Çelik: Türkiye'de istikrar var, istikrar olan ülkede seçimler vaktinde yapılır

Çelik: Türkiye'de istikrar var, istikrar olan ülkede seçimler vaktinde yapılır

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Hüseyin Çelik erken seçim iddialarına yanıt verdi ve böyle bir şeyin mümkün olmadığını ifade etti. Çelik, Başbakan'ın eylemcilere "çapulcu" demesine de açıklık getirdi.

İşte Çelik'in o açıklamalarından satırbaşları:

Önümüzde bir seçim var, o da Mart 2014'tedir. Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi var, 2015 haziran ayında da genel seçim olacaktır. Türkiye'de istikrar olduğu bir dönemdeyiz, seçimlerin zamanında yapılacağı bir dönemdeyiz. Hangi amaçla olursa olsun bu iddiayı ortaya atanların hayal gördüğünü söylemek isterim. Erken seçim yok.

MKYK toplantısında Gezi Parkı'nda başlayan olaylar masaya yatırılmıştır. Toplantıda bu süreci değerlendirdik. Olup biteni değerledirme faaliyeti bakanlar kurulu toplantısında devam edecektir. Salı günü de MYK da devam edecek. Burada olup biten nedir, neler yapılması gerekiyor, neler yapılmaması gerekiyor, konusunda yol gösterecektir.

 

Gezi Parkı eylemleri neden başladı?

 

Başbakan defalarca ifade etti; biz faiz lobisine teslim olmayacağız, istemezükçü zihniyete de teslim olmayacağız

'Gezi parkından önce neler oldu?,' mayıs ayında neler yaşadık buınları ifade etmek istiyorum sizlere:

- PKK, geri çekildi. Bu çok önemliydi ülkenin huzur açısından. - Mayıs ayında 3. havaalanı ihalesi yapıldı. Buradan milletein bütçesine girecek olan para vergisiyle birlikte 70 katrilyon TL'dir - 22 milyar dolaralık nükleer santral adımı atılmıştuır. - 3. köprü adımı atılduı. Burda da devletin cebinden para çıkmyacak. - Mayıs ayında türkiye IMF'ye olan borcunu ödemiştir. Alan konumunda veren konumuna geçmiştir. - Uluslarası değerlendirme kuruluşları Türkiye2nin notunu arttırdı - Otomotiv sektröü mayıs ayında 82 bin araç satmıştır - Türkiye bölgesinin yıldızı olurken bütün dünyayı ve Avrupa'yı küresel ekonomik kriz kavururken gezi parkı meselesiyle bu olumlu algı yok edilmeye çalışılmıştır.  

Samimi vatandaşların tepkisini ilk gün söyledim, saygıdeğer buluyoruz dedik ama endişeye mahal yoktur dedik. Eğer orada ağaç katledilerek AVM yapılırsa ben önüne yatarım dedim ama bu çevre duyralılığı olmaktan çıkarıldı başka yönlere kaydı. Demokrasi, vatandaş memnuniyetine dayanır. Vatandaş, memnun olduğu sürece siz iktidarda tutar. 7 sefer halkın önüne sandık götürüldü, 7'sinde kazanan AK Parti, kazanan halk oldu.

 

Gezi Parkı'nın maaliyeti 70 milyar TL

Gayrımemnun olan vatandaşlarımın meşruiyetin dışına çıkmadan tepkilerini dile getirmelerini saygıdeğer bulduk ama Allahaşkına dükkanı indirilen esnafı, tahrip edilen yeşili, yakılan belediye otobüslerini, ters çevrilen ambulanları görmüyor musunuz? 70 trilyon gibi bir zarar meydana geldi .Bu arada hayatını kaybeden insanlarımız oldu, bunu hiçbir maddi değer karşılayamaz. Masum bir hareketle başlayan hareket vandalizme dönüşmüştür. Sayın Başbakan bunlara "çapulcu" demiştir.

İngiltere'de bir polis bir vatandaşı öldürdü, insanlar sokaklara döküldü yakıp yıktılar. İngiltere başkanı da bunlara "çapulcu" dedi. Sayın Başbakan masum eylemcilere "çapulcu" demedi. Sosyal medyada yalan makinası çalıştırıldı, öfke kabartıldı. Sosyal medyada ne tür yalanların ortaya atıldığını hepimiz gördük. Ülke bizimdir, insan bizimdir, polis bizimdir, kendi kendimize zarar vermeyelim. Yakıp yıkanlar AK Parti'ye zarar verdiğini sanıyor ama ülkesine zarar veriyor.

 

Türkiye'de her şeye karşı çıkan hatalıklı bir grup var

 

Talebi olanların demokratik yollarla kendisini ifade etmesinden rahatsız olmayız, hatta buna zemin hazırlar, onları koruruz. Şiddete başvurursa haklı olduğu konuda bile haksız duruma düşer. Çevre üzerinden bizi eleştirenler elini vicdanına koysun. AK Parti döneminde 2.5 milyar ağaç dikildi. Başbakan belediye başkanı olduğu zaman İstanbul'da yeşil alan yoktu.

Her şeye karşı çıkan Türkiye'de hastalıklı bir grup var. Bunların hangi siyasi partiler olduğunu gayet iyi biliyorsunuz.

Bir içki düzenlemesi yapıldı, ama bu içki yasağı olarak sunulduysa kusura bakmasın da bu iyi niyetli algılanamaz. Hepimiz ne yaptığımızı çok iyi bilmeliyiz, birileri bu içki düzenlemesini bahane olarak kullanabilir. 12 Eylül 1980 darbesinde Türkiye'de yaşandığı gibi kışkırtmalar yapılmaya çalışılıyor. Biz herkesin hayatına saygı duyarız; mezhebine, dinine dinsizliğine, ibadet eklinde saygı duyarız.

Vatandaşımızın makul bütün taleplerini dinlemeye hazırız. Bunu çeşitli bakanlarımız gerekirse Sayın Başbakanımız da yapabilir. Daha önce de Dolmabahçe’de çeşitli toplantılar yapıldı. Başbakan’ın çevre konusunda hassasiyeti olan vatandaşlarımızı gelin benle konuşun diye çağırmasının nedeni budur. Bize meşru taleplerle gelen herkese gönlümüz açık. Ancak Yeniçerilerin kelle istemesi gibi gelirse bu da hükümet nezlinde yansıma bulmaz.

Sayın Başbakan birileri istiyor diye görevini yapan kimsenin kellesini vermez.