T24- Susurluk davasından 4 yıl hapis cezası alan eski Özel Harekât polisi Ayhan Çarkın'a "terörle mücadele" adı altında birçok cinayet işlediklerini itiraf ettiği söyleşi ardından soruşturma açıldı. Çarkın, savcıya Behçet Cantürk, DEP’li vekillerin avukatı Medet Serhat, işadamı Savaş Buldan, MİT’çi Tarık Ümit, Dev-Sol’un muhalif liderleri Bedri Yağan, Sinan Kukul, kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetleri konusunda bilgiler vereceğini ifade etti.
Enis Tayman'ın Radikal'de yayımlanan (24 Mart 2011) haberi şöyle:
Radikal gazetesine yeni açıklamalarda bulunan eski Özel Harekât polisi Ayhan Çarkın, 1988’den itibaren işlenen faili meçhul cinayetler ve kamuoyunda yargısız infaz olarak bilinen öldürme olayları hakkında savcılıkta ifade vereceğini söyledi. Çarkın savcıya Behçet Cantürk, DEP’li vekillerin avukatı Medet Serhat, işadamı Savaş Buldan, MİT’çi Tarık Ümit, Dev-Sol’un muhalif liderleri Bedri Yağan, Sinan Kukul, kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetleri konusunda bilgiler vereceğini ifade etti.
‘İlk kez rahat uyudum’
Radikal’e yaptığı ve önceki gün gazetemizde yayımlanan açıklamaları sonrasında 19 yıldır ilk kez huzurlu bir uyku çektiğini söyleyen Çarkın, “Eskiden kafam rahattı. Şimdi içim de rahat” diye konuştu. Radikal’e yeni açıklamalarda bulunan Çarkın, bazı sorularımıza “Bunu savcılara saklıyorum. Şimdi konuşursam gerçek suçlular kaçar” diyerek cevap vermedi.
Çarkın’ın yeni açıklamaları şöyle: “Başta Mehmet Ağar olmak üzere tüm ekibi önce polisleri öldürttü. Muhsin Bodur adlı polisin Mecidiyeköy’de öldürülmesinden sonra 1993’e kadar 100’den fazla polisin öldürülmesine göz yumdu bu yöneticiler. Cinayetleri hep Dev-Sol’a yüklediler. Hanefi Avcı çözecek bu işi.”
Yargısız infazlar
Sinan Kukul ve Bedri Yağan ile yanındakilerin öldürülmesi olayları yargısız infazdır. Bedri Yağan’ın öldürüldüğü evden iki bebek çıkardım. Ben kurtardım onları. Tuzla’da TİKKO’cuların öldürülmesi yargısız infazdır. 12 Temmuz operasyonunda çatıştım. Bahçelievler’de 3.5 saat uğraştık. Onlar gerçek devrimciydi. Vuruştuk; asaletleriyle öldüler.
‘Gazi’yi Şevki Kul’a sorun’
Gazi olaylarında dahlim yoktur. Şefik Kul’u bulun. Siyasi Şube’de operasyon müdürüydü 1990’larda.
‘Susurluk kazası’
Ben duyunca Ankara’dan geldim. Çatlı’yı gördüm. Birisi onu vura vura öldürmüş eminim. Mercedes olaydan bir süre önce İstanbul Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde tamirdeydi. O arabayla oynandı. Tamirde bir şeyler oldu o arabaya.
İnfaz edilen polisler
Fadıl Şişman adlı arkadaşım da bizimle birlikte cezaevine girecekti. Esenyurt’ta 7.65 mermiyle öldürüldü. Ahmet Sakarya için beyin kanseri dediler. Bu arkadaşlarımız pek çok önemli cinayet işledi. Çok biliyorlardı yani. Sami Hoştan ve Veli Küçük ayrıca meslektaşım Oğuz Yorulmaz’ın öldürülmesi olayı nedeniyle de sorgulanmalı. O benden daha fazla şey biliyordu.
‘Ben vurdum’
Bahçelievler operasyonunda İbrahim Yalçın Arıkan evden fırladı ben de ona ateş ettim. Ama orada 20 kişilik operasyon timi vardı. Nasıl olduysa bu çocuğu ellerinden kaçırıverdiler. Çocuk da sokakta benimle karşılaştı. Uyanık davranmasam o can havliyle beni vuracaktı.
Bazı polisler ödüllendirildi
O dönem bazı polisler erken emekli edildi. Kim varsa hepsi alınmalı, sorgulanmalı… Siyasi Şube’deydiler, ödüllendirildiler. Mal varlıklarına bakılsın. Kim servet sahibi?
‘Ayhan Özkan öldürdü’
PERPA baskınında o kızı (Selma Çıtlak) Ayhan Özkan vurdu. Tamamı alınsın o polislerin.
Uyuşturucu
İbrahim Şahin bir İranlıyı verdi bana. Büyük uyuşturucu işindeydiler. Narkotik Şube’ye teslim et dedi; ama ben Güvenlik Şube’ye teslim ettim… Ondan sonra Şahin düşman oldu bana. Adı geçen iki İranlı öldürülmüş bu arada.
‘Kurtuldum’
Ömer Lütfü Topal cinayetinden gözaltına alındıktan sonra Ankara’ya götürülmem kurtarma değil infaz girişimiydi. Boğaz Köprüsü’nün ortasında kendimi arabadan attım. Pala lakaplı bir polisi öldürdüler sonra bu yüzden.
Topal olayına kafayı taktım
Ömer Lütfü Topal olayına özellikle kafayı taktım. Zaten kasetler var, kayıtlar var.
