Gülen cemaatinin eski mensubu Selim Çoraklı, İzmir’de imamlık yaptığı dönemde bazı dini gruplara yönelik dinleme yaptıklarını söyledi. Çoraklı, “O dönemde bize karşı çıkan bazı radikal İslamcı grupların başındaki şahısları dinlettiriyorduk. Bunu yaparken de bizim polis ve MİT içindeki cemaate mensup arkadaşlarımız yardım ediyordu” dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “paralel yapı” dediği Gülen cemaatinin eski mensuplarından Selim Çoraklı, Star gazetesine konuştu.
Star gazetesinin bugünkü (28 Mart 2014) nüshasında yayımlanan söyleşi şöyle:
-Selim Bey kitaptan biraz bahseder misiniz? Neden bu ismi tercih ettiniz?
-Kitabın ismini neden "Gülen'in Ağlattığı Müslümanlar" koydumu merak ediyorlar. Gülen, aslında 1970'li yıllardan 2014 yılına kadar değişik kesimlerdeki İslami cemaatleri, yaptığı icraatlarla hep ağlatmıştır maalesef. O yüzden kitaba en uygun isim olarak "Gülen'in Ağlattığı Müslümanlar"ı seçtim.
-Kitaba geçmeden önce bir soru sormak istiyorum. Gülen hareketinin bir kitap çalışması içinde olduğu söyleniyor. Bu konuda bir bilginiz var mı?
-Cemaat şu anda ciddi bir parti altyapı çalışması yapıyor. Gülen, önemli isimlerini mesela Ahmet Kurucan'ı, Ergun Çapan'ı, Cemal Türk'ü Anadolu'ya gönderip siyasi parti için altyapı çalışması yaptırdığını biliyoruz. Hatta geçen günlerde AK Parti'den istifa eden İlhan İşbilen, Muhammed Çetin ve Ertuğrul Günay İzmir'de bir toplantı yaparak bu partinin sinyallerini verdi. Gülen parti kurarsa bana göre hayatının en büyük hatasını yapar. Yıllarca bütün partilere aynı yakınlıktayız dedikten sonra siyasi parti kurması, kendi kendine yeni bir çelişkiyi ortaya koyar. Boyunun ölçüsünü alması bakımından kurmasını da isterim. Duyumlarıma göre bu siyasi partinin başına Zaman yazarı Ahmet Kurucan getirilecekmiş. Ahmet Kurucan bildiğiniz gibi Fethullah Gülen'in yeğeni ile evlidir. Damat sayılır.
-Gülen'in CHP'ye destek vermesine şaşırdınız mı?
-Gülen Cemaati'nin CHP'yi desteklemesini hiç yadırgamadım. Gülen eskiden de Ecevit'i desteklemişti. "Şefaat hakkım olursa ilk şefaatimi Ecevit'e kullanacağım" demişti. Fethullah Hoca'nın eskiden bu yana Milli Görüş ile yıldızı hiç barışmamıştı. 70'li yıllarda da barışmadı, Erbakan Hoca iktidara geldiğinde de barışmadı. Özellikle 28 Şubat sürecinden önce Refah Partisi'nin iktidara gelmesiyle Gülen ciddi anlamda rahatsız olmuştur. Bunu röportajlarında da belirtmiştir. Ecevit'e gönlüm ısınıyor derken Erbakan'ı "o adam^" şeklinde tarif etmiş, "Erbakan'a kalbim ısınmıyor" demiştir.
Fethullah Gülen'in Nurculuğu sonradan olma bir Nurculuk. Gülen bunu hatıralarında anlatıyor. Fethullah Hoca 1960'dan önce Bediüzzaman Erzurum'a gittiğinde, "Said Nursi Kürt olduğu için onu ziyaret etmedim" diyor. Aynı Fethullah Hoca, o dönemde Erzurum'a gelen İsmet İnönü'yü ziyaret edip elini öpüyor.
Yine güncel bir soru sorayım. Dün Gülen hareketinin en önemli kurumlarından biri olan Kaynak Holding'e bir operasyon düzenlendi. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- Yönetim Kurulu Başkanlığını eskiden Zaman gazetesi eski Genel Müdürü Naci Tosun'un yapıyordu. Bildiğim kadarıyla Kaynak Holding Gülen cemaatine bağlı NT mağazaları, Sürat Kargo, Sürat Bilişim, Kaynak Kağıt gibi şirketler bulunuyor.23 şirket olduğunu biliyorum.
Böyle bir operasyonu bekliyordum.Aslında Gülen yıllar önce söylediği "Eviniz camdansa başkasının evine taş atmayın. Onlarda döner sizin camdan evinize taş atıp kırarlar" sözüne sadık kalsaydı belki de bunlar yaşanmayacaktı.
Aldığım habere göre bizzat Holding bünyesinde çalışan üst düzey bir yöneticinin ihbarı sonucu gerçekleşen bu aramalar sonunda ciddi sonuçlar elde edilebilir. Zira Gülen cemaatinin sadece bu holding kanalıyla değil, diğer birçok resmi gayri resmi kuruluşuyla özellikle uluslar arası planda ciddi iddialar vardı. Sonucu bekleyip göreceğiz.
-Son üç ay içinde yaşananları göz önünde bulundurduğunuzda cemaat içinde bir kırılma yaşandığını gözlemlediniz mi?
