Türkiye yazarı Cem Küçük, ABD’nin İran’a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla 20 ay önce Miami'de tutuklanan Reza Zarrab'ın, "tanık" sıfatıyla ifade verdiği davayı "AKP'ye operasyon" olarak 'değerlendirdi'. Küçük, "AK Parti içinde yolsuzluklara karışmış olanlar vardır. Ama bunlar sizin yanınızda çırak olamazlar. Bunlar amatör ve salakça yolsuzluk yapan tipler olabilir ancak" ifadesini kullandı.
Küçük ayrıca, yaşandığını iddia ettiği bir diyaloğu da okurlarına şöyle aktardı:
"Bir büyük patronun çok önemli bir devlet yetkilimize bir sohbette espri yapar gibiyken ağzından kaçırdığı şu cümle çok önemli: "Bunlar hakikaten aptal hırsızmış. Nasıl bu iş yapılır bilmiyorlar. Gönderin ben bunlara öğreteyim."
Cem Küçük'ün "28 Şubatçı alçaklar namus dersi veremezler!" başlığıyla (4 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Sevgili okurlarım, Cuma günü de yazdığım gibi Türk medya ortamı denen bu piyasa tam bir kalleşler ve hainler tarlasıdır. Bu iğrenç balçık tarlası medya büyük ölçüde tasfiye edilmeden Türk milleti bu ihanet çemberinden kurtulamaz. ABD'nin Türkiye'ye operasyonundan sonra tüm medyayı dikkatle inceledikçe bu kanaatim daha da güçleniyor. 28 Şubatçı medya aktörlerinin istisnasız hepsi de bu kumpas davasından medet umuyor ve Erdoğan düşürülebilir diye göbek atıyor. Son 5 gündür tüm 28 Şubatçıların ve Erdoğan düşmanı pisliklerin yazılarını dikkatle inceleyin. Hepsi de bayram ediyor. Açıkça yazmaya korkuyorlar ama hepsi de ABD'nin Cumhurbaşkanımızı yok etmesini istiyor. Bu vesileyle kendileri gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış bu 28 Şubatçı medya camiası utanmıyor da millete ahlak dersi vermeye kalkıyor. Nasıl namussuz olduklarını cümle âlemin bildiği ve somut kanıtlarla ortada olan bazı medyacılar namus satmaya kalkıyor. Halkımızın neredeyse tamamı bu şerefsizlik fabrikası olan gazeteci milletinden tiksiniyor ve yargının bu alçaklara bedelini ödetmesini istiyor. Evi camdan olan başkasına taş atmasın diye meşhur söz bu hainler için söylenmiş ama bir zerre utanma duygusu yok bu rezil tiplerde. Herifler bir petrol kurumunu bedavaya kapatıp aleni soygun yapmış. Sonra bir partiye yakın bankanın genel müdürüne manşetlerden şantaj yapa yapa o petrol kurumunun diğer yarısını neredeyse beleşe almış. Soygun konusunda adamlar ordinaryüs ama utanmıyorlar, 17-25 Aralık dosyaları yeniden açılsın diyorlar hâlâ. Adamlar 2001 yılında çıkan bir kitapta 28 Şubat askerî darbesini yapmakla övünüyor ve bunlara hâlâ hesap soran yok ama dört bakan tutuklansın diye yayın yapıyorlar. 1997-2002 arası Türkiye tarihinin en büyük yolsuzlukları yapılmış. Tüm bu gazeteciler o yolsuzlukların, soygunların bir parçası ama utanmıyorlar onur ve haysiyet falan diyorlar. Yahu siz şerefsizliğin kitabını yazmış adamlarsınız. Yolsuzluk ve hırsızlık konusunda, adam kayırma, haksız kazanç, kaçakçılık ve rüşvet konusunda 28 Şubat'ın gazetecileri hapisteki hırsızlara ders verir yahu. Nasıl vurgun yapılır? Nasıl soygun yapılır? Nasıl banka hortumlanır? Bu konuda en ileri yöntemleri Türkiye'ye siz öğrettiniz. AK Parti içinde yolsuzluklara karışmış olanlar vardır. Ama bunlar sizin yanınızda çırak olamazlar. Bunlar amatör ve salakça yolsuzluk yapan tipler olabilir ancak. Bir büyük patronun çok önemli bir devlet yetkilimize bir sohbette espri yapar gibiyken ağzından kaçırdığı şu cümle çok önemli: "Bunlar hakikaten aptal hırsızmış. Nasıl bu iş yapılır bilmiyorlar. Gönderin ben bunlara öğreteyim." Sevgili okurlarım bu diyalog ile kahkaha aynen yaşanmıştır ve devlet kayıtlarına girmiştir. Sözde şakadır bu, ama her şakada gerçek gizlidir. Bu meşhur patron bu işin kompedanı. Aynı şey gazeteciler için de geçerlidir. 28 Şubat'ın soyguncu medya aktörlerinden bizim muhafazakâr medyanın çok büyük çoğunluğu hâlâ tavuk gibi korkmaktadır. Gerçekten nefret ediyorum bu medya düzeninden. Bunlara boyun eğen, karanlık odalarda yapılan şantajlara boyun eğenler var. Karanlık odaların adamlarını alıp kurtulacağını sananlar yanılıyorlar. Ben hiçbir alçağın şantajına boyun eğmem. Cumhurbaşkanımız da hiçbir devletin şantajına boyun eğmez. Bir vatansever olarak bu alçak suç örgütlerini göçertmemiz vatanımıza borcumuz olduğu hâlde bizim muhafazakâr medyada alçakça bu çetecilerle kanka olan sözde gazeteciler var. Bu hainlerle iş tutanlar var ve bu hortumcularla beraber suç ilişkisine girerek etrafına kalleşlik yapanlar var. Ama merak etmeyin sevgili okurlarım bu ülkede bu alçaklar ve ithal radikaller olduğu kadar da "Devlet-i ebed müddet" kurumları var ve müsterih olunuz ki, tüm bu rezaletler raporlanıyor. Her şeyin bir sırası var ve tüm bu suç örgütleri hakkında büyük harfle DEVLET arşivinde gereken dosyalar var. Bu dosyalar savcılarımıza sevk edildiği an süreç başlar. Bu ABD operasyonuyla beraber görüldü ki, medyadaki tüm hainlerin hepsi birden hukuki bedelini ödemeden Türkiye Cumhuriyeti rahat nefes alamayacaktır.