Geçen sezon başında Altınordu'dan Başakşehir'e transfer olan ve Abdullah Avcı'nın verdiği forma şansını başarılı bir şekilde değerlendirerek Milli Takım'a kadar yükselen 19 yaşındaki Cengiz Ünder, açıklamalarda bulundu.
Başakşehir formasıyla 32 maça çıkan ve 7 gol 5 asist kaydeden genç futbolcu, gece hayatını sevmediğini vurgulayarak, "İstanbul'a geldiğimden beri tesiste kalıyorum. Sosyal hayatım olsun diye Abdullah Hoca'nın evine geçtim. Abdullah Hoca'nın kiracısıyım. Başkan 'Kira konusuna karışma' dedi bana" ifadesini kullandı.
BeINSports'a konuşan Ünder, dizilere olan ilgisini de, "Dizi izlemeyi çok severim. İçerde, Prison Break, Game of Thrones, Breaking Bad, Walking Dead, bunları seviyorum" sözleriyle anlattı.
19 yaşındaki milli futbolcunun konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
"Henüz arabam da, ehliyetim de yok. İrfan Can'la gidip geliyorum. Şu an araba almanın hayalini kurmuyorum. Küçük araba bana yeter.
"Küçüklükten başlayan bir hikayem var. İzmir’e gittim. Başkan Seyit Mehmet Özkan İzmir’e getirtmişti. Beni kendisiyle uzun yıllar çalıştık. Daha sonra Altınordu’da idmanlara çıkmaya başladım. Ben A Takım ile idmana çıktığım gün bir daha aşağıda oynamak istemem diyordum. Arkadaşlarıma da söyledim. Ondan sonra kadroya girdim. Fenerbahçe ile oynanan kupa maçında oynadım. Altınordu’da sağ açıkta oynadım. İyi bir sezon geçirdim. Başakşehir’in gündemindeydim. 1 sene daha kaldım ve daha sonra Başakşehir’e transfer oldum"
"10 yaşında halı sahada top oynarken, Balıkesir’de bir hocam vardı. Cengiz’i iyi bir kulübe götürün demişti Ersoy Hoca. Bucaspor’a götürdüler daha sonra Altınordu kariyeri başladı. Bugünlere gelmemdeki en önemli isim babamdır. İzmir’e gittiğimde babam kulüpte kalmamı istemedi. Bir ev tutalım dedi başkan. Babam gelmedi. Annem ve babam ayrı gibiydiler. Her hafta sonu geliyordu. 5 yılımız böyle geçti diyebilirim. Annem, babamdan daha sessizdir. Ne yapmamı istersem o olsun ister. Aslında zor bir dönemdi ama sonunda buralara kadar geldim"
"Üstüne koyarak gelmem lazım. Başakşehir’e ilk geldiğimde bu kadar iyi performans sergileyeceğimi düşünmüyordum. İlk hedefim kadroya girmekti. UEFA maçında bana güvendiğini hissetti. Ondan sonra formayı aldım ve hiç çıkarmamak için uğraştım. Bunları hayal etmiyordum. Milli takıma kadar yükseldim. Bu kadar hızlı gelişeceğini hayal etmiyordum"
"Göksel Başkan ile ilk Başakşehir’e gittiğimde görüşmüştüm. Abdullah Hoca ile yanına gittik. Çok güzel sohbet etmiştik. Kendine güveniyor musun diye sorduğunda iddialı konuştum. Çabalarım boşa çıkmadı. Başakşehir’e gelmeden önce de başka kulüpler de vardı. Proje amaçlı bir transferdi ilk başta. Abdullah Hoca ile tanıştığımdan beri bana en çok güvenen isim oldu. UEFA maçında beni oyuna almıştı. İdmanlarda yıllardır oynuyor gibiydim. Onlar da beni kendi içinde gördü. Abdullah Avcı sayesinde performansım arttı. Normalde sağda oynuyorum ama solda oynadım. Bu sene sol açıktaydım. Demek ki sol açıkta da fena oynamıyormuşum. Sağda oynamayı seviyorum ama sola da alıştım. Normalde defansa gelen bir oyuncu değildim ama burada defans oyuncusu da oldum"
