Modacı Cemil İpekçi, ailesinin ve toplumun gay olduğu için kendisine nasıl baktığını anlatırken "Avrupa'da yaşasam gay evliliği yaparım. Daha az vergi ödüyorlar çünkü. Ama ne kimsenin karısı ne de kocası olurum. Yalnız alyans takarım" açıklamasında bulundu. Gençliğinden bahsederken "Benim aşkımdan üç kişi intihar etti" diyen İpekçi, "Sokakta yürürken öyle bakarlardı ki anlatamam! Hem kadınların hem de erkeklerin ilgisini çekiyordum. Ne gelinlikler askıda kaldı benim için" diye konuştu.
Posta gazetesinden Canan Danyıldız'ın Cemil İpekçi ile yaptığı söyleşi şöyle:
- Sabetaycı bir aileden geliyorsunuz…
Emek Sineması, adadaki büyük köşk hep bizimdi… Atatürk’ten sonra hayatları zorlaşıyor. ‘Dönme’ denilerek her şeyleri ellerinden alınıyor. Bunu kim yaptı? İnönü! O yüzden İnönü’yü affetmem imkansız!
- Kökleriniz saraya da uzanıyor.
Selanikli bir baba ile son derece ağdalı Safranbolulu bir anneden geliyorum. Sarayın cinci hocasının ve uncubaşısının akrabasıyım. Anne tarafından meşhur Karaköy börekçisi Hasan Çeyrekgil’in torunuyum. Babam jinekologdu. Babamın babası Remzi Efendi, Sultan II. Abdülhamit’in hekimi Mahir Tokay’dı.
- 'Dönme’ lafına kızıyor musunuz?
Hayır, dönme lafını kabul etmiyorum. Ayrıca herkes bir gün dönüyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed bile Müslüman doğmadı, sonradan oldu. Dinleri de zaten kabul etmiyorum.
- Çok değişmişsiniz…
Egomu, kızgınlıklarımı, düşmanlığımı her şeyi bir kenara koydum. Her şeyi aklı gönül süzgecinden geçirmek gerek. Bugün vardığım nokta bu. Eskiden bu kadar değildim. Baktım ki her şeyi aslında ben yapıyorum. “Ben onu çok seviyordum ama beni aldattı.” Eee? Sevmeseydin! Aldattıysa, bırak!
- Farklı bir çocuk muydunuz?
Karmaya çok inanırım. Doğduğumda hastane ayağa kalkmış. 4,5 kilo doğmuşum. Kocaman iki yeşil göz, kirpikler tavana değiyor. Çocukken sevilmekten sokakta yürüyemezdim. - Bir de sünnet töreni hikayesi var ki… Evdeki adım ‘Küçük Efendi’ydi. Dadılar madılar… Öyle büyüdüm. 11 yaşında, kazık kadardım sünnet olduğumda! Kardeşim Kenan yüzünden geç sünnet olduk. Habire hasta olurdu. Çubuklu’daki köşkün bahçesine kocaman bir yatak kuruldu. Bahçede bin kişi! Şehzadeler gibiydik. Kesecekler diye bayılmışım! - İlk erkek evlatlarının ‘gay’ olacağını bilselerdi, yine de sünnet töreni yaparlar mıydı? Babam, “Gay olacağını bilseydim yine yapardım” demişti. Ailem hep destek çıktı, kimse kızmadı. Onları utandıracak bir şey yapmadım.
- ‘Küçük Efendi’ evde özgür müydü? Kurallarla büyüdüm! Her çocukla oynamam yasaktı. Akşam 9’da yatılacak, devamlı kitap okunacak, çatal bıçaklı yemek yenmeyecek… O yüzden yaramaz değil de, sinsi bir çocuk oldum zamanla. 4,5 yaşına kadar da hiç konuşmamışım. - Gençken peşinizden çok koşarlar mıydı? Of! Benim aşkımdan üç kişi intihar etti! Sokakta yürürken öyle bakarlardı ki anlatamam! Hem kadınların hem de erkeklerin ilgisini çekiyordum. Ne gelinlikler askıda kaldı benim için!
- Sokakta tepkiler nasıl?
