Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Afrin'e yönelik olarak düzenlediği "Zeytin Dalı" harekâtıyla ilgili olarak “YPG tarafından sürekli sınırımıza roketler geliyor, saldırılar geliyor, tacizler geliyor, insanlarımız şehit oluyor. Biz bugün bu tehdidi bertaraf etmezsek, bu teröristleri sınırımızda ve sınırımızın ötesinde temizlemezsek, yarın Türkiye'nin başına bela olur ve daha büyük tehditler oluşur" dedi. Çavuşoğlu, YPG'ye silah vermekle suçladığı ABD'ye "Onlarla aynı Marksist, komünist, ateist ideolojiyi paylaşıyorsunuz" diye seslendi.
Cuma akşamı (9 Şubat 2018) Yıldız Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen, Türkiye'nin Dış Politika Vizyonu toplantısında konuşan Çavuşoğlu, yedi yıldır süren Suriye savaşında en önemli rolü Türkiye'nin oynadığını ifade etti.
Bianet'te yer alan habere göre Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir taraftan fikirdaş ülkeler grubundayız, bir taraftan DEAŞ' karşı koalisyon grubundayız. Gerçi DEAŞ karşı koalisyon grubundakiler PKK, YPG'ye yardım ediyor bu da başka bir ikiyüzlülük, başka bir çifte standart. Ama biz diğer taraftan özellikle Halep'ten sonra Rusya ve İran ile Astana süreci ve Soçi süreci ile hem çatışmaların durması için, ateşkesin tesis edilmesi için, güven artırıcı adımların, önlemlerin alınması için çaba sarf ettik.
“Diğer taraftan da artık siyasi süreç için bir anayasanın yazılması, seçim kanunlarının hazırlanması ya da taslakların hazırlanması ve geçiş, seçim gibi konularda Soçi ile beraber adımlar atmaya başladık. Diğer Cenevre'yi tekrar canlandırmak için çaba sarf ediyoruz. Çünkü bu sorunu biz çözmezsek bu sorun bize de değişik boyutlarıyla, insani boyutuyla da, güvenlik boyutuyla da yansımaya devam eder”.
Çavuşoğlu Afrin harekâtıyla ilgili de şunları söyledi:
“YPG tarafından sürekli sınırımıza roketler geliyor, saldırılar geliyor, tacizler geliyor, insanlarımız şehit oluyor. Biz bugün bu tehdidi bertaraf etmezsek, bu teröristleri sınırımızda ve sınırımızın ötesinde temizlemezsek, yarın Türkiye'nin başına bela olur ve daha büyük tehditler oluşur. Bunların arkasında bunları destekleyenler var.
“Sadece ABD'nin silah vermesinden bahsetmiyorum. DEAŞ'a karşı Fırat Kalkanı Operasyonu'nu başlattığımız zaman hiçbir ülke bize 'Ne olur sivillere dikkat edin, ne olur bir an önce bitirin. Niye girdiniz?' demedi. Ama YPG, PKK'ya karşı operasyon başlattığımız zaman 'Tamam güvenlik endişenizi anlıyoruz ama şuna dikkat edin, buna dikkat edin. Kısa sürsün. Aman siviller…' Bir de kara propaganda yapmaya başladılar.
“Peki ABD, YPG ile Rakka'ya girerken, oradaki siviller ölürken hassasiyetinizi neden gösteremediniz de şimdi Türkiye, kendine yönelik bir terör örgütünü yok ederken hassasiyet göstermeye çalışıyorsunuz? Hem de dünyada bu konuda en hassas ülkeye bu konuda hatırlatmalarda bulunuyorsunuz.
“Neden YPG, Suriyeli Kürtleri sürgüne gönderirken, ellerinden evlerini, mülklerini alırken, gencecik çocukların eline silah vererek Türk askerinin karşısına, Özgür Suriye Ordusu'nun savaşmaya gönderirken hassasiyet göstermiyorsunuz çünkü onlarla aynı Marksist, komünist, ateist ideolojiyi paylaşıyorsunuz, ama Türkiye adım attığı zaman da değişik bahanelerle 'Bir an önce bitirin.' diye açıklamalar yapıyorsunuz.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Afrin harekatında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dokuz günlük bombardımanı sonucunda aralarında 12 çocuk ile yedi sivil kadının da olduğu 42 Kürt, Arap ve Ermeni’nin hayatını kaybettiğini açıklamıştı. Harekat 20 Ocak’tan beri sürüyor.