Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile Türkiye'nin vardığı 120 saatlik anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çavuşoğlu, 120 saatten geriye 35 saat kaldığını vurgulayarak "YPG unsurları çekilmezse operasyon devam edecek" dedi.
TRT Word Forum'da konuşan Çavuşoğlu, 120 saatlik süre içinde taciz ateşleri yapıldığını ve karşılık verildiğini aktardı.
Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Trump, Cumhurbaşkanımızdan güvenli bölge için birlikte çalışmayı talep etti.
"Operasyonun amaçları öncelikle sınırımızın öte tarafındaki teröristleri etkisiz hale getirmekti. Aynı zamanda Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklemek istedik. Terör örgütünün ve destekleyen ülkelerin amacı Suriye'yi bölmek ve orada bir terör devleti oluşturmaktı. Aynı zamanda YPG ve PYD tarafından baskı gören bölge insanlarını da özgürleştirmek istiyorduk. Barış Pınarı Operasyonu son derece kısıtlı ve ölçekli bir şekilde yapıldı. Sadece teröristler hedef alındı. El Bab ve Cerablus'a bakacak olursanız çok iyi sonuçlar elde ettik. DAEŞ'e karşı uluslararası koalisyon en az 1335 sivilin hava saldırılarında hayatını kaybettiğini gördünüz. Bütün bu gerçeklere rağmen Barış Pınarı Harekâtı başladığından beri gerçek dışı suçlamalar ve kara propoganda yapıldığını görüyoruz. Türk-Kürt söylemi çok yanlış. Kürtler bizim düşmanımız değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arap Baharı'ndan önce her zaman Esad'a Suriye'deki Kürtlerin haklarının verilmesi gerektiğini söyledi. Bizim Kürtlere karşı bir duruşumuz yok. Kuzey Irak'la da çok iyi bir ilişkimiz var. PYD/YPG sebebiyle o bölgeden ayrılmak zorunda kaldılar ve Suriye'deki Kürtlerin mal varlıklarına da el koydu bu örgüt. Milyonlarca Kürt'ün Türkiye'de son derece gururlu vatandaşlar olarak yaşadığını hatırlatmamız gerekiyor.
Trump'ın da söylediklerini biliyoruz "PKK, DAEŞ'ten daha kötüdür" dedi. Biz herkesten daha fazla Suriye'nin toprak bütünlüğünü düşünüyoruz. Bizim Suriye'deki demografiyi değiştirmek gibi bir amacımız yok. Oradaki demografik yapıya bakacak olursanız nüfusun sadece yüzde 15'i Kürt ve bizim onlarla hiç sorunumuz yok. Biri Türkiye Kürtlere saldırıyor diyorsa eğer bunun yalan olduğunu söylemek zorundayım. Ülkemizde bulunan 350 bin Suriyeli Kürt evlerine dönmeye hazır. Herkes evlerine dönecek. Onların temel ihtiyaçlarını onlara sunabilir halde olmamız gerekiyor."
"DAEŞ'e karşı mücadele de devam edecek. Pek çok DAEŞ teröristini ele geçirdik, pek çoğu hapishanelerimizde. Kaynak ülkeleri onları geri almak istemiyor. Biz oradayken Türkleri tekrar vatandaşlığa alıyoruz ve güvenli bölge oluşturmaya çalışıyoruz. Kadın ve çocuklardan bahsediyoruz, DAEŞ'e katılıp mücadele eden kadınlardan bahsetmiyorum teröristlerle evlenip geri kalan kadınlardan bahsediyorum. Onların rehabilite edilmesi gerekiyor. Yabancı iş birliği çok önemli. Barış Pınarı Operasyonumuzla ilgili iddiaların çoğu uydurma. ABC gibi önde gelen bir televizyon kanalı, uydurma bir propogandayla bir video kullandılar. Kentucky'de yapılmış bir silahlı çatışmayı paylaştılar, Trump bile 'skandal' olarak niteledi""
"Tarihimizde asla kimyasal silah kullanmadık. Kara propogandadır. Burada araştırma raporları kaale alınmadan bu tip haberler yapıldı. Envanterlerimizde de hiç kimyasal silah bulunmamaktadır. Ne olursa olsun biz bu konuda çok hassasız. Askerimiz ordumuz çok hassas. Burada yapılacak hiçbir ihlali kabul edemeyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan da tüm iddiaların araştırılmasını istedi. YPG/PYG operasyon başladığından beri Türkiye'ye saldırıyor. Sivilleri kaybettik, bebekler ve çocuklar dahil. Yaklaşık 200 vatandaşımız yaralı. 4 şehidimiz var şu ana kadar. Neden bu tantana yapılıyor? Sebebi şu: Oyun planını bozduk biz. Orada bir terör devleti yaratmaya çalışıyorlardı ve biz bu oyunu bozduk. Zeytindalı Operasyonunu başlattığımızda bu kadar yankı uyandırmamıştı. Bu sefer tam da bu sebepten ötürü bu kadar kara propogandayla karşılaştık."
"Erdoğan ve Trump arasındaki telefon görüşmelerinin ardından ABD heyeti Ankara'ya geldi. Başkan yardımcısı Pence'in liderliğinde Pompeo ve O'Brien ve Jeffrey de katıldılar. Müzakerelerin neticesinde 13 maddelik bir mutabakata vardık. ABD bizim meşru güvenlik endişelerimizi tanıdı. Güvenli bölge Türk ordusu tarafından kontrol edilecek. YPG unsurlarının oradan çekilmesi için 120 saatlik bir süre verildi. Bu anlaşmaya göre 120 saat içinde oradaki tüm unsurların çekilmesi gerekiyor. Eğer tüm YPG/PYD unsurları bölgeden çekilirse o zaman operasyonu durdurabiliriz. Ağır silahların tamamen toplanması da bu ifadede yer alıyor. Şimdi yaptırımlara gelince, yaptırımlarla yaşayamayız bunu da ifade ettik müzakereler sırasında. Bunlar da ortadan kalkacak. Türk silahlı güçleri ve istihbarat birimlerimiz bu anlaşmayı kontrol ediyor ve taciz ateşleri devam ediyor. Tabii ki taciz ateşlerine karşılık verdik. YPG/PYD unsurlarının kontrol ettiğimiz bölgeleri terk etmeye başladığını görüyoruz. 35 saat kaldı, çekilmezlerse operasyon yeniden başlayacak.
Teröristlerle mücadele ederken Astana garantörleriyle görüşmeler devam ediyor. Yarın Suriye'ye gidip Putin'le görüşeceğiz bu da çok önemli. Orada siyasi bir uzlaşma yaratmak için, istikrar ve barış için her türlü çabayı göstermeye varız. "