"Ben her idman sonrası yarım saat kalır ve şut idmanı yaparım. Daha iyi olması için öyle yaparım. Daha da kuvvetlenmem lazım. Çalışıyorum. İleride Avrupa’da oynamak istiyorsam fiziksel olarak daha da güçlenmem lazım. Hava toplarını seviyorum ama bazen korkak da olabiliyorum. O özelliğim gelişmeli. Adam eksiltmeyi çok seviyorum. Ayrıca şut atmayı da severim. Şut ve dripling özelliklerimi seviyorum"
"İspanya Ligi’nde ileride oynamayı isterim. İngiltere ve Almanya’yı da çok beğeniyorum. Tabi ki en başta İngiltere Premier Ligi seviyorum. Şu an için kendimi yeterli görmüyorum ama üstesinden geleceğim. Oradaki futbolcular güçlü. Her zaman üstüne koyarak gitmek istiyorum. Yapamam demiyorum. United, Chelsea, Barcelona, Real Madrid gibi kulüplere bir gün gideceğime inanıyorum"
"Ben David Silva’yı çok beğeniyorum. Douglas Costa’yı da aynı şekilde. Forvet arkası da oynayabiliyorum. U19 ve U18’de oynamıştım. TFF 1. Lig’de durum çok daha farklı. Fakat oynayabileceğimi düşünüyorum. Ben şu an yıldız futbolcu değilim. Daha çok çalışmam lazım. Yıldız futbolcu olacağıma inanıyorum. Daha çok çalışıp üstüne koymak istiyorum. Buna inanıyorum"
"Yükseklik korkum var. Evim de 12. katta. Bisiklet sürmeyi severim. Sinemaya giderim. Masa tenisi ve basketbolu da seviyorum. Gece hayatını sevmiyorum. İstanbul’a geldiğimden beri 4-5 ay kulüpte kaldım. Ben tesiste kalıyordum. Sosyal hayatım olsun diye Abdullah Avcı’nın yanına geçtim. İrfan Can Kahveci de benim komşum. Orada da tesislerde gibiyiz. Orhan Ak da orada. İrfan ile zaten sürekli beraberiz. Abdullah Avcı’nın evinde kalmak güzel. Onun kiracısıyım"
"Aldığım parayla aileme ev almıştım. Buraya geldiğimde de evin parasını tamamen ödedim, satın aldım. Aldığım parayı çarçur etmedim. 20 yaşındayım ve şu an ehliyetim yok. İrfan ile birlikte gidip geliyorum. Herkesin hayalinde istediği bir araba vardır ama ben hayalini kurmuyorum. Ehliyet sınavını 95 ile geçtim. Direksiyon sınavı kaldı. Daha sonra belki 1-2 ay sonra lüks olmayan normal bir araba alabilirim"
"Herhangi bir uğurum yok. İyi oynadığım maçta ne yaptıysam diğer maçta da aynısını yapmak isterdim. Beşiktaş maçında attığım golü bir deftere çizmiştim. Aynı golü o maçta attım. Herkes de şaşırdı. Beşiktaş maçında attığım golün dışında Milli Takım’da attığım gol de vardı. Onu da çizmiştim. Zihnimde canlandırıyorum. Maç içinde de aklıma geliyor. Bir bakıyorum gol oluyor"
"Ailem ve futbol vazgeçilmezlerimdir. Boş zamanlarımda kulüpte Yaşar hoca ile ders görüyorum. İrfan ile beraber basketbol ve tavla oynarız. Yalçın ağabeyle de çok tavla oynadık. Fakat tavlada çok iyi olduğumu söyleyemem. 2 yıldır oynuyorum. Zar falan da tutmuyorum. Müzikle aram iyidir. Tarkan ve Sezen Aksu’yu dinlemeyi severim"
"Spor programlarını izliyorum ama daha çok dizi izlemeyi severim. Yabancı dizi izlerim. Pazartesi İçerde dizisini izlerim. Prison Break izlerim, Game Of Thrones, Breaking Bad izlerim. Okumayı bana Yaşar Hoca sevdirdi. Futbolcuların kitaplarını okuyorum. Manchester United’ın Sportif direktörünün kitabını okumuştum. Bazen haftada 1-2 kitap okuyorum. Bazen okumak için istekli olmayabiliyorum. Et çıktığı zaman açılın Cengiz geliyor derlerdi. Ayrıca salatayı da severim"
