Cemil Çiçek: Namazımızı tartışmaya gerek yok

Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Demokratik Açılım'' sürecinin TBMM'de ele alınmasıyla ilgili olarak, ''Bizim abdestimizden şüphemiz yok, onun için de namazımızı tartışmaya da gerek yok. Biz bu konuları kamuoyu önünde de konuşuruz, kapalı oturumda da konuşuruz. Milletimizden kaçırdığımız bir şey yok'' dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çiçek, memur maaş zamlarıyla ilgili bir soru üzerine, memur maaşları ile ilgili konunun 2010 Yılı Mali Bütçe Kanunu Tasarısı ile gündeme geleceğini söyledi.

Cemil Çiçek, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi konusundaki bir soruyu şöyle cevaplandırdı:

''Bir Anayasa değişikliği söz konusu olduğunda onunla ilgili uyum yasasının çıkması gerekir, ister Cumhurbaşkanı, ister başka bir konuda. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği belli Anayasa hükmü gereği. Bununla ilgili usul ve esasların da 102 maddenin son fıkrasında kanunla düzenleneceği ifade ediliyor. Böylece, demek ki o ilke çerçevesinde bu seçimlerde riayet edilmesi gereken usuller, süreler, aday belirleme, adaylara itiraz, adaylarda eksilme olması halinde neyin, nasıl yapılacağı, seçimlerin ilanı, devir, teslim ile ilgili bir seri düzenleme bu kanunla yapılmış. Dolayısıyla Adalet Bakanlığı bu manada 26 maddeden oluşan bir uyum yasası taslağını Bakanlar Kurulu'na getirmiş oldu. Zaten bu, Anayasa hükmünün de gereğidir.''

Hükümet Sözcüsü Çiçek, ''Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili uyum yasası, görev süresi ile ilgili de bir netleştirme içeriyor mu?'' sorusuna, ''Cumhurbaşkanının görev süresi zaten Anayasa değişikliğinde belli. Anayasa hükmü haline geldi. 5 yılda bir yapılacaktır. Dolayısıyla cumhurbaşkanları 5 yılda bir, ikinci defa seçilmesine imkan veren bir düzenlemeyle halk tarafından seçilecektir. Halk tarafından seçilirken hangi usullerle seçilecek? Bunların kanunla belirlenmesi gerekiyor'' karşılığını verdi.

-DTP'LİLERİN ZORLA MAHKEMEYE GETİRİLMESİ KARARI-

Çiçek, ''DTP'li bazı milletvekillerinin zorla mahkemeye getirilmesi kararının demokratikleşme sürecini etkileyip etkilemeyeceği'' sorusunu yanıtlarken, ''Bu bir yargısal işlemdir. Şimdi burada yürütme olarak görev yapıyoruz ve Hükümet'in aldığı kararları açıklıyoruz. Mahkemelerin ne tip bir işlem yaptığını biz bilmeyiz. Mahkemeler de bir kararı alırken hiçbir makama sormadan hukuka, dosyaya ve bugüne kadarki uygulamalara riayet ederek düzenlemeler yaparlar. Dolayısıyla mahkemelerin aldığı karar yürütme organının dışındadır, bizim dışımızdadır, bir yargısal işlemdir. Bunun yorumunun şu veya bu şekilde yapılması bize düşmez'' dedi.

-''DEMOKRATİK AÇILIM'' SÜRECİ-

Cemil Çiçek, ''Demokratik Açılım'' sürecine ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:

''Bu konunun ne kadar önemli olduğunun hepimizin farkında olması lazım. Bu, sonuçta milli bir meseledir. Türkiye'nin meselesidir. AK Parti'nin tek başına meselesi değildir. Benim değil, bizim meselemizdir. Bu nedenle konuya herkesin sorumluluk duygusu içerisinde yaklaşmasında fayda görüyoruz. Biz böyle yaklaşıyoruz. Kim ne söylemişse bunların cevabını da o gün TBMM'de o konular konuşulurken veririz.

