-CELİLİ: FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRMELİ İSTANBUL (A.A) - 22.01.2011 - İran Milli Güvenlik Yüksek Kurulu Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakerecisi Said Celili, İstanbul'da yapılan görüşmelerle ilgili olarak, "Bu görüşmeleri milletlerin hukukuna saygı çerçevesinde çatışmaları önlemek amacıyla bir fırsat olarak değerlendirmeli" dedi. Celili, Tahran'ın nükleer programıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya (5+1) ile İran arasında Türkiye'nin evsahipliğinde İstanbul'da yapılan müzakerelerin ardından bir basın toplantısı düzenledi. Nükleer silah sahibi ülkelerin neden hala silahsızlanmadıklarını soran Celili, nükleer silahların önlenmesi için uluslararası işbirliği yapılması gerektiğini belirtti. Barışçı nükleer enerjinin insanların ihtiyaç duyduğu bir gereklilik olduğunu dile getiren Celili, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) milletlerin haklarını koruyan bir anlaşma olarak kesinlikle desteklenmesi gerektiğini ifade etti. NPT'yi desteklemek için yasalarla hukuk arasında denge sağlanması gerektiğini dile getiren Celili, bu konuda denge sağlanmazsa NPT'nin zarar göreceğini, NPT üyelerinin haklarının resmi biçimde tanınması ve bildirilmesi gerektiğini söyledi. "Bunlar ön koşul değil, bunlar görüşmelerin yapılması için gereklidir. Bu ön koşul değil, en temel adımdır" diye konuşan Celili, İran'ın UAEK'nun faal bir üyesi olarak bu alanlarda çok önemli adımları olduğunu kaydetti. "İSRAİL'E NÜKLEER SİLAHI KİM VERDİ" Asılsız konular öne atılarak temel konuların gölgede bırakılmak istendiğini söyleyen Celili, "Niye Avrupa'da 200'den fazla nükleer tesis var? Uluslararası toplum bu konuda ne yapıyor? İsrail'in nükleer silahını kim ona vermiştir? Bu konuda hiç araştırma yapılmış mıdır?" diye sordu. "Barışçı santrifüj için yaptırımlar yapılırken İsrail konusunda bir şey yapılmadığını" öne süren Celili, bunların Amerika'nın resmi senetlerinde de açık bir şekilde görüldüğünü ifade etti. Said Celili, şunları kaydetti: "200 tondan fazla yüksek düzeyde zenginleştirilmiş nükleer madde, 40 yıldan uzun süredir ABD'de kaybolmuştur. 200 pound nükleer madde çalınmıştır. Haberlerde bunlar vardır. Niye uluslararası topluma kimse haber vermemiştir? Bu uluslararası toplumu endişelendirmiyor mu? Bunlar gölgede bırakılmamalıdır. Asılsız konular ortaya atarak bunları gölgede bırakmamalıyız." Celili, özellikle basın organlarından "Niye bir ülkenin barışçıl faaliyetleri konusunda binlerce şey yazılıyor, ancak 200 pound nükleer maddenin kaybolması konusunda bir şeyler yazılmıyor, onları kamufle etmeye çalışıyorlar" diye sormalarını istedi. İran'ın Nükleer Başmüzakerecisi Celili, uluslararası arenada bu konuda işbirliği yapabileceklerini belirterek, bu konunun dikkate alınmasını talep etti ve şöyle konuştu: "İstanbul'da bulunan 6 ülkeyle de bunları konuşmaya hazırdık. Üç alanda da işbirliği yapmaya hazırdık. Milletlerin hukukuna saygı çerçevesinde, çatışmaları önlemek amacıyla bir fırsat olarak bu görüşmeleri değerlendirmeli. Barışçıl bir dünya yaratmak amacıyla işbirliği yapmaya hazırız. Özellikle nükleer alanda işbirliğine hazırız. Bu konuda ortak mantık ve ortak daha güzel bir gelecek üzerine konuşmalarını ve iyi bir dünyaya varmalarını diliyoruz." -BREZİLYA VE TÜRKİYE'NİN ÇABALARI- Celili, Brezilya ve Türkiye'nin çabaları anımsatılarak, Türkiye'nin gelecek süreçte herhangi bir rol oynamasını isteyip istemediklerinin sorulması üzerine, uluslararası konularda tüm ülkelerin söz sahibi olması ve karar sürecine dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. Celili, Türkiye ve Brezilya'nın uluslararası arenada çok ciddi girişimlerde bulunabileceklerini