2007 yılında Gazi Mahallesi'nin girişinde başlanan ancak ruhsatı usulsüz verildiği gerekçesiyle durdurulan AVM inşaatı yeniden başladı. Gazi'de son yıllardaki çatışmalı ortam ve polis müdahalelerinin arkasında mahalle sakinlerinin bölgeden uzaklaştırılmak istenmesi olduğu iddia ediliyor.
Gazi Mahallesi'nden izlenimlerini aktaran Cumhuriyet muhabiri Canan Coşkun, "Çatışmalı ortamından dolayı asgari yaşam gereksinimleri dahi engellenen mahalleli biber gazlı, havai fişekli ve zaman zaman gerçek silahların konuştuğu olayların korkusuyla evinin camına dahi çıkamıyor. Mahallenin girişinde yükselen lüks rezidans ve alışveriş merkezi inşaatı adeta buraya doğru yaklaşan 'kentsel dönüşümün' ayak sesleri" diyor.
Canan Coşkun, Gazi Mahallesi'ndeki izlenimlerini "Duvarlarını sol fraksiyonların sinirli sloganlarının süslediği Gazi Mahallesi’nde yaşayanların rutini haline geldi sabah 05.00 sularında helikopter sesiyle uyanmak. Hemen hemen her gün irili ufaklı grupların polisle çatışmasını polis helikopteri de yukarıdan takip ediyor. Evlerinde otururken slogan sesine alışan mahallelinin bu alışkanlığına şimdi de yakın mesafeden uçan helikopter sesi eklenmiş durumda" sözleriyle aktarıyor.
Canan Coşkun'un Cumhuriyet gazetesinin bugünkü nüshasında yayımlanan (15 Şubat 2016) haberi şöyle:
1995’teki Gazi Olayları’nda, yakınındaki bir yerleşim yeri olan Küçükköy olarak duyurulan Gazi Mahallesi hep “o olaylı bölge” olarak bilindi. Belediye otobüslerinin girmediği mahallenin içine doğru sızmak için bir gedik açılmasını bekleyen inşaat firmalarına karşı Atatürk büstlü bentler örülüyor.
Sakinlerinin “Korkmuyor musun orada yaşamaya” sorusuna alıştığı Gazi Mahallesi, bugünlerde “kurtarılmış bölge” olmaktan çok kurtulunmak istenen bölgeye evriliyor. Çatışmalı ortamından dolayı asgari yaşam gereksinimleri dahi engellenen mahalleli biber gazlı, havai fişekli ve zaman zaman gerçek silahların konuştuğu olayların korkusuyla evinin camına dahi çıkamıyor. Mahallenin girişinde yükselen lüks rezidans ve alışveriş merkezi inşaatı adeta buraya doğru yaklaşan “kentsel dönüşümün” ayak sesleri. Konumu itibarıyla sermayenin iştahını kabartan mahalle yıllardır çatışmalarla tenhalaştırılmak isteniyor. Durumun vahim yanı ise mahalledeki radikal sol fraksiyonlar eylemleriyle (otobüs yakma, banka şubesi yangını gibi) bu değirmene su taşıyor.
Duvarlarını sol fraksiyonların sinirli sloganlarının süslediği Gazi Mahallesi’nde yaşayanların rutini haline geldi sabah 05.00 sularında helikopter sesiyle uyanmak. Hemen hemen her gün irili ufaklı grupların polisle çatışmasını polis helikopteri de yukarıdan takip ediyor. Evlerinde otururken slogan sesine alışan mahallelinin bu alışkanlığına şimdi de yakın mesafeden uçan helikopter sesi eklenmiş durumda.
Mahalleye doğru çalışan toplu taşıma araçlarının çatışmalardan dolayı engellenmesi ve mahalleden hareket eden otobüslerin de çalışmaması mahallenin hüzünlü esaret kaderinin bir dışavurumu gibi. Burada yaşayanlara evlerine gelmek de evlerinden çıkmak da yasak. Mahallenin girişine kadar hizmet veren toplu taşıma araçlarında bu konu her akşam şoför ve yolcular arasındaki sözlü tartışmanın da konusu haline geldi. Hatta otobüse biner binmez şoförün “Gazi’ye girmez” ikazıyla karşılaşan yolcular bir sivil itaatsizlik eylemi olarak “Ben de AKBİL basmıyorum o zaman” diyor.
Mahallede artan uyuşturucu kullanımından çok uyuşturucunun çıkış noktası olarak görülen karakolun yanı başındaki Adana Mahallesi’nde satılması tepki çekiyor. Mahalleli, polisin bu ticarete göz yumduğu ve bunun mahalleyi yozlaştırma aracı olarak kullanıldığı konusunda hemfikir. Diğer taraftan çocuğu ve yakını uyuşturucu kullanan ebeveynler mahallede etkili olan Halk Cephesi’ne başvurarak çocuğunu uyuşturucudan kurtarmasını istiyor. Uyuşturucuya karşı “savaş açtığını belirten” Halk Cephesi de “torbacı” diye tabir edilen uyuşturucu satıcılarını duvar yazıları ile teşhir ediyor.
Güneydoğu Anadolu’da peşi sıra özyönetim ilan edilen bölgelere geçen ağustos ayında İstanbul’un göbeğindeki bu mahalle de katılmıştı. Gazi Halk İnisiyatifi isimli küçük bir grubun ilanının ardından önce sokak tabelaları değişti. Çeşitli olaylarda yaşamını yitiren simge kadınların isimleriyle değişen sokak tabelalarının ardından Halkın Esnafları Kooperatifleri isimli bir oluşum tarafından Halk Fırını kuruldu. “Emeğe zam yapılmadı, fiyatlar arttı” açıklamalarının kafaları karıştırdığı sıralarda açılan bu fırında ekmek 1 TL’ye satılıyor. Poğaça, simit, kurabiye, pide, pasta ve tatlının da satıldığı fırın.
Şimdilerde AVM-Otel-Rezidans projesi yükseliyor. Müjde! Bir de kurtarılmış AVM’miz olacak.