Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, Engin Ceberin ölümünde ''kurumsal bir işkencenin söz konusu olmadığını'' savundu. Alanya'da düzenlenen ''Cezaevleri'nde Sağlık Hizmetleri'' konulu toplantıya katılan Kalaman, Türkiye'de cezaevleriyle ilgili bir reform süreci başladığını söyledi. 10 yıl önce başlatılan çalışmalar çerçevesinde fiziki koşulların düzeltildiğini belirten Kalaman, ''Tabii ki bu yetmiyor, personeli de eğiterek Avrupa standartlarında hizmet vermelerini sağlamak da çok önemli. Bu konuda da çok önemli aşama kaydettik" dedi.
''CEBER OLAYI MÜNFERİT'' Engin Ceber'in Metris Cezaevinde ''işkence ve kötü muamele sonucu'' ölümüyle ilgili de açıklama yapan Kalaman, bu olayın münferit olduğunu ve kuruma mal edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Kalaman şöyle konuştu: ''Engin Ceber olayında kurumsal bir işkencenin söz konusu olması mümkün değil. Böyle bir şeyi kurumsal olarak kabul edemeyiz. Bu, münferit bir olaydır. Neticede burada insanlar görevli. Bir insanın o günkü psikolojisi böyle bir sonucu doğurabilir. Onu da önlemek çok mümkün değil. Yaptığımız eğitimlerle bunları sıfır noktasına getirmek zorundayız. Hükümetin de, devletin de politikası zaten bu.
Bakan Şahin: Ceber işkenceden öldüPolislerden ortak ifade Kontrollü güç kullanmışlar!Cezaevinde işkence ve kötü muamelenin adını bile ettirmememiz lazım. Böyle bir şeye yeltenen memur hakkında da, yasal gereği neyse, son olayda görüldüğü gibi gereği yapılacaktır. Affetmek mümkün değil. Toleranslı davranmak da söz konusu değil. Bu olay münferit bir olaydır. Bunu bütün kuruma, bütün personele yaymak doğru değildir. Birkaç memurun duyarsızlığından kaynaklanan, asla tasvip edilmesi mümkün olmayan bir olaydır. Kararlılığımızla zaten bunu da ortaya koyduk.'' Bazılarının, cezaevlerinin her noktasına kamera yerleştirerek bu sorunların çözülebileceğini iddia ettiğini belirten Kalaman, bunun mümkün olmadığını kaydetti. İşkence ve kötü muamelenin sona ermesi için anlayışın ve eğitimin daha önemli olduğunu dile getiren Kalaman, ''kamerayla koğuşları gözetleyemezsiniz, uluslararası sözleşmeye aykırı. Zaten koğuşları gözetleyerek bu sorunları çözemezsiniz. Müşterek alanlara, koridorlara, girişlere kameralar koyabiliyoruz. Odalara, koğuşlara kamera koyamayız. Özel yaşamın gizliliğini ihlal etmeye girer. Sadece fiziki önlemler almak yerine anlayışı da değiştirmeliyiz'' dedi. Kötü muamele ve işkence konusunda doktorlara çok büyük görev düştüğünü belirten Kalaman, mahkumun en küçük kötü muameleye maruz kalmasından doktorun muhakkak haberdar olması gerektiğini belirtti.
CEZAEVLERİNDE DOKTOR SIKINTISI Kalaman, cezaevlerinde en büyük sorunlardan birinin doktor sıkıntısı olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığının yaptığı reformlar sonrasında, doktor maaşlarının epeyce arttığını belirterek şöyle devam etti: ''Bunun sonucunda Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan doktorlarla bizim bünyemizde çalışan doktorlar arasında epeyce bir maaş farkı oluştu. Dolayısıyla doktorlar cezaevlerinde çalışmak istemiyorlar. Biz de 'bu sorunu nasıl aşarız' diye çalışma yapıyoruz. Cezaevlerinde bu hizmetleri mutlaka sunmak zorundayız. Mahkumların sağlık sorunlarını mutlaka çözmek zorundayız. Aradaki maaş farkından kaynaklanan sıkıntıyı aşmamız gerekiyor."