Şunu açık olarak ifade edelim; biz yaptığımız her işi ülkemizin yararınadır diye yapıyoruz. Bu konuda katkı verecek olanlar olursa onları dinlemeye hep hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Bu konuların iç politikada kullanılmasının, böylesine önemli bir meseleye zarar vereceğinin de idraki içindeyiz. Biz böyle bir süreçte her söylenene cevap vermenin bu sürece zarar vereceğini düşünerek, olabildiğince soğukkanlı, sabırlı bu işi yürütmeye çalışıyoruz. Ancak herkesin fikri de kendinedir. En büyük karar verici bana göre kamuoyudur, milletimizdir. Millet herkesi dinliyor, herkesi takip ediyor, konuşmaları takip ediyor. Sonuçta en büyük kararı millet verecek, biz de millet adına karar verecek olan TBMM'ye bu konuyu getireceğiz, bu konuyu konuşacağız.

Konu çok önemlidir. Önemli olduğu için de soğukkanlı bu işler konuşulsun, daha derli toplu olsun, belki bir kısım konuların çok daha açık, net konuşulması imkanı olabilir amacıyla kapalı oturum olmasını düşünmüştük, ama bu hemen maksadı dışına çıkarıldı. Denildi ki 'Milletten neyi saklıyorsunuz, neyi gizliyorsunuz, niye açık konuşmuyoruz?' Bizim abdestimizden şüphemiz yok, onun için de namazımızı tartışmaya da gerek yok. Biz bu konuları kamuoyu önünde de konuşuruz, kapalı oturumda da konuşuruz. Milletimizden kaçırdığımız bir şey yok, ama birçok demokratik ülkenin parlamentolarında da kapalı oturumlar yapılır. Bu kapalı oturum ilk defa bizim zamanımızda gündeme gelen bir konu da değil. İç Tüzükte var. Nasıl yapılacağı da belli. Kaldı ki 'neden kapalı oturum yapıyorlar?' diyenlerin döneminde de iki defa yapılmış. O mantıkla gideceksek, o zaman (siz milletten neyi kaçırdınız da iki defa kapalı oturum yaptınız?) diye işin esasında çok faydalı olmayan bir tartışmayı başlatmış oluruz. Onun için bizim milletimizden kaçırdığımız bir şey yok. Milletimizin önünde biz bu işleri konuşuyoruz. Maksadı dışına konu taşırıldığı için, iç politikada çok fazla malzeme olarak kullanıldığı için biz bunu açık olarak yapacağız. Bunda da hiç mahsur yok.''

-''DÜZENLEME TERÖRİST BAŞINI KAPSIYOR MU?''-

Hükümet Sözcüsü Çiçek, ''(311. maddede istisnai hüküm var) dediniz. Bunu biraz açabilir misiniz? Adalet Bakanlığının taslağı imzalanıp tamamlandı mı, gönderildi mi?'' soruları üzerine şunları söyledi:

''İmzalar tamamlanacak. Burada olmayan arkadaşlarımız var. Bununla söylemek istediğimiz şey şu; o istisnai hüküm bizden evvelki hükümet döneminde de eski Ceza Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda vardı. Belli dönemler içerisinde yapılan müracaatlar yargılanmaların yeniden yargılanma kapsamı dışında tutulması ile ilgili bir istisna hükmüydü o. O hükmün icabına artık gerek kalmamıştır, kalkması gerekmektedir. Onun için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde karar alınan kişilerin yeniden yargılanması noktasında adil yargılanma ilkesine riayet edilmediği için yeniden yargılanmaya zaruret duyulan hususlarda bu işlemin nasıl yapılacağı zaten 311'de var. İkinci fıkrası bunun istisnasıydı. O istisna yeni bir şekle girmiş olacak. Artık bundan sonra istisna kalkmış oluyor. Bu makas içinde olan davaların da görülmesine imkan olacaktır.''

Cemil Çiçek, ''311. maddenin ikinci fıkrasındaki istisnanın kaldırılmasının terörist başı Öcalan'ın yeniden yargılanma yolunun açıp açmayacağının sorulması üzerine ''208 tane bu konu ile ilgili dosya var. Hiç kimse öküz altında buzağı aramasın. Bunu kesin net olarak ifade ediyorum; (terörist başı Öcalan'ın) yargılanması kesinlikle gündemden çıkmıştır. Bunun Abdullah Öcalan'la kesin alakası yok. O dava 1-1.5 sene evvel zaten Türkiye'nin de AİHM'in de gündeminden düşmüştür'' dedi.