ve çok yüksek potansiyele sahip olduklarını gösterdiklerini belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın ''Tahran Deklarasyonu''nda önemli rol oynadıklarını anımsatan Celili, bağımsız ülkelerin desteğinin önemine değindi. Bir gazetecinin İngiltere'nin eski Başbakanı Tony Blair'in İran'a karşı güç kullanmak gerekse de harekete geçilmesi gerektiğini söylediğini anımsatarak askeri bir harekat bekleyip beklemediklerini sorması üzerine Celili, "Blair şu anda yargıda olan işten bir kurtulsun ondan sonra" dedi. Celili, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazı insanlar milletlerin haklarını görmezden gelerek bazı girişimlerde bulunuyorlar. Bu girişimlerin sonucunda binlerce insan ölüyor. Kimse bunu neden diye onlara sormuyor. Tony Blair cenapları sadece İngiltere'de değil, uluslararası arenada da yargılanmalı. Irak'a girmişler, yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olmuştur ama kimse onları bugün sormuyor. BM Güvenlik Konseyi bunu yapsa bile veto ediyorlar hemen bu konuda bir şey yapamıyor. Uluslararası ilişkiler adil olmalı, tüm milletlerin hakkına saygılı olmalıdır." Başka bir soru üzerine, BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararlarda İranlı iki nükleer uzmanı bilimadamının isminin geçtiğini, daha sonra teröristlerin bu bilimadamlarına saldırı düzenlediklerini söyleyen Celili, bu konuda Güvenlik Konseyi'nin uluslararası topluma cevap vermesi gerektiğini dile getirdi. İran'a yönelik siber saldırılara da değinen Celili, "İran, NPT'nin üyesidir. Tüm faaliyetleri UAEK denetimi altında yapılıyor. Bunlar hangi hakla bunları yapıyorlar?" dedi. "Ashton sizi mantıklı bulduğu halde niye sizinle anlaşamadı?" şeklinde bir soru üzerine Celili, İran'ın mantıklı olduğunu söylediyse Ashton'a teşekkür etti. Diyaloğun başarılı olması için ortak bir mantığa dayalı olması gerektiğini ifade eden Celili, Ashton'ın çoğu zaman kendilerinin görüşlerine katıldığını kaydetti. Celili, "Uluslararası arenada, BM'de tüm görüşmeler ortak mantık, karşılıklı haklara saygı duymak çerçevesinde olmalıdır" diye konuştu. Said Celili, bir sonraki görüşmelerin nerede yapılacağının sorulması üzerine, "Eminim ki ortak bir yol bularak görüşmeler tekrar devam eder. Biz de devam edeceğini ümit ediyoruz" dedi. Başmüzakerecisi Celili, görüşmelerin bir fırsat olduğunu belirterek, bu fırsatı değerlendirmek, her zaman diyaloğa ve işbirliğine açık, ortak mantık üzerine bir tavır aldıklarını dile getirdi. DAVUTOĞLU'NUN YAPICI VE OLUMLU ÇABALARI Cenevre ve İstanbul görüşmelerini değerlendirmesi ve İstanbul görüşmelerinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yaklaşımının sorulması üzerine Celili, Davutoğlu'nun yapıcı ve olumlu tüm çabalarına çok teşekkür ettiğini söyledi. Tahran görüşmelerinde de Davutoğlu'nun rolünün çok etkili ve belirgin olduğunu söyleyen Celili, "Buradaki görüşmelerde de çok aktif ve yapıcı bir etkisi vardı. Davutoğlu da aynen bizim gibi ortak bir mantıktan, ortak bir zeminde buluşmamızı istiyordu. Kendisine teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Ashton'ın "UAEK'nin İran'ın nükleer programını barışçıl amaçlarla kullanıp kullanmadığı konusunu teyit etmediğini" söylediğini anımsatan bir gazeteciye Celili, ajansın başkanının 25 kez İran'ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğunu söylediğine işaret etti. Celili, İran ve ABD heyetinin görüştüğünün belirtildiğinin anımsatılması üzerine, "Bizim hiçbir görüşmemiz olmamıştır. İran ve ABD arasında 30 yıldan fazladır güvensizlik duvarı var. ABD, İran halkına karşı 30 yıl içinde İran'daki demokrasiyi engellemek için yaptığı şeyleri herşeyden önce bir kenara bırakmalı" diye konuştu.