KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, AKP hükümetinin ateşkes konusunda hiçbir adım atmadığını ileri sürerek, “Türkiye'nin hiç bir zaman ateşkes kurallarına uymadı” dedi. 2.5 yıl önce ateşkesi sağlatan kişinin Abdullah Öcalan olduğunu savunan Bayık, “Eğer bu önderlik üzerinde ağır tecrit varsa, başmüzakereci olarak bu görevini yerine getirecek koşullar yoksa zaten ateşkes yok demektir” ifadelerini kullandı. Cemil Bayık ‘İmralı tecridinin’ savaş nedeni olduğunu savundu.
Kürtçe yayımlanan Azadiya Welat gazetesinde yazan Cemil Bayık, ateşkes ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin hiç bir zaman ateşkes kurallarına uymadığını, daha ilk günden 'kalekol' yapımlarını hızlandırılarak niyetini ortaya konulduğunu öne süren Bayık yazısında şunları söyledi:
"Özgürlük Hareketi, ateşkese 2.5 yıl uyulmadığı halde sabırlı davranarak, Kürt sorununa çözüm için Türk devletine adım atma fırsatı tanımıştır. Ancak AKP Hükümeti bu ortamda ciddi hiçbir adım atmamıştır. 2.5 yıl önce ateşkesi sağlatan kişi Abdullah Öcalan'dır. Eğer bu önderlik üzerinde ağır tecrit varsa, başmüzakereci olarak bu görevini yerine getirecek koşullar yoksa zaten ateşkes yok demektir. Ateşkesi sağlatan başmüzakereci üzerinde ağır tecrit ve psikolojik savaş uygulanacak, ondan sonra da ateşkesten söz edilecek! Kaldı ki Kürt Özgürlük Hareketi defalarca AKP Hükümetinin ateşkesi bitirdiğini, AKP'nin uygulamalarını da gözler önüne sererek ilan etmiştir. Ortada ateşkes diye bir şey kalmamıştır. Eğer şimdiye kadar ciddi bir savaş olmamışsa, bunun nedeni, Özgürlük Hareketi'nin halklarımıza karşı duyduğu sorumluluktur; Bu çerçevede Türk devletine ve AKP Hükümetine çözüm için şans tanımasıdır. Kürt Özgürlük Hareketi, Önder Apo'nun İmralı'da yürüttüğü diyalogların müzakereye evrilmesini sağlamak için, AKP'nin süreklileşen saldırılarına ve hiçbir ateşkes kuralına uymamasına rağmen çatışmasızlığı sürdürmüştür. Kuşkusuz Kürt Özgürlük Hareketi çatışmasızlığı sürdürürken büyük bir zorlanma yaşamıştır. AKP Hükümeti Hareketimizin tutumunu istismar ederek bir savaş hazırlığı yapmıştır. Buna rağmen Özgürlük Hareketi'nin sabrı ve Önder Apo'nun çabasıyla Dolmabahçe mutabakatı gerçekleşmiştir. Önderliğimizin çabaları, Hareketimizin sabrı ve tek taraflı fedakârlıkları bu durumu yaratmada belirleyici rol oynamıştır. Ancak AKP'nin lideri Tayyip Erdoğan kendini hükümet yerine koyarak, hatta başkan olmadan başkan gibi davranarak 'taraf da yok, müzakere de yok, masa da yok, Kürt sorunu da yok' deyip tüm çabaları anlamsız hale getirmiştir. Ateşkesi de anlamsız hale getirerek tam anlamıyla bitirmiştir. Önceden de yok saydığı ve bitirdiği ateşkesi neredeyse dirilmemecesine yere gömmüştür."
Cemil Bayık yazısında, Öcalan'ın özgürlüğü ve özgür müzakere koşulları yaratılmadan hiç kimsenin ateşkesten, çözüm sürecinden söz edemeyeceğini de belirterek şöyle devam etti:
"Hiç kimse Kürt halkını aptal yerine koymamalıdır. İmralı tecridi zaten savaş nedenidir. Artık tecrit, bir iki kişinin İmralı'ya gitmesiyle de kalkmış olmaz. Bir halkın önderi İmralı'dadır. Bu önderlik Kürt halkının başmüzakerecisidir. Sorun çözülmek isteniyorsa, bu önderlikle özgür ve eşit koşullarda müzakere yapılır. Kürt sorununda çözümü sağlamak için nelerin yapılması gerektiği bellidir. Bu da müzakere ve müzakerede mutabık kalınan konuların Mecliste anayasa ve yasalar haline gelmesi; dolayısıyla da tüm bunların gerçekleşmesi için tahkim edilmiş bir ateşkes. Mevcut Hükümet ya da kurulacak Hükümet Kürt sorununun çözümü için Önder Apo'yla müzakere yapma iradesi ortaya koymuyorsa hiçbir şey değişmemiş olur. Kürt halkına karşı kurulacak yeni bir özel savaş Hükümetini de, koalisyon bileşenleri kim olursa olsun ne Kürt halkı, ne de Özgürlük Hareketi kabul eder."