Çarkın, Radikal’e konuştu savcılık inceleme başlattı
İstanbul Başsavcılığı Susurluk davası hükümlüsü eski özel harekatçı Ayhan Çarkın’ın Radikal’e yaptığı itiraflarıyla ilgili inceleme başlattı.Avukatlar 62 maktül için 128 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Susurluk davasında çete üyesi olmak suçundan 4 yıl ceza alan eski özel harekatçı Ayhan Çarkın, geçtiğimiz günlerde Radikal’e yaptığı açıklamada, ‘terörle mücadele’ adı altında birçok cinayet işlediklerini belirtmişti. Birçok insana işkence yaptıklarını da söyleyen Çarkın, o dönemde JİTEM’in de birçok katliama imza attığını öne sürmüştü. Vicdan azabı çektiği için şimdi gerçekleri açıkladığını ifade eden Çarkın, “Ergenekon hepimizin çıkış noktası. Bizim çıkış noktamızdır. Ergenekon’dan şu anda kimse içeride değil. Hepsi dışarıda. Veli Küçük’ün Dağlık Karabağ’la da alakası var. Orada da bir Ergenekon var” demişti. Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin gibi isimlerin de dinlenmesi gerektiğini de belirten Çarkın’ın açıklamaları üzerine İstanbul Özel Yetkili Savcılığı harekete geçti. Savcı Hakan Karaali, Çarkın’nın Radikal’de yer alan açıklamalarıyla ilgili olarak inceleme başlattı. İnceleme sonunda Çarkın’ın ifadeye çağırılıp çağırılmayacağı belli olacak.
Susurluk davası hükümlüsü eski özel timci Ayhan Çarkın hakkında avukatlar Taylan Tanay, Barkın Timtik, Oya Aslan ve Ebru Timtik suç duyurusunda bulundu. İstanbul Özel Yetkili Savcısı Hakan Karaali’ye sunulan dilekçede 62 ‘maktül’ün adı yer aldı. Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, eski Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın’ın da aralarında olduğu 138 ismin şüpheli olarak yer aldığı dilekçede, “Ülke tarihinin en uzun ve en kapsamlı “terör etkinliğinin”; yani halka karşı kontr-gerilla/Özel Harp/Özel Harekât saldırısının adli hesabının sorulması gerekiyor” ifadesi yer alıyor.
Ergin Cinmen: Artık tekrar araştırma vakti
Susurluk çetesinin yargılandığı davada sanıkları küçük cezalarla kurtulmuştu. Ayhan Çarkın’ın Radikal’in açıklamalarının ardından şimdi geçmişten bu güne kalan sorular tekrar gündemde. Geçmişte yapılan hataları ve bugün yapılması gerekenleri o dönemin müdahil avukatlarına sorduk.
Avukat Ergin Cinmen: Savcılığın Ayhan Çarkın’ın ifadelerini delil başlangıcı olarak alıp soruşturmaya geçmesi fevkalade önemlidir. Elimizde, o dönem TBMM Susurluk Komisyon raporu var. Kutlu Savaş’ın Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu var. Bunlar yeniden gündeme getirilmeli. O dönemler İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, Çarkınları yargılamıştı ve dava, böyle bir örgütün altını çizmekle kendisini sınırlamıştı. Ancak örgütün işlediği iddia edilen suçlarla ilgi soruşturma yapmamıştı. Şimdi Çarkın, devletin kendilerini nasıl kullandığını söylüyor, suçlarını söylüyor. Şu an o suçları araştırmanın vaktidir. Sonuçta zamanaşımı henüz söz konusu değil.
‘Savcılara güven kalmadı’
Avukat Turgut Kazan: Özel yetkili savcılara tanınan yetkiye dayalı olarak yapılacak soruşturmalara inanamıyorum. Temel sorun budur. Hele hele İstanbul’da Türkan Saylan’a, Ahmet Şık’a ve Nedim Şener’e yapılanları gördükten sonra sağlıklı bir şey yapılacağına hiç inanmıyorum. O savcıların Türkiye’deki bütün işleri İstanbul’daki bir torbaya atarken, Mehmet Ağar’ın Ankara’da tek başına yargılandığını gördükten sonra inanmam mümkün değil.
‘Susurluk’u çözmek için MGK arşivleri açılmalı’
Eski TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Ayhan Çarkın açıklamalarını çok önemli bulduğunu belirterek “Dosyaları özel yetkili savcı ele almalı. Milli Güvenlik Kurulu arşivleri açılmalı ve o zamanlar ne gibi kararlar verimiş, kim vermiş açığa çıkartılmalı” dedi.
Elkatmış, Radikal’e yaptığı değerlendirmede o dönemde yargının dosyaya yaklaşımını eleştirerek, “Yargı her zaman problem. Hiçbir zaman görevini layıkıyla yapmadı bu konuda. Hele de 28 Şubat sürecinde hiç yapmadı ve iş geçiştirildi. Derinlikli bir soruşturma yapmadılar, dosyayı kapatmak istediler. Brifing alan ve veren bir yargıdan ne beklenirdi ki zaten. Dosya kapatılmak istendi” dedi.
Elkatmış, eski polis Ayhan Çarkın’ın açıklamaları sonrası dosyanın yeniden açzılması durumunda Milli Güvenlik Kurulu (MGK) arşivlerinde yer alan bazı gizli belgelerin açığa çıkartılması gerektiğini söyledi. Susurluk dosyasıyla ilgili özel yetkili bir savcının görevlendirilmesi gerektiğini söyleyen Elkatmış “MGK aldığı kararlar ve icraatlar nasıl hayata geçmiş. Kapalı kapılar açılması lazım. MGK’nın teröre karşı mücadele için aldığı kararlar var. Bu kararları kim vermiş, kim almış” diye konuştu.