Uzun yıllar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Rusya Federasyonu'nda gazetecilik yapan Hakan Aksay, birinci aynı dolduran Rusya- Ukrayna savaşıyla birlikte iki ülkeden de Türkiye'ye çok sayıda insanın geldiğine dikkat çekti. 1917'de Bolşeviklerden kaçanların Osmanlı'ya göç ettiğine dikkat çeken Aksay, mevcut durumun kendisine bu göçü andırdığını ifade etti.
Özellikle İstanbul'da Rus ve Ukrayna diasporasının oluşmaya başladığını ve Rus oligarkların potansiyel olarak Türkiye ekonomisine sağlayacaklarının Ankara'nın dikkatinden kaçmadığının altını çizen Aksay, bu durumun siyasal atmosferi ve seçimleri de etkileyebileceğine dikkat çekti.
Aksay, T24 ekranlarında Türkiye'de yeni oluşan Ukrayna ve Rus diasporalarını, Rusya- Ukrayna-Batı üçgeninde Türkiye'nin dış politika hamlelerini, Batı'nın tavrını, Rusya'nın, Ukrayna savaşındaki durumunu ve Rusya istihbaratının Putin'e darbe yapacağı iddialarını T24 Dış Politika Editörü Metin Kaan Kurtuluş'a Dış Politika ile İçli Dışlı'da yorumladı.
Birinci ayını dolduran Rusya-Ukrayna savaşının etkilerinin Türkiye'de her alanda hissedildiğini ifade eden gazeteci Hakan Aksay, Rusya'dan Türkiye'ye bir Ukrayna ve Rusya'dan göç olduğunu söyledi. Özellikle İstanbul'da farklı bir nüfus olduğuna dikkat çekerek "Yeni bir azınlık ortaya çıkıyor. Ukraynalılar özellikle Batı'ya doğru gidiyor ama Ruslarla ilgili durum biraz farklı. Neredeyse yüzyıl sonra 1917 Ekim Devrimi'nden sonra Türkiye'ye yeni bir beyaz Rus göçü var" dedi.
Şu anda Batı'nın Rusya yaptırımları ile ilgili Türkiye'yi çok fazla sıkıştırmadığını belirten Aksay, bunun "Ruslar açısından bir avantaj olabileceğini" dile getirdi. Yaşanan ekonomik kriz şartlarında böyle bir sermaye akınına Türkiye'nin, "dünden razı olduğunu" ifade eden Aksay, Rus göçünün "Türkiye ekonomisine katkısı olabileceği ihtimaline Ankara'nın da ilgi gösterdiğini" söyledi.
Bu göçün etkilerinin sadece ekonomik anlamda değil Türkiye'nin siyasi gelişmeleri ve seçimlerdeki dengeleri bile etkileyebileceğine de dikkat çekerek "Rus oligarklar ne kadar bu yaraya merhem olur acaba?" diye sordu.
Kremlin'in bir yüzünün sert ve esnek olmayan; diğerinin ise uzlaşmaya yakın olduğunu söyleyen Aksay, S-400 tartışmasında Türkiye'nin zor bir denklem içerisinde olduğuna dikkat çekti.
"Kremlin size verdiği bir taviz karşılığında sizden iki, üç taviz koparmaya çalışır. Böyle bir tavizler silsilesinde terazinin bir tarafında S-400 de olabilir. Bu olmayacak bir şey değil" diyen Aksay, S-400 tartışmasına ilişkin olarak şunları söyledi:
"Türkiye kendisi için bir tür aracılık rolüne de soyundu. Türkiye'nin ilerlediği iyi bir hat bu aslında ama son yıllarda o kadar çok çelişkili adım attı. Her tarafı kızdıracak adımlarda attı. Dolayısıyla bu denklemden sakin, soğuk kanlı, son derece rasyonel adımlarla Türkiye'nin çıkması ihtimali nedir dersen; bu zayıftır derim. Ne tür tavizler verebilir, Batı'yla ilişkileri toparlamaya çalışırken Ukrayna ve Rusya denkleminde nasıl adımlar atılabilir bunun yelpazesinin sandığımızdan daha geniş olduğunu, ekonomik konuların, oligarkların, Batı'yla aradaki sorunların ve elbette S-400 meselesinin de bu işin içinde olduğunu düşünüyorum.
Zor bir denklem çok ciddi bir akıl, deneyim, dışişleri bilgisi, diplomatik birikim gerektiriyor. Burada tarafların elindeki güçleri, güçsüzlükleri, artıları, eksileri somut olarak objektif olarak görmekte yarar var."