-Cemaatten son dönemde çok ciddi kırılmalar var. Özellikle iş adamları çevresinde büyük kopuşlar yaşanıyor. İş adamları da sonuç olarak bu ülkenin vatandaşı. Hükümetle niye çatışmayı göze alsınlar. 12 yıldır devletle uyum içinde çalışan işadamları işlerinin bozulmasını ister mi? Özellikle kafası çalışan, aklını kiraya vermemiş cemaat mensupları ister istemez kafalarında soru işaretleri kalıyor. Ben de dahil olmak üzere Gülen'in en yakın adamları ekrana çıkıp önemli açıklamalarda yapıyor. Gülen'in kendilerini aldattıklarını söylüyor. "Bunların hepsi mi yalan söylüyor, Gülen'de hiç mi yanlış yok" diyerek sorgulamaya başladılar.
-Son günlerde her gün yasadışı bir dinlemenin sosyal medya üzerinde Gülen grubu tarafından paylaşıldığını görüyoruz. Böyle şeyler sizin zamanınızda da yapılıyor muydu?
Cemaatin dinleme ile ilgili sabıkası çok eskilere dayanıyor. Eski yıllarda "Sema Video" diye bir firma kurmuşlardı. Bu firmanın başında İlhan İşbilen, Mehmet Demircan gibi isimler vardı. Mehmet Demircan şimdi ABD'deki o dinleme merkezinin başında olan arkadaş. Latif Hoca 15 yıl boyunca dinlendiğini televizyonda söyledi. Nurettin Veren dinlendiğini ve dinleme kayıtlarının Fethullah Gülen tarafından önüne atıldığını bizzat bana söyledi.
Diyelim cemaat hiçbir dinleme yapmıyor. Peki bunlara neden sahip çıkıyorsunuz? Neden bunları yaygınlaştırıyorsunuz? Neden cemaat medyası bunları yayınlıyor? Cemaat yazarları neden bu yasadışı dinlemelere sahip çıkıyor? Polisine ve savcısına sahip çıkıyorlar. Onların yaptığına yüzde yüz inanıyorum.
-Sizin imamlık yaptığınız dönemde de var mıydı böyle çalışmalar?
-İzmir'de imamlık yaptığım dönemde biz de yapıyorduk. O dönemde bize karşı çıkan bazı radikal İslamcı grupların başındaki şahısları dinlettiriyorduk. Bunu yaparken de bizim polis ve MİT içindeki cemaate mensup arkadaşlarımız yardım ediyordu.
-Gülen hareketi mensuplarının, Gülen'i Mehdi ya da Mesih gördüklerini düşünüyor musunuz? Böyle bir şahitliğiniz var mı?
Maalesef böyle bir durum var. Cemaatin öyle bir hüsn-ü zannı hep olmuştur. Ben buna hep karşı çıktım.Peygamber gibi hatta yarı ilah gibi görenler bile mevcut. Peygamberlerin sıfatlarında bir tanesi de "ismet" sıfatıdır. Yani yanlış yapmaz sıfatı. Aslında Peygamberler yanlışa meyleder, Allah onları vahy ile düzeltir. Bazı cemaat liderlerini de Peygamber varisleri saydıkları için hatasız ve masum görürler. Fethullah Gülen Cemaati onu masum imam olarak görüyor. Hiçbir zaman yanlış yapmayacağını söylüyorlar. Cemaate mensup birine, Fethullah Gülen'in bir tane yanlış yaptığını kabul ettiremezsiniz. Mehdilik meselesine gelince. Mehmet Kutlular bunu kendi de belirtiyor. Bir röportajında "Fethullah Hoca kendisini 1970'te Mehdi ve Mesih biliyordu. Onun için ayrıldık" diyor.
-Fethullah Gülen'e ne yapmasını önerirsiniz?
Sayın Başbakan'ın bu meselede geri adım atması çok zor görünüyor. Bu kaos sarmalından kurtulmanın tek yolu var; Gülen Türkiye'ye gelecek ve yaptıklarından tevbe edecek, ben seçilmiş iktidara yanlış yaptım diyecek ve özür dilecek. Nasıl geçmişte Çevik Bir'e "şerefli generalim, gel okulları devredeyim" dediyse şimdi de diyecek mi "Tayyip Bey sen bu ülkeyi yöneten Müslüman, alnı secdeye gelen bir başbakansın. Ben hata yaptım diyerek özür dilemesini t ek kurtuluş yolu olarak bunu görüyorum. Yoksa bir yandan mağdur edebiyatı yapıp diğer yandan kendi medyasında saldırması, devlet erkini elinde tutan bir iktidarın bunlara karşı merhamat göstereceğini zannetmiyorum.
-Bir zamanlar imamlığını yaptığınız Gülen hereketinin genç kadrolarına ne tavsiye edersiniz?
Meseleye taassupla bakmasınlar. Şuurlu bir şekilde meseleye baksınlar. Fethullah Gülen hiçbirinin babasının oğlu değildir. Bir zamanlar onların Gülen'e baktıkları noktadan bakıyordum. Ben de Gülen'in gerçekten seçilmiş bir insan olduğuna inanıyordum. Ama aklımızı çalıştırdığımız için yapılan yanlışları gördük. Tek ölçümüz Kur'an ve sünnettir. Peygamberler müstesna herkes hata yapabilir. Akıllarını çalıştırsınlar. İslam akılsızları muhatap bile kabul etmiyor.