Çağnur Öztürk - T24Atv ekranında yayınlanan Çek Bakalım son bölümüyle veda etti.
Öncelikle Çek Bakalım’ın ilk bölümünden bahsedeyim. İlk bölümde jüride Hıncal Uluç da bulunuyordu ve programın tanıtımda Okan Bayülgen ile başroldeydi, Hülya Avşar ise jürinin sürprizi olarak tanıtıma sonradan katılmıştı.
Şimdiii Hıncal Uluç Çek Bakalım’da ilk ve son kez jürilik yaptığı birinci programda şöyle demişti; ‘Bu bir kısa film yarışması değil, amacımız iletişim fakültesi mezunlarına fırsat vermek, kendilerini göstermelerini sağlamak.’ Bu sözden sonra da Okan Bayülgen hemen sanki bunu ispatlamak istercesine daha ilk gün bir yarışmacının kalkıp elini sıktı ve bir nevi işe almış oldu, sonrası ne oldu bilemiyoruz.
Bir iletişim fakültesi mezunu olarak, televizyondan ve daha çok sinemadan iyi anlayan biri olarak ben de diyorum ki bu program kesinlikle bir kısa film yarışması değildir. İletişim ya da sinema mezunlarına da bir katkısı asla olmayacaktır. Belki bir müddet popüler kültür video hizmeti görebilirler sadece.
Sinemadan gerçekten anlayan ve sinemayı gerçekten seven biri de asla bu yarışmada yer alma tercihinde bulunmaz. Sinema sanattır sözü yeterli olur sanırım. Kısa film ise uzun metraj yapmaktan bile zordur, anlatılmak isteneni en minimal formuyla anlatabilme maharet ister.
Programın amacı belliydi en azından benim için, biraz daha açayım hem de Okan Bayülgen’in sözlerini baz alarak!..
Çek Bakalım daha başlamadan önce Okan Bayülgen, Cnn Türk’te Mesut Yar’ın Burada Laf Çok programında jüri üyelikleriyle ilgili şöyle demişti; Şu multimedya dünyada bu işten çakozlayan insanlar olarak varız. Yarışmaya her gün 200- 300 film geliyor, kamerayı koydum komiklik yaptım onları da kabul ediyoruz belki iyi bir komedyen çıkabilir.
Yani özetle daha çok televizyon ve internet aleminde kısa süreli varlık gösterebilme yarışı denebilir bu formata ve bence Hıncal Uluç daha ilk günden zamanım uymuyor diyerek aslında yarışmanın geleceğini görerek bıraktı. Hülya Avşar’ın oyunculuğunu da tartışırım, sinemadan anlamadığı kanısına vardım bu formatta yorum yapamayan bir jüri olduğunu düşünüyorum. Beğendikleri için beğendim beğenmedikleri içinse sıkıldımdan ibaretti yorumları.
Okan Bayülgen’le de tartışmalarının nedeni bu. Bayülgen’in bundan sonra ise Hülya Avşar ile bir yarışmada jüri olmak isteyeceğini sanmıyorum. Zaten Bayülgen kararları da aslında tek başına alıyordu, programda diktatoryası mevcuttu.
Çek Bakalım’da Her hafta farklı ünlü bir konuk alınıyordu ama onlar da yarışmadan bihaber ve yorum konusunda yetersiz kalıyorlardı. Yarışmanın kuralları bile belli değildi, örneğin bir yarışmacı o hafta verilen nesneleri, metaforları kullanmadı, buna diğer yarışmacılar tepki gösterdi, Bayülgen o zaman diğer yarışmacılar kendi aralarında oylama yapsın bu yarışmacıyı eleyelim mi dedi. Bu ise eğreti bir formatın baş belirtisi. Bir yapıma başlamadan önce işte yapım öncesi aşamada her şey tüm yönleriyle düşünülmeli ve belirlenmeli… Yayın esnasında kurallar çıkmamalı kafadan…
Çek Bakalım, böylelikle birçok format gibi bir süreliğine gösteri çağına hizmet eden bir format olarak kaldı, yarışmacılar da bir süreliğine buna hizmet eden gösterinin nesneleri.