Star yazarı Cem Küçük, Manisa'da "paralel yapı" iddiasıyla başlatılan operasyonlarda gözaltına alınan başörtülü kadınların kelepçenmesi talimatını veren Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren'in açığa alınmasına tepki gösterdi. "Bir kere o kadınlara kelepçe takılması doğru değildi" diyen Küçük, "Yanlış oldu. Ama kelepçe takıldı diye de bir emniyet müdürünün açığa alınması doğru değil" ifadesini kullandı. Bugün Kanal 24'te yayınlanan 'Günün Manşeti' programında da "Ben bugüne kadar kelepçe taktı diye bir emniyet müdürünün açığa alınmasına ilk kez şahit oluyorum" diyen Cem Küçük, şunları söyledi:
"Bir tane kelepçe takıldı diye işte efendim Ergenekon gibi sulandırılıyor filan.. Bırakın Allah aşkına. Ne Ergenekon davasını bildiğiniz var ne de FETÖ davasını. Bence Tayfun Erdal Ceren de burada hakkıyla mücadele etmiştir bu adam. Bülent Arınç'a rağmen aslanlar gibi mücadele etmiştir. Kardeşim böyle kalkıp da sen engellemeye çalışırsan, basit şeylerden insanları görevden alırsan, o zaman bu şeye gitmez. Bu devletin işi ya..."
Küçük'ün Star'da "FETÖ’yle mücadele ve kaçmaya hazırlananlar!" başlığıyla yayımlanan (13 Kasım 2015) yazısı şöyle:
8 Mayıs 2015’te bu köşede Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Eren hakkında şunları yazmıştım:
“17-25 Aralık darbe girişimlerinden sonra hükümet, Paralel çeteyle mücadele için bazı yasalar çıkardı. Bunlardan biri de makul şüpheydi. Bu kanun şüphesiz Paralel çeteye karşı çıkartıldı. Öte yandan Kırmızı Kitap’a Paralel Yapı’nın girmesi tanımı net ortaya koyuyordu. Türk devleti kendi varlığına yönelik en büyük tehdidi bertaraf etmek için hukuk üzerinden gerekeni yapıyordu.
Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal’ın yaptıklarına bu açıdan bakmak lazım. Karşımızda örgütsel bir yapı var. Paralel çete sadece emniyet-yargı cuntası üzerinden tasallut oluşturmadı. Dernekleriyle resmi soygun yaptı, zorla bağış aldı. Himmet adı altında paralar aldı. Kurban paraları topladı. Vermeyenlerin başına neler geldiğinin çok örneği var.”
Tayfur Erdal Ceren’i övmüş ve kararlılığını beğenmiştim. İki gün önce Manisa’da FETÖ operasyonlarında gözaltına alınan kadınlar vardı. Onlara kelepçe takıldığı için Ceren açığa alındı. Bir kere o kadınlara kelepçe takılması doğru değildi. Yanlış oldu. Ama kelepçe takıldı diye de bir emniyet müdürünün açığa alınması doğru değil. Ben bugüne kadar kelepçe taktı diye bir emniyet müdürünün açığa alınmasına ilk kez şahit oluyorum.
Bu ülkede yerlerde sürüklenen kadınlar oldu. Vatan gazetesinin eski editörlerinden Aylin Duruoğlu, bir FETÖ kurgusu olan Devrimci Karargâh Örgütü üyeliğinden kelepçelendi. Kimse açığa alınmadı. İşi bir de başı kapalı kısmına getirenler var. Başı açıklara kelepçe takılır, kapalılara takılmaz diye bir uygulama mı var? Diyelim ki, FETÖ militanı bir kadın polise mukavemet etti. Kelepçelenmeyecek mi?
Tayfur Erdal Ceren hakkında bir soruşturma açılır, olaya bakılır, sonra gereken yapılırdı. Polislerimiz FETÖ çetesiyle büyük bir mücadele veriyorlar. Hepsi ellerinden geleni yapmaya devam etsinler. Devletimiz hepsini kucaklar.
FETÖ lideri oturduğu Pensilvanya’dan kadınlara kelepçe takılmasını eleştirmiş. Sen kimsin ya? KCK tutuklamalarında birçok kadını plastik kelepçelerle afişe ederken iyiydi. İnsanların hayatını kararttınız, hala utanmadan konuşuyorsunuz. Nitekim hayat karartanlar da birer birer tüyüyorlar.
Geçen yıl Aralık ayında Tahşiye kumpasıyla ilgili Hidayet Karaca ve Ekrem Dumanlı gözaltına alındığında malum çevreler kıyamet koparmıştı. Ekrem Dumanlı, “Kaçıyor muyuz, ne diye canlı yayında bizi gözaltına almak istiyorsunuz? Çağırsaydınız gelirdik” türünden bir şeyler söylemişti.
FETÖ’cülerin en büyük yalanlarından biri budur. İşte gördük. Aranmasına rağmen 56 gündür Ekrem Dumanlı ortada yok. Birçok adrese bakıldı ama bulunamadı. Hakkında yurtdışı yasağı olmasına rağmen Dumanlı’nın kaçmış olma ihtimali çok yüksek. Ya Gürcistan sınırından ya da Bodrum tarafından illegal olarak çıkış yapmış olabilir. İkide bir hukuk, AB diyenlerin 56 gündür kayıp olmasını neyle izah etmek gerekir acaba? Geçtiğimiz 12 Ağustosta ekranlardan Ekrem Dumanlı’nın kaçabileceğini haykırdım. Sonuç ortada.
FETÖ’nün birçok önemli militanı soluğu yurtdışında aldı. Bir yolunu bulan kaçtı gitti. O yüzden FETÖ’de tutuklama birinci öncelik olmalı. Birçok FETÖ militanı da şu an kaçma hazırlığı içindeler. Nasıl geçenlerde Savcı Adnan Çimen’in yurtdışına çıkışına müsaade edilmediyse, açığa alınan diğer savcı ve hakimler de sürekli kontrol altında tutulmalı. Ayrıca kritik önemdeki gazeteci ve akademisyenlerin de kaçmasına fırsat verilmemeli. Bülent Keneş, Tarık Toros, Erhan Başyurt, Bülent Korucu, Eyüp Can, Mehmet Kamış, Abdülhamit Bilici gibi isimler de her an kaçabilir. Özellikle Eyüp Can’a dikkat edilmeli.
FETÖ’yle mücadelenin şakası yok. Bu terör örgütü bitirilecek. Bunu hafife alan ya da “ama sulandırılıyor” gibi kıytırık argümanlar öne sürenler kenara çekilsinler. Zerre risk almamışların bu mücadelede tek bir söz söyleme hakkı yok.