T24 - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, cari açığın kredi büyümesinden kaynaklandığını, bu aşırı kredi büyümesini kademeli olarak yavaşlatmayı başardıklarını söyledi. Başçı, Türkiye'ye ''inanılmaz finansman geleceğini'', Avrupa'daki problemlere rağmen çok rahat bir şekilde finansman sağlanmaya devam edeceğini belirtti. Erdem Başçı, Bursa'da ''Para Politikaları'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, ne zaman dolar yükselse, 1,90 lirayı geçse hemen herkesin ''olmadı bu iş gidecek, dolar 2 lira mı 3 lira mı olur?'' şeklinde düşündüğünü söyledi. Sepeti yavaş yavaş öğretmeye başladıklarını, şimdi herkesin sepet cinsinden konuştuğunu ifade eden Başçı, şöyle konuştu: ''(Dolarla avronun ortalamasını alın, ona bakın) diyoruz. 'Sepet' diyor mesela, '2,30-2,40 olur, bu sayede cari denge düzelir' diyor. Şimdi bunu söylüyor, bunu söylerken de dolar 1,91'e çıkmış ve vatandaş da soru işaretleri var, pek çok döviz borçlusu var. Türk vatandaşı da spekülasyon yapabiliyor zaman zaman. Türk vatandaşı da diyebiliyor ki; 'Bu böyle giderse ben döviz alayım'. Öbürü diyor 'Benim döviz borcum var, döviz alayım, borcumu kapatayım' diyebiliyor. Dolayısıyla sadece yurt dışına bakmayın, onlardan da elbette Türk Lirası'nın zayıflamasını isteyen pek çok kişi, kuruluş var. Onları bir tarafa bırakalım, bizim kendi vatandaşımızı ikna etmemiz lazım. Teşhisiniz yanlış. Cari açık kredi büyümesinden kaynaklanıyor ve biz bu aşırı kredi büyümesini yavaşlatmayı başardık kademeli olarak ve inanılmaz finansman gelecek Türkiye'ye ve çok rahat bir şekilde bu finansman sağlanmaya devam edecek, Avrupa'daki problemlere rağmen. Avrupa bankaları zor durumda kalsa bile dünyada başka bankalar var, fon kaynakları orada olduğu sürece, Türkiye'ye finansman gelmeye devam edecek. O yüzden de TL değer kazanmaya devam edecek.'' Merkez Bankasının bu yıl, TL'nin değer kazanmasına izin vereceğini belirten Başçı, çünkü enflasyonun şu anda dış dengeye, cari açığa göre daha öncelikli bir problem alanı olduğunu ifade etti. 'İhracat reeskont kredileri kanalıyla desteklenecek' Enflasyonun çift haneli rakama çıktığını, arzularının enflasyonun en kısa zamanda önce tek haneli rakamlara inmesi ve yıl sonunda da yüzde 5'lik hedefe yaklaşması olduğunu kaydeden Başçı, ''Herkes görsün fiyat istikrarını sağlamak Merkez Bankasının temel önceliğidir ve gerektiği zaman bunu hemen yapar. Burada hiçbir problem olmaz'' dedi. 2012 yılının Merkez Bankasının ihracatçıları ağırlıklı olarak Eximbank üzerinden kullandırılan ihracat reeskont kredileri kanalıyla destekleyeceği bir yıl olacağını, döviz kurları kanalıyla destekleyeceği bir yıl olmayacağını kaydeden Başçı, 2012 yılının TL'nin kademeli şekilde değer kazandığı bir yıl olacağını da söyledi. Bunun kendiliğinden olacağını, ancak kendiliğinden olmaması halinde Merkez Bankasının bunu kademeli bir şekilde yapacağını ifade eden Başçı, bankanın elinde bunu yapmak için yeterli aracının olduğunu vurguladı. Tek araçlı merkez bankalarıyla çok araçlı merkez bankalarının karşılaştırılması halinde, sadece tek bir kısa vadeli politika faizi olan ve bunu ayda bir kez değiştiren merkez bankalarının şu anda çok ciddi bir satış dalgası altında paralarının değer kaybettiğinin görüleceğini anlatan Başçı, Doğu Avrupa ülkelerinden birkaçının parasının şu anda inanılmaz bir değer kaybına maruz kaldığını ve yaptıkları hiçbir şey olmadığını söyledi. 