Cemal Temizöz: İdam fermanımı 6 yıl sonra yırtabildim, şimdi yasal olarak hesap sorma dönemi

Cemal Temizöz: İdam fermanımı 6 yıl sonra yırtabildim, şimdi yasal olarak hesap sorma dönemi

Şırnak'ın Cizre ilçesinde 1993-1995 yılları arasında işlenen 21 faili meçhul cinayet nedeniyle 8 kez ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılandığı Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada diğer 7 sanıkla birlikte beraat eden emekli emekli kıdemli jandarma albay Cemal TemizözFethullah Gülen cemaatini suçladı. Temizöz, "Hakkımda verilen ölüm fermanını 6 yıl sonra yırtabildim. Yalan, iftira üzerine kurulan bir kumpas daha çöktü. Artık bizim yasal olarak hesap sorma dönemimiz başlıyor" dedi.

Son dönemdeki olayları değerlendirirken "Şu anda olduğu gibi Cizre kurtarılamaz. Bunun için önce halkla birlikte olmak lazım. Halk devleti görecek. Bu sahte ilişkilerle, çocuğun yanağını okşar gibi yapmakla olmaz" diyen Temizöz'ün Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'e yaptığı açıklamalar şöyle:

"Askeri birlikte kod isimleriyle çalışan ve cemaatçi olduğunu belirlediğimiz 5 kişilik bir hücrenin varlığını belirledik. Bunların sahte belgeler düzenlediklerini, birlikten belge çıkardıklarını anladık. Kod isimlerinden yola çıkıp kişilerin gerçek kimliklerini ortaya koyduk. Bunlar gözaltına alındı. Bu tarihe dikkat ediniz: 12 Mart 2009’da Kayseri Barosu Başkanı Ali Aydın ve bir grup avukat, cübbeleriyle yürüyüş yaptı. Gerekçeleri ise askeri birlikte gözaltına alınan 5 astsubayın haklarını korumak içinmiş. Yürüyüşü organize eden Baro Başkanı Ali Aydın, daha sonra HSYK üyesi yapıldı. Yani yürüyüş organize şekilde gerçekleştirildi.

Yürüyüş yapan avukatlar adına basın açıklamasını Avukat Musa Öncül okudu. O bildiride, “Astsubayları, Albay Cemal Temizöz sorgulamış, tehdit etmiş, ‘sizleri asit kuyularına, ölüm kuyularına atarım. Bunlar benim yapmadığım şeyler değildir’ dediğim iddiasına yer verildi. Silopi’de şablonu benim şahsıma yapıştırmak için plan yapıldı. Kayseri’de avukatın açıkladığı basın bildirisi benim için bir ölüm fermanıydı. Benim için bildiri yayımlandığı tarihten bir gün sonra, 13 Mart’ta, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na, başka suçtan cezaevinde yatan Mehmet Nuri Binzet şikayet dilekçesi verdi. Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı yaptığım dönemde öldürülen kişilerin gömüldükleri yeri gösterebileceğini öne sürdü."

 

"Kazıda çıkanlar hayvan kemiğiydi"

 

"Mardin’in Midyat İlçesi cezaevinde yatan Mehmet Nuri Binzet’i ziyaret eden bazı kişiler ona öldürülenlerin isimlerini vermeleri yolunda önerilerde bulunuyor ve karşılığında bazı menfaatler sağlanacağını söylüyorlar. İnsan Hakları Derneği’nin bazı yöneticileri de fotoğraflar veriyor, kayıplar arasında bunların da bulunduğunu söylüyorlar. Binzet’in ifadesinden tam 4 gün sonra yani 16 Mart 2009’da öldürülüp gömüldüğü öne sürülen kişilerin kemiklerine ulaşmak için kazılar başlatıldı. 21 kişinin öldürülmesiyle suçlanıyorduk. Arkasından 16 Mart’ta kazılar yapıldı. Kazı yerinde 13 parça kemik çıktı. Onların hayvan kemiği olduğunun bilinmesine rağmen, sanki o kemikler öldürülüp gömüldüğü öne sürülen kişilere ait kemiklermiş gibi bir algı yaratıldı. Bu kemiklerden sonra yeni şikâyetler oldu. 21 kişiyi öldürmekle suçlanıyordum."

 

"Gizli tanıklar ayarlandı"

 

"Bunun için ‘gizli tanık’lar ayarlandı. ‘Tükenmez Kalem’ ve ‘Sokak Lambası’ kod adlı eski PKK’lılar bütün eylemleri nasıl yaptıklarını anlattılar. Ancak kısa süre sonra bunlar kendilerine önerilen bazı menfaatler karşılığında bunları söylediklerini belirttiler ve onlardan şikâyetçi oldular. Bu işleri ayarlayanlar, gizli tanıkların ifadelerine yazanlar şu somut şeyi görememişler: Benim Cizre’de olmadığım zamanı gözetememişler. Olayların otopsi tutanaklarını okumamışlar. Gizli tanık ifadelerinde 3 tane olayda ben Cizre’de değildim. Bir tanesinde tayinim çıkmış, aradan bir ay geçmiş olmasına rağmen beni oradaymış gibi göstermişler. Yurtdışında olduğum dönemde beni olayların içinde göstermişler. Bir taraftan ‘Balyoz Davası”nda yargılanırken, bir yandan da Cizre faili meçhul cinayetleriyle ilgili olarak tam 8 kez ağırlaştırılmış hapis cezası istemiyle yargılandım."

 

"Kumpas çöktü, ölüm fermanımı yırttım"

 

"25 Mart 2009’da girdiğim cezaevinden 12 Eylül 2014’te tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildim. Mesleğimden oldum, çocuklarım, ailem çok zor günler geçirdi. Sonunda beraat ettim. Hakkımda verilen ölüm fermanını 6 yıl sonra yırtabildim. Yalan, iftira üzerine kurulan bir kumpas daha çöktü. Artık bizim yasal olarak hesap sorma dönemimiz başlıyor. Cizre’de ilçe jandarma komutanı olarak görev yaptığım dönemde ben sorumluluk aldım, düşünülmeyeni yaptım, halkla bütünleştim, birlik beraberlik içinde girilemeyen mahalle bırakmadım."

 

"Cizre böyle kurtarılamaz"

 

"Bugün de Cizre’nin mahallelerine polis giremiyor. Şu anda olduğu gibi Cizre kurtarılamaz. Bunun için önce halkla birlikte olmak lazım. Halk devleti görecek. Bu sahte ilişkilerle, çocuğun yanağını okşar gibi yapmakla olmaz."