KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, PYD'nin Cenevre 3 toplantılarına davet edilmemesini "basiretsizlik" olarak değerlendirdi. Bayık, "Cenevre görüşmeleri ancak PYD olduğunda anlamlı ve sonuç alıcı olacaktı. PYD'siz bu görüşmelerin değeri olmaz, kimse de bir şey beklemez. Kaybeden PYD değil, Cenevre görüşmeleri olmuştur. Cenevre'yi hazırlayanlar tarihi bir hata yapmışlardır" dedi. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Azadiya Welat ve Yeni Özgür Politika gazetelerindeki "Kobanê'de IŞİD ve AKP yenilmiştir" başlıklı makalesinde, Kobanê'nin kurtuluşunu ve Cenevre 3'ü değerlendirdi.
"Şunu açıkça belirtelim ki, kaybeden PYD değil, Cenevre görüşmeleri olmuştur. Cenevre'yi hazırlayanlar tarihi bir hata yapmışlardır" diyen Bayık, şunları kaleme aldı: "Kobanê'nin kurtuluş günü kutlanıyor. Kobanê Direnişi IŞİD gibi dünyanın kendisine koalisyon kurduğu bir faşist gücü yenilgiye uğrattı. Kobanê dört bir taraftan kuşatıldığı halde fedaice direnerek insanlığın faşizme ve despotizme karşı en anlamlı zaferlerinden birini elde etti. Türk Cumhurbaşkanı kendinden çok emin bir şekilde "Kobanê düştü düşecek" derken, Kobanê yüzyılın direnişini gösterdi; IŞİD'le birlikte en büyük destekçisi AKP hükümetini de yenilgiye uğrattı. Kobanê'de sadece bir şehrin kurtuluş mücadelesi verilmedi; Kobanê'de demokratik özgürlükçü güçlerle despot faşist ve gerici güçler arasında kıyasıya bir mücadele yaşandı. Sadece Suriye'ye değil, Ortadoğu'ya demokrasi ve özgürlük mü hakim olacak, yoksa faşist despotlar mı hakim olacak savaşı verildi. Bu savaşı demokratik özgürlükçü güçler kazandı. Bu, aynı zamanda Ortadoğu'da da demokratik özgürlükçü güçlerin kazanması oldu. Artık despotizm ve gericilik ne kadar çırpınırsa çırpınsın Ortadoğu'da demokratik devrimci güçler kazanacaktır. IŞİD ve AKP'nin yenilgisi bu anlama gelmektedir. AKP, Bakurê Kurdîstan'da Kürt halkına yönelik "çöktürme" savaşı yürüterek Kobanê ve Rojava'da yaşadıkları yenilgiyi telafi etmeye çalışsa da boşunadır. AKP, Kürt Özgürlük Hareketi'ni yenilgiye uğratarak Ortadoğu'da AKP ve IŞİD zihniyetini ve politikasını hakim kılmaya çalışsa da bunu başaramayacaktır. Çünkü Kobanê ruhunu yaratan değerler zafer kazanmıştır ve bir daha da yenilmeyecektir. Önder Apo ve şehitlerimizin çizgisi yenilmez. AKP hükümetinin Kürt şehirlerini tanklarla, toplarla bombalaması; kültürel soykırımcı sistemin kendi kendini bombalamasıdır. Her top, tank bombalamasıyla kültürel soykırımcı sistemin yenilgisi daha da yaklaşmaktadır. Nasıl ki Kobanê'nin yerle bir edilmesinin altında IŞİD ve AKP hükümeti kaldıysa; Sur, Cizre, Silopi, Kerboran ve diğer şehirlerin yıkılması altında da kültürel soykırımcı sömürgecilik kalacaktır. Tarih bunu böyle yazacaktır. Kürt halkı da, dostları da, düşmanları da bunu böyle bilmelidir. Kobanê Direnişi Ortadoğu'da yeni bir çizginin yükselişini sağlamıştır. Toplumun özgür ve demokratik yaşam özlemine cevap olan bir düşüncenin önünde hiçbir güç kılıçla, topla, tankla duramaz. Nasıl ki ortaya çıktıkları çağlarda Hıristiyanlık, İslamiyet, Rönesans ve Reform ve Sosyalizm düşüncelerinin önünde hiçbir güç duramadıysa; kazanan toplumların özlemlerine cevap veren inanç ve düşünceler olduysa; günümüzde de Ortadoğu'da Önder Apo'nun demokratik ulus, demokratik özerklik ve demokratik toplumcu düşünce ve onun sistemleşme gerçeği kazanacaktır. Zaten Önder Apo'nun