Bir üniversite araştırma yaptı, Türkiye’nin yüzde 80’i beni seviyor. Yani milletvekilliğine aday olsam yüzde 80 oy alırım. Parti kurabilirdim. Zaten gay olmasam, politikacı olurdum! - Vay! Politika hiç masum bir şey değil ama? Ben de masum değilim! Cemil İpekçi kalabilmek için ben de entrikalar çevirdim. Zaman zaman Hürrem, Kösem oldum. - Partilerden teklif geliyor mu? Daha önceleri geldi. Belediye reisliği teklifi de geldi. Şimdi yeni kurulan partilerden de geliyor. Belki kültür bakanlığı gibi bir şey yapabilirim. - Gay’siniz diye ödediğiniz bedel oldu mu? Tabii… Şöhret olmasaydım sevgilimle el ele sokakta gezebilirdim. Kimse yanıma yanaşamıyor adı çıkacak diye! Bilinmeyen biri olsaydım çok rahat olurdum. Beni dört duvar arasında beğenen çok. Şöhretli bir gay olmam beni yalnız bıraktı. - Muhafazakar gay’im diyorsunuz… Bu ne demek? Namusu iki bacak arasında görmüyorum. Öyle olsaydı oradan gül çıkardı değil mi? Dini anlamda söylemedim muhafazakar kelimesini. Mesela hiç genç bir sevgilim olamadı, çünkü küçük erkek kardeşim vardı. Ya onunla arkadaş olursa diye istemedim. Bu yüzden hep kendimden büyük sevgililerim oldu. - Mutlu musunuz? “Mutlu oldum” diyorum. Çünkü çok geniş bir hayal dünyam var, orada her şeyi kendimce yaşıyorum. İlla beraber olmama gerek yok. Mesela bir oyuncu var Bodrum’da, erkek! Her Bodrum’a gittiğimde denk gelmemek için kaçıyorum. Çok pis bir adammış. Pis erkek sevmem. - Anladım kim olduğunu… Duymasın! Çok da saldırgan biriymiş. Tanışmıyorum ama hayalimde onunla aşk yaşıyorum. Her gün geziyoruz. Bana “Seni seviyorum” diyor. Ne varsa yaşıyorum. Ama adamla tanışmamak için kaçıyorum. Aşk yaşamak için bir adama ihtiyacım yok! - Peki yaşlı gay olmak zor mu? Gençken Avrupa’da gay barlara gittiğimde hep Allah’a dua eder, üç İhlas, bir Elham okurdum. Buruşmuş, yanaklarına allık sürmüş yaşlı gay’lar olurdu; “Allah’ım bunlar gibi olmayayım” diye. Ve duam tuttu. Güzel yaşlandım. Yaş aldım, ölümden korkmuyorum.
- Parasal olarak hâlâ herkese siz mi bakıyorsunuz?
Evet, çünkü ben babayım! Onları idare ediyorum. - Çok kullanıldınız mı? Hayatım boyunca kullanıldım. Allah herkesi bir misyonla göndermiş, benimki de bu! 100 lira kazandıysam, bunun 10 lirası nasip oldu. - Eski şaşaanız yok, üzücü mü? Kim o günleri yaşıyor ki? Eşyalarımı, biriktirdiklerimi satsam dünya para eder. Akademi’de 2’inci sınıftayken babam iflas etti. Fitaş o zaman bizimdi. Çalışmak zorunda kaldım, garsonluk, fotomodellik yaptım, kendi paramı kazandım. Lastik top gibi indim ama zıplayarak çıktım. - Şimdiki müşteriler zor mu? Sipariş elbise dikmek istemiyorum. Para el değiştirdi, yenileri kaldıracak sabrım yok. Tahammülüm yok. Millet bir kadın alıyor dayanamıyor, ben 45 sene günde 15 kadınla uğraştım, kolay mı?
- Eşcinsel olduğunuzu ne zaman fark ettiniz?
Yedi yaşıma kadar erkek olduğumu bilmiyordum ki! Ablamla kendimi aynı sanıyordum, düşün. Dantel yakalar takıyor, bez bebeklerle oynuyordum. İlkokula başladığımda saçımı kestiler, kısa pantolonu da giydirdiler, üç gün okula gitmedim! - İlk cinsel ilişkinizi kaç yaşında, hangi cinsle yaşadınız? İlki 13 yaşında bir kadınla! Erkekle ilk cinsel ilişkimi 19’umda yaşadım. Çocukluk arkadaşımla hem de…
Öyle başladı. Sabah uyandığımda çok farklı bir Cemil’dim. - Bu ülkede korkmadınız mı? Hayır, Müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibiydi ama korkmadım. - Erkek Cemil mi daha başarılı, kadın Cemil mi? Her ikisi de! Her başarılı erkeğin arkasında, akıllı bir kadın vardır! Her ikisini de dengede tutuyorum. Her iki Cemil’i de seviyorum.
