan en vahim tarihtir, parlamenter demokrasiye darbe vurulan o tarihin gününde biz tekrar TBMM’yi siyasetin merkezi yapmaya geleceğiz"
Kılıçdaroğlu, “Bugün düzenlenen toplantı kutuplaşmayı ve çatışmayı hızla azaltmayı başardığımız sürecin nişanesi olarak tarihteki yerini alacaktır. 5 yıl önce başlattığımız diyalogun uzlaştığı noktadan hepimiz gurur duymalıyız. Diyalogun başlangıcında bana ve sayın Karamollaoğlu’na tepki gösterenlerin bugün ortaya çıkan tablodan mutluluk duyduklarını görüyorum ve biliyorum.Bu güzel ülkede oylarıyla bizi iktidara getiren vatandaşlarımızın değil bütün hakkını, hukukunu koruyan bir iktidarı Allah’ın izniyle kuracağız. ” diye konuştu.