insanlık için yeni çizgisi ve çağrısı bugünden kazanmıştır. Önder Apo'nun kadın özgürlükçü ekolojik demokratik toplum paradigması Kürdistan'dan başlayarak dalga dalga tüm Ortadoğu'ya yayılmaktadır. İşte Kobanê Direnişi bu yeni paradigmanın sönmeyen meşalesi olmuştur. Kobanê Direnişini sadece savaşan binlerce militan kazanmamıştır. Kobanê Direnişini Önderlik çizgisine sahip çıkan, 1 Kasım Kobanê Dünya Günü ilan ederek Kobanê Direnişçilerinin yanında yer alan milyarlarca insanlık kazanmıştır. Kobanê Direnişçileri sadece bu düşünce ve bu düşünce etrafında toplanan insanlığın sözcüleri olmuştur. Bu özgürlük ve demokrasi ruhunun pratikleştiricileri olmuşlardır. Binlerce direnişçi bu düşüncenin ve arkasındaki halk gücünün verdiği moralle direnmiş ve kazanmıştır. Tüm insanlık Kobanê şahsında uygarlığın beşiği ve tüm büyük dinleri ve inançları yaratan Ortadoğu'da insanlığın yeni kurtuluş çağrısının ortaya çıktığını görmüş ve bu çağrıya cevap vermiştir. Kobanê'de yeni düşünce, yeni paradigma ve onun sistemleşmiş hali eski düşünce ve sistemler karşısında zafer kazanmıştır. Önder Apo'nun çağrısı, manevi uygarlığın coğrafyası Ortadoğu'dan başlamak üzere tüm dünyada yankı bulmuştur. Kobanê Direnişi ve zaferi bunun ilan edilmesi olmuştur. Kobanê Direnişinin zaferinden söz ederken 1 Kasım Dünya Kobanê Günü'nün ve bugünde ayağa kalkan tüm insanlığın en ön cephedeki temsilcileri olan Bakurê Kürdistan ve Türkiye halklarının büyük bir direnişle Kobanê'yi sahiplenmesini de burada hatırlatmak gerekir. 1 Kasım Dünya Kobanê Günü'nü 6-7-8 Ekim'de büyük bir direnişle zirveleştiren Bakurê Kürdistan halkı işte o gün Kobanê Direnişi'nin zaferini kanıtlamıştır. Bu açıdan Kobanê Direniş ruhunu, Bakurê Kürdistan'daki somutlaşması olan 6-7-8 Ekim direniş ruhunu hiçbir güç yenilgiye uğratamaz, uğratamayacaktır. Kobanê'yi zafere ulaştıran 6-7-8 Ekim ruhu Bakurê Kürdistan'daki özgürlük mücadelesini de zafere ulaştıracaktır. PYD Cenevre görüşmelerine çağrılmamış. Bu, daha baştan bu toplantının başarısız kılınmasını sağlamıştır. Artık bu görüşmelerden bir sonuç beklemek boştur. Aslında PYD'nin çağrılmaması, Cenevre görüşmelerinin sonuçsuz kalmasını isteyenlerin isteğinin yerine getirilmesi olmuştur. Cenevre görüşmeleri ancak PYD olduğunda anlamlı ve sonuç alıcı olacaktı. PYD'siz bu görüşmelerin değeri olmaz, kimse de bir şey beklemez. Aslında bu toplantıyı hazırlayanlar PYD'yi çağırmayarak en başta da kendilerini boşa çıkarmışlardır. Cenevre'nin ciddiye alınmasını ve sonuç çıkmasını sağlayacak bir aktörün dışta tutulması büyük bir basiretsizliktir. Cenevre'ye güç ve moral destek verecek, değerli kılacak temel etken dışarıda bırakılmıştır. Anlaşılıyor ki, Cenevre'yi hazırlayanlar bir toplantı nasıl sonuç alır; başarılı bir diplomasi nasıl yapılır konularında yetersiz ve yüzeysel kalmışlardır. Şunu açıkça belirtelim ki, kaybeden PYD değil, Cenevre görüşmeleri olmuştur. Cenevre'yi hazırlayanlar tarihi bir hata yapmışlardır. Eğer PYD katılsaydı Suriye barış görüşmelerinde büyük bir adım atılmış olacaktı. Cenevre görüşmeleri sonuç alıcı bir politik ve toplumsal temele oturacaktı. Meşruiyetini yitirmiş mevcut rejim ve toplumsal desteği olmayan bir muhalefetle bu tür görüşmeler yapmak IŞİD ve El Nusra gibi faşist çetelere güç vermekten başka bir anlama gelmeyecektir. PYD'yi dışlamak isteyenlerin amacı buydu; hazırlayanlar da bu tuzağa düşmüşlerdir."