Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremler kapsamında düzenlenen Uluslararası Bağışçılar Konferansı'nın ardından Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Oliver Vaheyli ve İsveç Kalkınma ve Dış Ticaret Bakanı Johan Forssell ile ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, “Topyekün ve koordine edilmiş bir mukabeleyle uluslararası desteğin sürekliliği önem arz ediyor” dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili düzenlenen Uluslararası Bağışçılar Konferansı'nın ardından basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasında desteğin sürekliliğine vurgu yapan Çavuşoğlu, "Konferansa 65 ülke, 26 uluslararası teşkilat ve finans kuruluşu katıldı. Açılışını Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ve İsveç Başbakanı Kristersson yaptılar. Sayın Cumhurbaşkanımız da çevrimiçi, canlı bağlantıyla konferansa hitap etti. Ben de konuşmamda deprem sonrası toparlanma vizyonumuz hakkında tüm katılımcılara bilgi verdim. Konferansta bugüne kadar yapılanlar hariç ülkemiz için 6 milyar euronun üzerinde bir taahhüt gerçekleştirildi. Türkiye biliyorsunuz her zaman, dünyanın neresinde olursa olsun zor durumda kalan ülke ve insanlara yardıma koşan ilk ülkelerden birisi olmuştur. Aynı dayanışma ve duyarlılığı şimdi Avrupa Birliği ve uluslararası toplumdan görmekten elbette memnuniyet duyuyoruz. Bu ölçekteki bir afetle hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi mümkün değil. Bugünkü konuşmacılar da bunun altını çizdiler. Topyekün ve koordine edilmiş bir mukabeleyle uluslararası desteğin sürekliliği önem arz ediyor” diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, yeni yerleşim yerlerinin daha güvenli ve daha dayanıklı şekilde yeniden inşa edileceğini belirterek, "40 gün içinde Avrupa Birliği, BM Kalkınma Programı (UNDP) ve Dünya Bankası ile birlikte Türkiye Deprem Toparlanma ve Yeniden İmar Değerlendirme Raporu’nu hazırladık. Rapora göre hasar ve kayıplarımız yaklaşık 103.6 milyar dolar. Bu rapor hasar ve ihtiyaç değerlendirme bakımından en ileri uluslararası standartları esas alıyor. Ayrıca yeniden inşa faaliyetlerine yön verecek güçlü bir toparlanma stratejisini de içeriyor. Raporun hazırlanmasında fedakar çalışmalarıyla bize destek veren tüm uzmanlara huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Raporda öngörüldüğü gibi yeni yerleşim yerlerimizi daha güvenli, daha dayanıklı, daha kapsayıcı, daha yeşil ve daha akıllı olarak inşa edeceğiz. Öte yandan Afet Yeniden İmar Fonu’nun kurulmasına ilişkin kanun teklifi de meclisimiz tarafından kabul edildi. Bu fon yeniden imar çalışmalarının finansmanını kolaylaştıracak” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, gösterilen dayanışma ruhunun Türkiye-AB ilişkilerine de sirayet etmesini temenni ettiğini ifade ederek, “Önümüzde uzun ve meşakkatli bir süreç var. Ancak bunu tüm imkanları seferber ederek, azimle, kararlılıkla aşacağız. Kaybolan canların, elbette çekilen acıların telafisi yok. Ama yıkılanların yerine daha iyisini yapacağız, daha iyisini koyacağız. Bugün yapılan taahhütler toparlanma ve yeniden inşa çabalarımıza önemli bir katkı sağlayacaktır. Avrupa Birliği Dayanışma Fonu başta olmak üzere Türkiye’nin aday ülke olarak faydalanabileceği çeşitli mali imkanlar var. Oliver ve Johan Türkiye’ye geldikleri zaman bunu da değerlendirmiştik. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili adımlar da atacağız. Depremin ilk günlerinden itibaren bizi yalnız bırakmayan ve ülkemizi ziyaret eden değerli dostum Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Vaheyli ve İsveç Kalkınma ve Dış Ticaret Bakanı Forssell’e huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Umarım bu dayanışma ruhu önümüzdeki süreçte Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine de farklı alanlara da sirayet eder” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili gelen soruya cevap veren Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için Madrid’de 3’lü Mutabakat Muhtırası imzaladık. Türkiye adına o belgeyi ben imzaladım. Uzun süren müzakerelerden sonra imzaladık. Bu mutabakat muhtırası çerçevesinde de bir daimi komite kurduk. Bu daimi komite üç defa bir araya geldi, Finlandiya’da, İsveç’te ve en son NATO Merkezi’nde. Bu üçlü muhtıranın uygulanıp uygulanmadığını gözden geçiriyoruz. Yeni hükümetle beraber İsveç’in bazı olumlu adımlar attığını görüyoruz ve memnuniyetle karşılıyoruz. Terörle mücadele yasasını değiştirdiler, anayasada bir değişiklik yaptılar. Tabii bunların amacı nedir, terörle mücadelede somut adımlar atmaktır. İsveç’te PKK’nın, PKK yandaşlarının PKK için para toplama faaliyetleri, aynı şekilde insan devşirme faaliyetleri ve terör propagandasının sonlandırılması. Mevcut İskandinav ülkelerindeki kanunla maalesef terörle mücadelede yetersiz. Orada tedbirlerle DEAŞ yapsa hepsi engeller ama PKK yapınca kimse engellemiyor, açık konuşalım. Sonuçta bu terör örgütlerinin faaliyetleri aynen devam ediyor. Bizim İsveç’ten beklentimiz terörün finansmanı, terör örgütüne insan devşirme ve propaganda faaliyetlerinin sona erdirilmesi ve gerekli tedbirleri alması. Ayrıca bizim iade talebinde bulunduğumuz kişiler var bu yönde somut adımlar atması. Biz NATO’nun açık kapı politikasını destekliyoruz, biz 'Finlandiya’nın NATO üyeliğiyle bir sorunumuz yok' dedik. Ama gerek iki ülke gerekse NATO, bu iki ülkenin üyelik sürecini birlikte yürütmek istediği için ikisine eşit muamele yaptık. Ama Finlandiya ile göreceli olarak çok az problemimizin olduğunu söylemiştik. Nitekim iyi niyetimizi de gösterdik ve Finlandiya ile ilgili üyelik protokolü meclisimize gönderildi. Şimdi takdir yüce meclisimizindir.” (DHA)