'Bir numaralı Merkez Bankası TCMB olabilir' Türkiye'de ise durumun böyle olmadığına dikkati çeken Başçı, şunları kaydetti: ''Türkiye'de bizim o kadar çok araç var ki şu anda büyük ihtimalle dünyada araç zenginliği açısından bir numaralı Merkez Bankası Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) olabilir. Bir numara. peki bu araçları nasıl kullanacak, tecrübesi var mı? İnanılmaz tecrübesi var. O kadar çok kriz tecrübesi yaşadık ki biz 'döviz kurlarındaki kan kaybı nasıl durdurulur, gerek yerleşiklerin, gerek yurt dışındakilerin spekülasyonu nasıl kesilir, defansif araçlar nasıl kullanılır, daha sonra ofansa nasıl geçilir?' Bunların hepsini daha önce defalarca yaşadık. En son örneği 2006 yılındadır. Hatırlarsınız nasıl TL'de kan kaybını hızlı bir şekilde önledik? Şu anda onu daha etkin ve az maliyetle yapabilecek durumdayız. Çünkü hem araçlarımız daha fazla 2006 yılına göre hem de tecrübemiz daha fazla. Dünyayı okuyuşumuz da daha iyi o zamana göre. O zaman Türkiye'ye özgü ufak bir problemdi, şu anda dünyanın ciddi bir problemi var ve bunun farkındayız.'' 'Yumuşak iniş yapıyoruz' Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''Yumuşak iniş yapıyoruz. Belki biraz fazla yumuşak, o kadar yumuşak ki kimse hissetmiyor inişi. Gayet yumuşak bir şekilde talep krediler, herhangi bir soruna yol açmadan makul bir şekilde yavaşlıyor'' dedi. Cari açığın finansal tarafının bulunduğuna işaret eden Başçı, ''Burada da biz özellikle iyileşme görmek istedik çünkü, aşırı ucuz, bol para çok kısa vadeli ve yabancı para cinsinden. Biz dedik ki 'Bunlar borç ve yabancı para cinsinden kısa vadeli olmasın, mümkün olduğu kadar uzun vadeli olsun ve doğrudan yabancı yatırım olsun'. Şimdi yavaş yavaş doğrudan yatırımlar artıyor, uzun vadeli finansman artıyor. Daha da artacak. O yüzden biz burada cari açık finansmanı diye bir sorun görmüyoruz. O sorun geride kaldı. Cari açık finansmanının şun anda hem kalitesi arttı hem de mevcut herhangi bir sıkıntı orada yok. Aşırı hızlı artış eğilimi de kredilerin ve dış borçlanmanın yavaşladı'' diye konuştu. Reel sektörün durumuna da değinen Başçı, ''reel sektör mükemmel gidiyor'' dedi. En hızlı istihdam artışı olan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirten Başçı, İrlanda, İspanya, ABD, Portekiz, Yunanistan, Japonya, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde istihdam düşüşü görüldüğünü anlattı. Başçı, yatırımlar iyi gittiği için sermaye stokunun artmaya devam ettiğini, Türkiye'de işgücüne katılım oranının yüzde 46'lardan yüzde 50'lere çıktığını söyledi. 'Enflasyon döviz kurlarından, TL'nin zayıflamasından geldi' Yabancı basında ''Türkiye'nin çok hızlı büyümesinden dolayı ekonomisinin aşırı ısındığı ve enflasyonunun yükseleceği'' yönünde yorumlar yapıldığını hatırlatan Başçı, şöyle konuştu:
''Halbuki biz diyoruz ki 'hayır, Türkiye'de arz ve talep dengeli bir şekilde artıyor. Buradan gelen enflasyonist bir baskı yoktur. Türkiye'de aşırı hızlı borçlanma problemi vardır ve bizim aldığımız tedbirler burada işe yaramıştır'. Enflasyon nereden geldi o zaman diyorlar? Enflasyon döviz kurlarından geldi, TL'nin zayıflamasından geldi. Onun ilk yarısı biz yaptık, Ağustos'a kadar olan kısmını biz yaptık, isteyerek bilerek Ağustos'tan sonrasını da biz istemedik Avrupa borç krizi yol açtı, biz onu yumuşatmaya çalıştık. Sonuçta oradan istenmeyen bir enflasyonist etki geldi. Dolayısıyla biz hedefe daha yakın olacağımızı zannediyorduk ama Avrupa borç krizinden dolayı hedefin üzerinde olduk. Yarısına yakını kur hareketlerinden gelmektedir. Hizmet enflasyonunda temel enflasyon göstergelerinde onun dışında hiçbir sıkıntı görünmüyor. Aşırı ısınma halen yok. Bilakis iç talep talep oldukça yavaşlıyor, şu an itibariyle bütün göstergeler iç talepte ılımlı bir yavaşlama olduğunu gösteriyor.''
