Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsoluğuna girdiği 2 Ekim'den bu yana kendisinden haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğüne dair ses kaydı ve video görüntüleri bulunduğu iddia ediliyor. Bu iddiaların sahibi de isimlerini vermeden ABD basınına konuşan Türk yetkililer.
Washington Post'a konuşan bir yetkili ses kaydına ilişkin şunları söylemişti: "Ses kaydı, içeri girmesinin ardından Cemal'in başına neler geldiğini ortaya koyuyor... (Kaşıkçı'nın) ve Arapça konuşan diğer başka adamların sesini duyabiliyorsunuz. Nasıl sorgulandığını, işkenceye uğradığını ve sonra da öldürüldüğünü dinliyorsunuz"
Ancak Türkiye, bu ses kaydı ve video görüntülerine ilişkin şimdiye kadar herhangi bir kanıt sunmadı.
Sabah gazetesi ise 13 Ekim tarihli haberinde, 'Kaşıkçı'nın öldürüldüğü anların ses kayıtları bulunduğunu', bu kaydı da 'Kaşıkçı'nın kolundaki akıllı saat Apple Watch ile kendisinin kaydettiğini' yazdı.
Haberde, Kaşıkçı'nın başkonsolosluğa girmeden önce kolundaki Apple Watch'la kendisine ait iPhone telefonunu eşleştirdiği ve bina içinde yaptığı kaydı da iPhone'u ve Apple'ın internet ortamında kayıt özelliği bulunan iCloud sistemine yedeklediği iddia ediliyor.
Haberdeki bir iddia da, Suudi istihbaratçıların bu akıllı saati fark edip şifre denemeleriyle açmaya çalıştıkları, başaramayınca da Kaşıkçı'nın parmak izini kullanarak saate girip bazı dosyaları silmeye çalıştıkları ve başarılı oldukları, silinmeyen dosyaların da MİT ve Emniyet tarafından iCloud ve Kaşıkçı'nın telefonu üzerinden ele geçirildiği yönünde.
Ancak Apple Watch cihazlarında parmak izi özelliği olmadığı gibi, Apple Watch'ın ses kayıt özelliğine dair teknik altyapı da bu kayıtların Kaşıkçı'nın kolundaki akıllı saatten elde edildiğine ilişkin iddiaları zayıflatıyor.
Teknoloji uzmanları da bu konudaki soru işaretlerine dikkat çekip, Türk yetkililerin var olduğu söylenen bu ses ve görüntü kayıtlarını başka yöntemlerle elde etmiş olabileceklerini söylüyor.
Akıllı saat Apple Watch'ın (iWatch) iPhone'lar gibi parmak iziyle ekran kilidini açma özelliği yok. Sabah gazetesi şifre girerek açılmaya çalışılan Apple Watch'ın sonunda parmak iziyle açıldığını öne sürmüştü.
Dolayısıyla parmak iziyle erişim imkânsız. BBC Teknoloji Muhabiri Rory Cellan-Jones'a göre Apple Watch'a 'parmak iziyle girildiği' iddiasının tek dayanağı, saatin eşleştirildiği bina dışındaki iPhone'un kilidinin açılması olabilir. Telefon ise bina dışında Kaşıkçı'yı bekleyen nişanlısı Hatice Cengiz'deydi.
Akıllı saat Apple Watch'ın (iWatch) kayıt cihazı olarak kullanılabilmesi ancak bazı uygulamaların (application) indirilmesiyle mümkün olabilir.
Cihazın kendisinde böyle bir özellik yok. Bu uygulamalardan biri Just Press Record. Bu tip uygulamalar Apple Watch'a yüklendikten sonra ekranda çıkan kırmızı tuşa basarak aktif hale getiriliyor ve internet kayıt sistemi iCloud ya da Bluetooth aracılığıyla iPhone cep telefonuyla paylaşılabiliyor.
Uygulamayla yapılan ses kayıtları, Apple Watch'tan eşleştirilen iPhone cep telefonuna Bluetooth, iCloud ve ortak paylaşılan kablosuz internet ağı aracılığıyla gönderilebiliyor.
Kaşıkçı'nın kolundaki akıllı saati Apple Watch'ın modeli Mayıs ayında katıldığı AlSharq Forum'da verdiği mülakatta görülüyor.
Saatin yanında kırmızı tuş var. Bu da saatin Apple Watch 3 modeli olabileceğine işaret ediyor. Bu üçüncü nesil Apple Watch'lar cihazda GPS ve hücresel (Cellular)özelliği sunuyor.
Apple'ın internet sitesinde bu özellik için "iPhone'dan uzakta olduğunda hücresel özelliğine sorunsuz bir şekilde geçen eksiksiz bir LTE ve UMTS radyoya sahip (…) Müşteriler doğrudan Apple Watch Series 3 (GPS + Cellular) ile hücresel aramalar yapabilecekler" deniyor.