"Attığım en güzel Alanyaspor’a attığım ilk golüm. Orta sahadan sürerek atmıştım. Bir de Beşiktaş deplasmanında sağ ayakla havadan vurmuştum. Bir de Akhisar maçında Edin’e attırdığım gol vardı. Ayrıca bir de ikinci maçta Adebayor’a attırmıştım"
"Emre Belözoğlu ile futbol oynadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Ondan bir şeyler öğreniyorum. 36 yaşında bir oyuncunun 11 kilometre koşması değişik. Her özelliği var. Bazen sinirli olabiliyor ama kendisine alıştık. Kendisinden sürekli bir şeyler öğrenmek istiyorum. Çok iyi bir insan. Samimi bir insan"
"Ben Lionel Messi’yi daha çok beğeniyorum. Emre Belözoğlu’nu söylememe gerek yok. Talisca geride bıraktığımız sene çok iyi oynadı. Avrupa’dan ise Eden Hazard ve David Silva’yı beğeniyorum"
"Büyük takımların hepsini içeride ve dışarıda yendik. Aşağıdaki takımlara karşı iyi sonuçlar alamadık. Antep, Rize maçları vardı. Şampiyonluk bu tip maçlarda gitti diye düşünüyorum. Kupa maçında ise 90 dakika boyunca hücum ettik olmadı. Olmayınca olmuyor. Çok iyi oynamadık fakat rakip de savunma yapınca işimiz zorlaştı. Ben de penaltı kaçırdım ve çok üzüldüm"
"Beşiktaş iç sahada çok güzel maçlar çıkardı. Neredeyse iç sahada kaybetmiyorlar. Takıldığı takımlar pek olmadı. Çok iyi pas yapıyorlar. Kazanabileceğimiz maçlar oynadık Beşiktaş ile… Çok net pozisyonlarımız vardı. 3 tane net benim pozisyonum vardı. 20 dakikada 3-0 üstün duruma gelmiştik. Beşiktaş’ı tebrik etmek gerek. Akhisar, Rize, Antep maçlarında iyi değildik. Şampiyonluk o maçlarda gitti"
"Eleştirilere kızmamak lazım. Büyük yorumcular beni eleştiriyor. Ders almak lazım. Yazıları görünce biraz düşünüyorum ama kötü oynadığım dönemleri unutmuyorum. Ders çıkarıyorum. Kasımpaşa maçında kötü oynamıştım. Antep maçında yedek başlamıştım. Daha sonra tekrar performansımı düzelttim ve goller atmaya başladım. Bazen olabiliyor. Her futbolcu kötü oynayabiliyor. Herkes hata yapar. Benim de 2-3 maç kötü oynadığım karşılaşmalar olmuştu"
"Futbol yaşantım boyunca benle ilgili yazı yazanlara kızmayacağım. Sonuçta herkes işini yapıyor. Herkes dilediği insanı eleştirebilir. 4-0 yenildiğimiz bir maç vardı ; Kasımpaşa karşılaşması. Top hep bizdeydi ama hoca maç sonrası geldi ve bizi tebrik etti. Böyle şeylerin olabileceğini söylemiştim. Abdullah Avcı’nın kızdığı bir maç olmadı"
"Seyircimiz olsaydı belki daha farklı olabilirdi. Bazı takımların seyircisi oluyor ama bazen baskı da oluyor. Taraftar baskısı üstümüzde yoktu. Hiç taraftarı çok olan takımda oynamadım. Takımda herkes baskıyı kaldırabilirdi, çünkü herkes tecrübeliydi"
"Ben en çok baskıyı Vodafone Park’ta hissettim. Tribünler doluydu ve boş yer yoktu. Baskıdan biz etkilenmedik ve daha iyi top oynadık. Taraftarın en iyi olduğu stat orasıydı. Takım olarak da bireysel olarak da oynadığımız maç o karşılaşmaydı. Gol atarken sevincini dolu dizgin yaşamak gerek." (Ajansspor)