İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayete azmettirmek ve suç örgütü kurmak suçlarından müebbet hapse mahkûm edilen Metro Holding’in firari patronu Galip Öztürk’ün, mahkumiyet kararlarının FETÖ’den kaynaklandığı yönündeki suç duyurusunu kabul etmedi. Öztürk, suç duyurusunda cemaate 4 milyon 650 bin lira nakit para yardımı yaptığını, cemaat için Erbil’de okullar yaptırdığını, buna karşılık devam eden para taleplerine olumsuz yanıt verdiğini belitti. Bu olumsuz yanıtı nedeniyle sonra hakkındaki davalarla ilgili tehdit edildiğini savunan Öztürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklemesi nedeniyle dosyalarının olumsuz sonuçlandırıldığını iddia etti. Başvuruyu ele alan Savcılık, Öztürk’ün iddialarını yersiz buldu. Kararda, Öztürk’ün cemaate yaptığı yardımlar karşısında örgütün emniyet ve yargı kanadı tarafından korunup kollanmayı amaçladığının anlaşıldığı belirtildi. Öztürk, son olarak Cumhurbaşkanı Danışmanı ve Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Öztürk ile firarda çektirdiği fotoğraf ile gündeme gelmişti.
Öztürk, suç duyurusu dilekçesinde, çocuklarının FETÖ’ye ait okullarda eğitim görmesi nedeniyle örgütle geçmiş yıllarda bağlantı kurduğunu, birçok kez nakdi yardım ve bağışta bulunduğunu, oluşumun içindeki kişilerin kendisinden tehditle para istediğini, talepleri kabul edilmeyince gerçeğe aykırı delillerle tahkikat ve soruşturma yaparak yargılanmasının sağlandığını, bu işlemleri yapan İstanbul emniyetindeki kişilerin Gülen’in lideri olduğu örgüte bağlı olduklarını bildirdi.
Öztürk, cemaate, Samsun’da açılacak özel üniversite için 4 milyon 650 bin lira ödediğini, kendisinden Afrika’da okul yaptırması için de para istendiğini ancak bunu reddettiğini kaydetti. Öztürk, İstinye’de yapılacak bir okul için de 6,5 milyon lira istendiğini ancak ödeme talebini geri çevirdiğini ifade etti. Öztürk, Talip Büyük’ün talebiyle Erbil’de bir kız, bir erkek koleji yaptığını, daha sonra bu okullar için de yeniden para talep edildiğini ifade etti. Okuldaki fakir öğrenciler için 6 yıl boyunca, her yıl 17 bin 500 dolar ödeme yaptığını kaydeden Öztürk, Büyük’le son olarak Hüseyin Gülerce vasıtasıyla görüştüğünü aktardı.
Ödeme taleplerini reddettiği için tehdit edildiğini, 17/25 Aralık sürecinden sonra ise “Bu ülkeyi bir imam yönetemez” dediği için dosyalarının işleme konulduğunu aktaran Öztürk, müebbet hapse mahkûm edilmesini de FETÖ’ye bağladı.
İstanbul Başsavcılığı ise Öztürk’ün dilekçesinde suçladığı isimlerin ifadelerine de başvurduktan sonra takipsizlik kararı verdi. Kararda, Öztürk’ün cemaati dini ve manevi hissiyatlar çerçevesinde desteklediği, bu desteği karşısında ise örgütün emniyet ve yargı kanadı tarafından korunup kollanmayı beklediğinin anlaşıldığı ifade edildi.
Kumpas yok
Kararda, sonrasında örgütün kendisini köşeye sıkıştırmak için tehditlerde bulunduğu iddiasının soruşturulduğu ancak soyut iddialar dışında, kumpas kurulduğu iddiasını kanıtlayacak delillere ulaşılamadığı kaydedildi.
Öztürk, 23 yıl önce işlenen bir cinayetin azmettiricisi olduğu gerekçesiyle müebbet hapse mahkûm edilmiş, infazı durdurulduktan sonra yurt dışına kaçmıştı. Öztürk’ün cezası daha sonra Yargıtay tarafından yerinde bulunmuştu.