Ancak, iPhone olmadan arama, mesaj gönderebilme ve internete bağlanabilme imkânı sağlayan 3. nesil Apple Watch'ların bu özelliği Türkiye'de kullanılamıyor çünkü bu sistemi destekleyen cep telefonu şebekesi yok. Çünkü eSIM için Apple henüz Türkiye'deki iletişim operatörleriyle henüz bir anlaşma yapmadı.
Dolayısıyla Kaşıkçı, akıllı telefonunu kayıt amaçlı iPhone'u gibi kullanmış olamaz.
Bir diğer ihtimal Bluetooth paylaşımı.
Bluetooth aracılığıyla bağlantı sağlayabilmek için için Apple Watch ile iPhone arasındaki mesafenin yaklaşık 10-15 metre olması gerekiyor.
Kaşıkçı, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunun Levent Akasyalı Sokak'taki kapısından 2 Ekim 13.14 civarında girdi. Birkaç saat sonra çıkmayınca, kendisinin girmeden önceki talebi doğrultusunda nişanlısı Cengiz, yetkilileri ve AKP'li Yasin Aktay'ı aradı. O birkaç saat içinde harita ölçümüne bakıldığında başkonsolosluğa giren Kaşıkçı ile iPhone'unu taşıyan Cengiz arasında oluşan mesafenin 10-15 metreden fazla olduğu da görülüyor.
Bu deneyi BBC teknoloji muhabiri Rory Cellan-Jones da yaptı: "Oturma odamdaki iPhone'umda podcast çaldım, Bluetooth'lu kulaklıkla podcast'ı dinleyerek ortalama büyüklükteki evin diğer ucuna gittim. Ses kayboldu. İstanbul'daki binada da sinyalin birkaç duvarı aşması zor görünüyor. Tek olasılık, nişanlısının sorgu odasının hemen yanında duruyor olması"
Ancak 2 Ekim'deki güvenlik kameraları görüntülerinde Cengiz'in binaya alınmadığı ve dışında Akasya sokaktaki kapıda görülüyor.
Dolayısıyla Bluetooth çekim alanı zayıf ve ses kaydının Kaşıkçı'nın Apple Watch'ından nişanlısının elindeki iPhone'a Bluetooth'la ulaşması neredeyse imkânsız.
Bir diğer ihtimal de, iPhone ile Apple Watch'ın ortak kablosuz internet ağında olmaları.
Her iki cihaz da aynı sunucunun kablosuz internet ağındaysa karşılıklı paylaşım yapılabiliyor.
The Economist dergisinin editör yardımcısı ve teknoloji muhabiri Tom Standage, BBC Newshour radyo programına yaptığı yorumda bu ihtimalin de zayıf olduğunu söylüyor:
"Bir Suudi muhalif olarak, başkonsolosluk içindeki kablosuz internet ağına girip iletişim trafiğinin Suudiler tarafından gözetlenmesine izin vermiş olması çok olası bir ihtimal değil"
Bu ihtimal için nişanlısının da Kaşıkçı'nın iPhone'uyla aynı kablosuz ağa girmiş olması gerekiyor.
Teknoloji uzmanları, teknik olarak Apple Watch'tan sızdırılamayacağına göre var olduğu söylenen ses ve görüntü kayıtlarının ancak başkonsolosluk içinden elde edilmiş olabileceğine inanıyor.
Apple Watch'ın görüntü kaydetme özelliği bulunmadığını hatırlatan The Economist'ten Tom Standage'a göre "video olduğu iddiası, Türk yetkililerin başkonsolosluk içinde gözetleme sistemi kurduklarına işaret ediyor."
BBC Newshour'a konuşan Standage şu yorumu yapıyor:
"Apple Watch'la Kaşıkçı'nın sorgusuna, işkence gördüğüne veya cinayetine dair ses kaydı elde ettiklerini söylemeleri de, görüntüleri gerçekte nasıl elde ettiklerinin üzerini örtmek için bir sis perdesi oluşturma amaçlı olabilir.
"Başkonsolosluk içinde ekipmanları olmadan ya da başkonsolosluk içindeki görüntü sistemine sızmadan nasıl video kaydı elde edebilirler bilmiyorum.
"Gerçekte ne olduğunu anlatmak yerine teknik bir açıklama yapmaya çalışıyor olabilirler ama teknolojiden anlayanlar olarak değerlendirdiğimizde, ses ve görüntü kaydının Apple Watch'tan geldiği iddiası gerçeklerin üstüne örtme amaçlı ortaya atılmış gibi görünüyor"
BBC Teknoloji muhabiri Rory Cellan-Jones'ın yorumu da şöyle:
"Şimdi bilmediğimiz şey, Türk güvenlik servislerinin, Apple Watch'ı hack'leyip uzaktan kumandayla kontrol edilebilen bir cihaza dönüştürerek, Suudi başkonsolosluğuna girmeden Kaşıkçı'ya verip vermedikleri.
"Ama (Türklerin), yabancı diplomatların yaptıklarını ortaya çıkarmak için başka yöntemleri var gibi görünüyor ve Apple Watch hikayesi de bunun için kullanışlı bir kılıf"