Cenevre'de uzlaşı zor

Cenevre'de uzlaşı zor

Cenevre’deki barış görüşmeleri daha başlarken bu görüşmelerde IŞİD ve El Nusra Cephesi temsilcilerine yer verilemeyeceği yönünde ilkesel bir karar alınmıştı. Hatta BM Güvenlik Konseyi aralık ayındaki kararında tüm katılımcılara çağrıda bulunarak bu iki grubun terörist faaliyetlerine karşı önlem almalarını istemişti.

Ancak geçen hafta sonu IŞİD’in Şam yakınlarında düzenlediği suikast eylemi, Güvenlik Konseyi’nin çağrılarının boşa çıktığını ortaya koydu. IŞİD, Şiilere bağlı Seyyide Zeynep Türbesi'ne düzenlenen ve 50’den fazla kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla görüşme masasına oturmasa da varlığını hissetirdi.

IŞİD saldırısının hedefi

Bu saldırının başka bir hedefi de konferansın gidişatını belirli bir yöne çekmekti. Zira konferansa katılan en azından birkaç ülke, örneğin Rusya, Suriye ve ABD, mücadeleyi 'baş düşman' olarak gördükleri cihatçılar üzerinde yoğunlaştırıyor. Bu durumda Esad rejimi konusu arka plana düşmüş oluyor. Oysa Suriye’deki muhalif güçler açısından başlıca düşman Esad. Görüşmelere katılan tüm gruplar arasında öne çıkan çıkar çatışması da işte buradan kaynaklanıyor.

Baştan bu yana Suriye Ulusal Konseyi'ne bağlı Müzakere Yüksek Komitesi'nin (HNC) endişesi de buydu. Bu nedenle konferans öncesinde bazı ön şartlar üzerinde ısrar etti ve Esad rejiminin bazı kentlerdeki ablukayı kaldırmasını ve sivil halka karşı saldırı düzenlememesini istedi. Şam yönetimi de Madaya gibi insanların açlık çektiği abluka altındaki kentlere yardım malzemesi gönderilmesine izin vereceğini açıkladı.

'John Kerry hiç bir vaatte ve girişimde bulunmadı'

Müzakere Yüksek Komitesi (HNC), Rusya’nın Suriye’deki hava saldırılarını da kınadı. Rusya’nın savaş uçakları ve roketlerle düzenlediği saldırılarda sadece hafta sonunda 100’den fazla sivilin öldüğü belirtiliyor. “Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu” adlı muhalif grubun başkanı Halid Hoca, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin şu ana kadar hiçbir vaatte ve hiçbir girişimde bulunmadığını belirtiyor ve bir süreden beri İran ve Rusya’nınkine benzer mesajlar verdiğini söylüyor.

Suriye muhalif güçler, Rusya’nın katı tavrı nedeniyle Suriye’deki nüfuzunu artırmasından endişe ediyor. El Arabi El Cedid gazetesi durumu, “Amerikalılar Rusya karşısında geri çekiliyor” cümlesiyle özetliyor. Öte yandan Rusya ile Esad rejimi siyasi hasımlarına karşı pek barışçıl davranmadığı için de durum birçok Suriyeli açısından ciddiyetini koruyor.

Batılı ülkelerin öncelikleri

Uluslararası aktörler açısından ise Esad rejimi doğrudan değil dolaylı tehdit oluştuyor. Onlar terör gruplarını, en başta da IŞİD’i tehlikeli görüyor. IŞİD’in Avrupa’yı, Rusya’yı ve ABD’ni terör saldırıları ile karşı karşıya bırakmasından endişe ediyorlar. Bu da ılımlı Suriyeli muhalif güçler ile uzun zamandan beri temkinli davranan Batılı müttefikleri arasındaki atmosferin daha da soğumasına yol açıyor. El Arabi El Cedid gazetesi, “Savaş, Avrupa’ya kitlesel mülteci akını ve El Kaide’den daha vahşi ve aşırı bir grup… Tüm bunlar birçok Amerikalı ve Avrupalı politikacının muhalif güçlerden daha çok otoriter rejimleri desteklemeye başladıklarını gösteriyor" yorumunda bulunuyor.

'Rusya ve İran savaş giderlerini karşılamaya istekli olmaz'

Londra merkezli Arap internet haber sitesi El Şark El Avsat, Suriyeli muhalif grupların elinde de bir koz bulunduğuna işaret ederek savaş giderleri yüksek, başarı şansı ise yüksek olmadığı için Rusya ve İran’ın uzun vadede savaş giderlerini karşılamaya istekli olmayacağını vurguluyor. Öte yandan Suriye'deki silahlı muhalif gruplar olmadan IŞİD ve benzeri cihatçı gruplarla mücadelenin de mümkün olmayacağı belirtilerek Suriye savaşına dahil olmuş olan devletler Suriyeli silahlı muhalif grupların desteğine ihtiyaç duyduklarında onların da başka tavizlerde bulunacağının bilinmesi gerektiğinin altı çiziliyor.