Hrıstiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinin en düşük seçim sonucunu alması sonrasında başbakan adayı Armin Laschet üzerindeki baskı artıyor.
26 Eylül tarihinde yapılan federal meclis seçiminde tarihinin en düşük oyunu alan Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinde başbakan adayı Armin Laschet üzerindeki baskı artıyor.
Almanya anayasasında diğer demokrasilerden farklı olarak seçimlerde birinci gelen partinin, Cumhurbaşkanı'ndan hükümeti kurma görevini de alacağı gibi bir madde bulunmuyor. Meclis çoğunluğunu arkasına almayı başaran parti lideri hükümeti de kurabiliyor. Dolayısıyla 26 Eylül seçimlerinde yüzde 24,1 oy alan CDU/CSU'nun, yüzde 14,8 oy alan Yeşiller ve yüzde 11,5 oy alan Hür Demokrat Parti (FDP) ile bir koalisyon hükümeti kurma şansı var. Seçimlerde CDU/CSU'nun başbakan adayı olarak yarışan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Genel Başkanı Armin Laschet de bu koalisyon için çaba gösterilmesi gerektiği görüşünde. Ancak partisi içinde Laschet ile hemfikir olmayanların sayısı az değil.
CDU Aşağı Saksonya Eyalet Teşkilatı Başkanı Bernd Althusmann "Seçmenin iradesini mütevazı ve saygılı bir biçimde, edep ve ağırbaşlılıkla kabullenmek zorundayız" dedi. Hessen Eyalet Başbakanı Volker Bouffier de partinin "hükümet sorumluluğu üstlenme iddiasının" olmadığını ifade etti. CDU'nun gençlik örgütü Junge Union'un başkanı Tilman Kuban da "Seçimi kaybettik. Nokta" diyerek hükümeti kurma görevinin Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve FDP'de olduğunu söyledi.
Yeni seçilen CDU/CSU milletvekilleri bugün ilk meclis grup toplantısını yapacak. Toplantı gündeminde grup başkanının seçilmesi de var. Laschet Eylül 2018'den beri grup başkanı olan Ralph Brinkhaus'un "koalisyon müzakereleri boyunca" görevini sürdürmesi yönünde Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Genel Başkanı Markus Söder ile ortak bir teklif sunacaklarını açıkladı.
Ancak Brinkhaus sadece müzakereler boyunca değil, bir yıl süreyle bu göreve seçilmek istiyor. Eğer seçim bu şekilde olur, Yeşiller ve FDP ile koalisyon kurulamazsa Laschet ana muhalefet partisi haline gelecek olan CDU/CSU'nun en önemli siyasi pozisyonlardan biri olan meclis grubu başkanı da olamayacak. Bu durum da Laschet üzerindeki CDU genel başkanlığından istifa baskısını artıracak. Meclis grubunu içeriye ve dışarıya karşı temsil eden başkan, grup toplantısı çağrılarını yapmaktan, gündemi hazırlamaktan ve grubu yönetmekten sorumlu.
Meclis grup başkanlığı seçiminin dolayısıyla parti içindeki farklı kanatların güç savaşına dönüşmesi ihtimali bulunuyor. Laschet partinin merkezci kanadından ve Angela Merkel çizgisinin devamcısı olarak görülüyor. Ralph Brinkhaus ise partinin muhafazakâr kanadından sayılıyor. Euro krizi sırasında Almanya'nın başka ülkelere yaptığı mali yardımları eleştiren Brinkhaus, Merkel'in sığınmacı politikasına da karşı olarak biliniyor.
CDU içerisinde meclis grup başkanlığı seçiminin ertelenmesini savunanlar da var. Partinin başkanlık heyeti üyesi Norbert Röttgen ARD'ye yaptığı açıklamada bu görüşte olduğunu söyledi. Röttgen "Öncelikle kadro konusunda aramızda bir uzlaşma yok, ikincisi ana muhalefet partisine mi yoksa koalisyon hükümetinin en büyük partisine mi meclis grup başkanı seçiyoruz bilmiyoruz. Bunlar çok farklı siyasi görevler" ifadelerini kullandı.
Kölner Stadt-Anzeiger'e yaptığı açıklamada da önce koalisyon müzakerelerinin sonuçlanması gereğine işaret eden Röttgen "Hükümeti kurma müzakerelerine paralel olarak iç yarışı devreye sokamayız. Bunlar birbiriyle uyumlu değil" dedi. Laschet'in halen partinin seçilmiş genel başkan ve başbakan adayı olduğuna dikkat çeken Röttgen, yenileri alınana kadar bu kararların geçerli olduğunu söyledi. Röttgen partinin bütünüyle yenilenmesi gerektiğini aksi takdirde "varlığının tehlike altında olduğunu" da kaydetti.
Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin son seçimlerde yaşadığı yenilginin büyüklüğünü istatistikler üzerinden anlamak mümkün. CDU/CSU'nun 72 yıllık Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde oyu yüzde 30'un altına hiçbir zaman düşmedi. CDU/CSU 1953 yılından 1994 yılına kadar yapılan tüm genel seçimlerde en az yüzde 40 oy almayı başardı. Federal Almanya Cumhuriyeti'ne 72 yılın 52'sinde Hristiyan demokrat siyasetçiler başbakanlık etti. Dolayısıyla alınan yüzde 24,1'lik sonuç parti içinde hayal kırıklığı yarattı.
Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı olan Laschet seçimler öncesinde Berlin'e "geri dönüş bileti" olmadan geldiğini söylemişti. Buna göre Laschet yeni seçilen 20'nci Federal Meclis'in 26 Ekim tarihindeki ilk oturumuna kadar eyaletin başbakanlık görevini sürdürecek. Ancak bu tarihten itibaren eyalete CDU'dan bir başka isim başbakanlık edecek. Henüz bu ismin kim olduğu netlik kazanmadı.
Kamuoyu araştırma şirketi Civey'in yaptığı yeni bir ankete göre CDU/CSU seçmenlerinin yüzde 51'i Armin Laschet'in CDU genel başkanlığından istifa etmesi gerektiği görüşünde.
DW/EC,JD
© Deutsche Welle Türkçe