- Askerliği nasıl atlattınız? İçinizde kaldı mı? Çürüğüm ben, canım benim! Askerlik şubesine gittim, ayağımda topuklu ayakkabılarla, yüzümde makyaj, saçım belime kadar… Şok geçirdiler, “Hanımefendi, yanlış geldiniz herhalde” dediler. Bitti böylece. - İlk evliliğiniz imam nikahıymış, anlatsanıza… 16 yaşındaydık, Zeynep diye bir arkadaşım vardı. Meğer bana aşıkmış. Bir gün piyanoda bir şey çalarken bir aşk hikayesi anlattı. Onu dinlerken, aşık oldum. Birlikte olabilmek için imam nikahı yaptık. - Şu an bir aşk var mı? Cinsel olarak iki-üç senedir kimse yok. Aşk olarak da yedi-sekiz senedir durdu. Seks istemiyorum. Çok aptal ve basit geliyor. - Tek eşli misiniz yoksa? Tek eşli, sadık bir adamım aslında. Ama itiraf edeyim, bedensel olarak aldattığım da oldu. İntikam için. Üç gün bile flört etsem alyans takarım, bağlıyımdır. - Gay evililiğine sıcak bakar mısınız? Avrupa’da yaşasam gay evliliği yaparım. Daha az vergi ödüyorlar çünkü. Ama ne kimsenin karısı ne de kocası olurum. Yalnız alyans takarım! - Bir ağlama hikayeniz var… Hayatımda ilk kez bıyıklarımı kestim, isteyerek. Tavuk poposuna döndü ağzım. Ağla ağla… 10 gün! Allah’tan çabuk çıkıyor da düzeldi! Bıyığımı kesmem için estetikle dudaklarımı yukarı kaldırtmam lazım.
- Kadın olmayı hiç istediniz mi?
20 yaşındayken istedim, sadece giyinmek için... Kadın giyimi çok renkli. Yoksa kadın olmadığıma binlerce kez şükrediyorum.
- Cinsiyet ameliyatı olmayı hiç istediniz mi?
Kendi bedenimle mutluyum, ameliyat olmayı hiç düşünmedim. Cinsiyet değiştirenler de bu işten para kazanmak için yapıyorlar, çok üzücü. Gerçek bir kadın olmak imkansız. Hiç doğurma hissi duymamışken nasıl kadın olabilirsin? - Aileniz gay olmanızı kabul etmeseydi ne yapardınız? Bilmiyorum ama kadın olmazdım. Yine bildiğimi yapardım ama ailemin sevgisinin eksikliği beni çok üzerdi. Sevilmemek beni çok hırpalardı. - Mecbur kalsaydınız ya da kadın olsaydınız genelevde çalışır mıydınız? Mecbur kalsaydım çalışırdım. - Aileniz bu konuda bastırsaydı, kabul görmeseydiniz gay olmaz mıydınız? Hayır! Yine gay olurdum. Bir tek Lulu ile yaptığım ikinci evliliğimde çocuğumuz olsaydı, gay hayatını yaşamazdım. Yoksa benim kadınlarla bir sorunum yoktu, biseksüeldim aslında, çok da çapkındım.
- Enteresan… Hal böyle olup çocuk olmayınca… Kadınlara da seks dışında bir merakım yoktu. Geneleve de çok giderdim.
- Erkekler mi daha zor, kadınlar mı?
Kadınlar tabii ki! Erkek dünyanın en kolay mahluku! Kapıdan girerken paşam, ağam de, bitti! Yemek yapmana bile gerek yok! Yalancı dolma yap koy, yer! “Sen olmasan ben ne yapardım” de, yeter ona. - Ya kadınlar? Ona iki güzel şey söyle, “Ulan bu adam ne halt yiyor da bana bunları söylüyor” der hemen! - Siz kadın mısınız, erkek mi? Erkek değilim. Kadın da değilim. Bir kadının yapması gerekenleri yapıyorum, o kadar. O yüzden de çok kazandım. Benimle bir kez olanı unutmadım. Kadınlara kadınlığı öğrettim, çok evlilikler kurtuldu. Oo… Koca bulanlar bile oldu! Sadece vücutla kadın olamazsın, akıllı olacaksın. Erkek ile kadın diye iki yaratık var, kabul edeceksin. - Peki, kabul! Hiç unutmam, 23 yaşındaydım… Mum ışığında bir yemek hazırladım. Çok romantik, kristaller falan… Adam geldi, “Işığı açabilir misin, kilise gibi olmuş” dedi. “Neredesin” demeyeceksin bir de erkeğe! Bir anne daha istemiyor. Hele o akşam maç varsa. - Soracağız tabii! Bırak sorma! Eve gelince de ödünü koparma. Bırak eve gelmeden bir-iki arkadaşıyla buluşsun. Ne konuşuyor, ya maç ya da yatamadıkları kadınları konuşuyorlar. O kadar! “Saçımı süpürge ettim” demeyeceksin. - Şu gizli aşkınıza siz de öyle mi yapardınız? 34 yıllık bir birliktelikti. Adamın baş harfi S. Doğum günüm yaklaşırken kırk kere o kuyumcunun önünden geçer, o beğendiğim yüzüğü anlatırdım. Allah’a şükür o yüzden bir kuru mücevherim var.