Cari açıkla nasıl mücadele edilecek?

Cari açıkla nasıl mücadele edilecek?

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yatırımcının önünü açacak ve cari açıkla mücadelede ülkenin elini güçlendirecek üç düzenlemeyi hayata geçireceklerini açıkladı. Bakan Şimşek, bu düzenlemelerle Ar-Ge yapmanın, vergisel destek ile teşviklerden yararlanmanın ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik tesisi kurmanın kolaylaşacağını ifade etti.

Finans Gündem sitesinin haberine göre, Türkiye'nin en sorunlu alanı olarak gösterilen ve sık sık temel kırılganlık unsuru olarak önüne konulan cari açıkla mücadele için Maliye Bakanlığı, somut adımları hayata geçiriyor. Bakanlığın hazırladığı düzenlemelerle, ülkenin üretim yapısında katma değeri yüksek ürünlerin payının çoğalması, enerji ithalatının azaltılması ve yatırımcıların önünün daha da açılması hedefleniyor.

Mehmet Şimşek, her platformda önlerine konulan cari açık sorunu için yatırımcının önündeki önemli 3 engeli kaldıracak düzenlemeleri yakında hayata geçireceklerini söyledi.

Bakan Şimşek, bu düzenlemelerle Ar-Ge yapmanın, vergisel destek ile teşviklerden yararlanmanın ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik tesisi kurmanın kolaylaşacağını belirterek, "Bu sayede üretim yapımızda katma değeri yüksek ürünlerin payı çoğalacak, enerji ithalatımız azalacak ve yatırımcılarımızın önü daha da açılacak" dedi.

 

'Ar-Ge personeli istihdam zorunluluğunu 30'a indiriyoruz'

 

Söz konusu düzenlemeler hakkında bilgi veren Şimşek, bunlardan ilkinin Ar-Ge'ye yönelik olduğunu söyledi. Rekabet gücünün artırılması için daha verimli, Ar-Ge tabanlı ve yenilikçi üretim yapısına geçişin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu kapsamda, Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile desteklenmesi uygun görülen Ar-Ge merkezleri için '50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli' istihdam etme şartı getirilmiştir. Böylece, ülkemizde faaliyet gösteren özel sektörün Ar-Ge alt yapısı oluşturulmuş, çok sayıda Ar-Ge personeli çalıştıran ve ülkemizin GSYH'deki Ar-Ge payına katkıda bulunan büyük işletmelerin bu çalışmalarını daha da geliştirmeleri ve kendi teknolojilerini üretmelerine imkan sağlanmıştır. Ancak ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması için Ar-Ge faaliyetlerine daha da ivme kazandırmak gerekmektedir. Yapacağımız düzenleme ile Ar-Ge merkezlerine yönelik '50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdamı' koşulunu sektörel ihtiyaca göre 30'a kadar indirme ve sektörler itibarıyla farklılaştırma yapma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilecek. Bu sayede daha fazla Ar-Ge merkezinin kurulması teşvik edilmiş olacak. Böylece bulunduğu sektör itibarıyla 50 Ar-Ge personeli çalıştırması gerekmeyen, bu işi 30 personelle de yürütebilecek olan merkezler de söz konusu desteklerden faydalanabilecek."

 

'Türkiye'nin Ar-Ge üssü haline gelmesi hedefleniyor'

 

Şimşek, söz konusu düzenleme ile ayrıca, daha fazla yerli yatırımcının Ar-Ge merkezi kurması ile yabancı yatırımcıların Ar-Ge merkezlerini Türkiye'ye taşımaları sağlanarak, ülkenin bölgede Ar-Ge üssü haline gelmesine katkı sağlanacağına dikkati çekti.

Öte yandan, gizlilik ve bilgi paylaşımı gibi çeşitli nedenlerle temel ve klinik araştırmaların kalifiye çekirdek bir Ar-Ge personeli ile yürütüldüğü ilaç sektörü gibi özellikli olan ve bu bağlamda 50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli şartını sağlaması zor olan birçok sektörün de ülkede Ar-Ge merkezi kurmasının da teşvik edilmiş olacağını belirten Şimşek, "Böylece katma değeri yüksek, ileri teknoloji gerektiren ve ithalat bağımlılığı yüksek olan bilgi ve teknoloji yoğun ürünlere yönelik Ar-Ge ve üretim faaliyetlerinin Türkiye'de yoğunlaşması neticesinde, dış ticaret açığının azaltılması ile cari açıkla mücadeleye de olumlu katkı sağlanmış olacak" diye konuştu.

 

Vergisel destek ve teşvik

 

Diğer bir düzenlemeyle de yatırımcıların vergisel destek ve teşviklerden yararlanması hususunda sıkıntı yaşadıkları önemli bir konuya çözüm getirdiklerini belirten Şimşek, bu sayede iş adamlarının önünün daha da açılacağını ifade etti. Şimşek, söz konusu düzenlemeye ilişkin de şu bilgileri verdi:

"Şu anki mevzuatımıza göre, sahte veya muhteviyatı yanıltıcı belge kullananların, fiilin işlendiği tarihten itibaren 6 yıl süreyle hiçbir surette vergi teşvik ve desteklerinden yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca söz konusu kişilerin yatırım teşvik belgelerinin iptal edileceği ve sağlanan desteklerin geri alınacağına ilişkin de bir düzenleme bulunmaktadır. Bu hükümler elbette gereklidir ancak bazı durumlarda çok fazla miktarda belge alıp veren bir işletme, bilmeyerek dahi olsa çok küçük miktarda kayıtlarına yansıyan yanıltıcı bir belgeden dolayı, çok büyük bir yatırım yapacak da olsa teşvik sisteminden 6 yıl boyunca yararlanamıyor. İşte yapılacak düzenlemeyle bu tür küçük aksaklıklar nedeniyle büyük yatırımların yapılmasının önündeki engeller ortadan kaldırılacak. Yatırımcı açısından öngörülebilirlik sağlanmış olacak ve ülkemizde daha fazla yatırım yapılması teşvik edilmiş olacak."

 

'Yerli kaynağımız artacak ve enerji ithalatımız azalacak'

 

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, cari açıkla mücadele kapsamında ele aldıkları diğer bir alanın da cari açığa en çok neden olan enerji olduğunu bildirdi. Enerji ithalatının, ülkenin önemli sorunlarından biri olduğunu ve bu konuda gerek yenilenebilir enerji gerekse de nükleer enerji alanlarında önemli adımların atıldığını anımsatan Şimşek, Maliye Bakanlığı olarak bunlara ilaveten bir düzenlemeyi daha hayata geçirmek üzere olduklarını açıkladı.

Şimşek, geçtiğimiz ay yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelikle bazı tesislerin lisans alma yükümlülüğünden muaf tutulduğunu söyledi. Şimşek, yapılacak yeni düzenlemenin ise şunları içereceğini kaydetti:

"Bu kapsamda, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ile Hazine'nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik tesisi kurmak amacıyla irtifak hakkı (20-30 yıl kiralama hakkı) tesisi veya kullanma izni verilmesi işlemlerine ilişkin olarak bir tebliğ hazırladık. Bu sayede yatırımcılar tarafından ön izin dönemi içerisinde yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinden kurulu gücü 500 kilovata kadar olanlar için 20 yıla kadar, kurulu gücü 500 kilovat ile 1 megavat arasında olanlar için ise 30 yıla kadar kullanma izni verilecek veya irtifak hakkı tesis edilecek. Böylelikle yerli kaynağımız artacak ve enerji ithalatımız azalacak. Bu da cari açığın azaltılmasına direkt etki yapacak."