'Enflasyon hedefi yüzde 5'
Başçı, Çin Merkez Bankası Başkanı'nın ''Biz yumuşak iniş yapıyoruz, belki biraz fazla yumuşak'' dediğini hatırlatarak, ''Türkiye'nin durumu da biraz ona benziyor. Yumuşak iniş yapıyoruz. Belki biraz fazla yumuşak, o kadar yumuşak ki kimse hissetmiyor inişi. Gayet yumuşak bir şekilde talep krediler, herhangi bir soruna yol açmadan makul bir şekilde yavaşlıyor'' dedi.
Türkiye'nin ortalama enflasyonunun, gelişmekte olan ülkeler ortalamasına yaklaştığını, zaman zaman altına bile düştüğünü belirten Başçı, sadece geçen sene kur etkisinden dolayı geçici bir sapma olduğunu belirtti.
Başçı, enflasyondaki sapmanın geçici olduğunu, genel trendde bir sıkıntı bulunmadığını, ancak beklentilerde hafif bir bozulma olduğunu belirterek, beklentilerdeki bozulmanın önem taşıdığını, en kısa zamanda bunun yönünü değiştirip, tekrar 5'e gelmesini sağlamak durumunda olduklarını, bu nedenle şu anda sıkı para politikası izlediklerini bildirdi.
''2012 yıl sonu enflasyon hedefimiz yüzde 5. Yüzde 5'in bir miktar üzerinde tamamlayabileceğimizi şu anda düşünüyoruz'' diyen Başçı, bu ay içerisinde yayınlayacakları raporda bu konuya ilişkin daha geniş bilgi vereceklerini söyledi. 'Finansmanın sürüklediği bir cari açık veriyoruz' Enerji hariç cari işlemler dengesinin daha makul seviyelerde bulunduğunu, ancak enerjinin katkısının çok fazla olduğunu, petrol fiyatlarının bir anlamda zorladığını vurgulayan Merkez Bankası Başkanı, şöyle konuştu: ''Finansal kontrolde hiçbir sıkıntı olmadığı için buradan döviz kurlarına bir baskı gelmez. O konuda kimse endişe etmesin. Burada finansmanın sürüklediği bir cari açık veriyoruz. Bol finansmanın, ucuz finansmanın sürüklediği bir cari açık veriyoruz halen. Buradan döviz kurlarına bir baskı, düzeltme baskısı gelmez. Bunu bir kenara kaydedin. Avrupa bankalarında ciddi problem olsa bile başka bankalar yine o krediyi Türkiye'ye verirler, çünkü sıfıra yakın faizlerle bol ve ucuz finansman hala dünyada var. Sağlam bir ülke bulduklarında gelirler. Türkiye sağlam bir ülke o yüzden hiçbir sıkıntı yok.'' Başçı, tüketici kredilerinin yüzde 10'lu seviyelere kadar gerilediğine de değinerek, ''Son derece makul. Biz diyoruz ki yüzde 10'lu seviyelerde 2012'de büyürse hiçbir problem yok. Hepimiz rahat ederiz. Ne dış denge ne enflasyon ne de büyüme açısından bir sorun var'' dedi. Merkez Bankasının, hükümet, BDDK ile birlikte kredi büyüme hedefine ulaştığını ifade eden Başçı, bu sene de enflasyon hedefine ulaşacaklarını kaydetti.